~5 yıl sonra~
"Minho Abi!"
Kendisine koşan küçük kardeşine el sallayarak gülümsedi Minho. Jisung boynuna atladığında ona sarıldı ve kendi çantasını da taşıyor olmasına rağmen Jisung'un sırt çantasını aldı
Minho'yu 5 yıl önce okula yazdırma kararı almıştı Han Bey. Dersleri önceden öğreniyor ve Jisung'a evde ders çalıştırıyordu. Özel öğretmene bile ihtiyaçları yoktu. Jisung'un anlayacağı şekilde anlatıyordu zaten
Kısa süre sonra Jisung'da okula yazılmıştı. Birlikte okula gidip gelmeye başladılar. Aşırı saygılı ve titiz davranışları ile Minho hem öğretmenlerin hem de kızların gözdesiydi. Böyle havalı bir abiye sahip olduğu için Jisung'da kendi çapında popülerdi
Minho'nun tuhaf karşıladığı şey Jisung'un özel okula değil sıradan bir devlet okuluna gitmesiydi. Halbuki Han Bey'in oğlunu en iyi şartlar altında eğiteceğini düşünmüştü Minho
Jisung ona bugün neler olduğunu anlatırken gülümseyerek ona baktı. Dediği şeylere gülüp onu özel arabalarına bindirdi
Eve vardıklarında Jisung koşarak anne babasına sarıldı. Heyecanlı bir şekilde neler olduğunu herkese anlattı
Minho ona gülüp çantasını yukarı, odasına çıkardı. Yıllar geçip gitse bile Jisung'un enerjisinden hiçbir şey götürmüyordu. Hala daha sevimli ve hiperaktif bir bebek gibiydi o
Aşağıya inip Jisung'u zorla odaya çıkarttı. Formasını çıkarmasına yardım edip üstünü giydirdi. Ellerini yıkattı ve odayı düzeltmesini isteyip aşağıya indi. Jisung odayı toplarken hizmetli ablalara masayı kurmalarında yardım etti
En son terasa çıkmış, bacaklarını aşağıya sarkıtmıș halde etrafı izliyordu. Jisung'un neşeli sesi bütün evde yankılanıyordu
Gözleri yeşil bahçede dolandı. Gülümsedi sonra. Güneş ışıkları Minho'nun sarıya çalan saçlarına değerken huzurlu hissediyordu. Gözlerini kapatıp ışığın göz kapaklarının arasından süzülmesine izin verdi. Etrafında uçuşan lanet olası sineklerin vızırtısı bile mutlu hissettiriyordu Minho'ya
İşte bu yüzden yazı seviyordu. Yaşadığını hissediyordu. Kış geldi mi her şey bir kenara çekiliyor ve etraf sessizliğe bürünüyordu
Oldukça sessiz bir evde büyümüştü Minho. Gereksiz konuşmalar olmazdı. Duyduğu yüksek sesler sadece kardeşlerinin ağlaması veya annesiyle babasının öfkeli sesi olmuştu. Hoşuna gitmiyordu bunlar. Jisung'un heyecanlı sesi ve evdekilerin neşeli kahkahalarını duymak hoşuna gidiyordu. Deşarj oluyor gibiydi Minho
"Minho Bey"
Dönüp arkasındaki korumaya baktı "Han Bey sizi istiyor"
Gülümsemesi yüzünde donup kaldı
Sadece 4 kelime ve bütün hayatı kararmış gibiydi
Yüzü düşerken "Peki" dedi ve yavaşça ayağa kalktı. Korumayı arkasında bırakıp Han Bey'in odasına çıktı
Kapıyı tıklatıp komutunu aldıktan hemen sonra içeri girdi. Ellerini önünde birleştirip bilgisayarı ile ilgilenen Han Bey'in konuşmasını bekledi
"Jisung'un okulu nasıl gidiyor?"
"Not konusunda herhangi bir sıkıntısı yok, derslere de katılıyormuș. Arkadaşlarıyla iyi geçiniyor. Sadece son zamanlarda Jimmy onunla dalga geçmeye çalışabiliyormuș"
Onu sonuna kadar dinledikten sonra kaşları çatıldı Han Bey'in
"Ne hakkında?"
Yutkunarak gözlerini kaçırdı. Minik elleri korkudan titremeye başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Past // MinSung (DG)
FanfictionLet's Play a Death Game kitabındaki Minho ve Jisung karakterlerinin geçmişlerini anlatan yan kitaptır. Spoi yememek için önce birinci kitabı okuyunuz Her şey Minho'nun içinde bir huzursuzluğa sebep olan o adamın gelmesiyle başladı...