"Minho Hyung kaşındaki ne?"
"Yara bandı" Minho kendisine merakla bakan Jisung'un saçlarını karıştırdı "Başımı masaya vurdum"
Jisung büyük gözleriyle ona üzgünce baktı "Uf mu oldu?"
Minho gülerek "Evet" dedi "Uf oldu"
Uf oldu tabirini her zaman komik bulmuştu. Fazlasıyla saçma ama sevimli bir tabirdi. Özellikle Jisung söyleyince daha da sevimli olmuştu
İkisi birlikte tekrar odalarına geçtiler. Jisung istediği oyuncakları aldıktan sonra aşağı salona indiler. Han Bey haberleri izlerken geçip köşede oyun oynamaya başladılar
Jisung büyük masayı gösterdi "Burası bizim kalemiz olsun"
Minho onayladı onu. Jisung koşarak salondaki koltukların minderlerini yerinden çıkarmaya başladı. Minho salonu dağıtmaya izinleri var mı diye düşünürken Jisung Han Bey'in oturduğu mindere yapışmış çekiştiriyordu
Han Bey altındaki minder için kendini paralayan Jisung'a baktı. Jisung tombul yanaklarını şişirerek "Kalk!" dedi
Ve Han Bey kalktı...
Hiçbir şekilde huysuzlanmadan minderi olmayan koltuğa oturup haberleri izlemeye devam etti
Minho şaşırsa bile çaktırmadı. Jisung'un heyecanla getirdiği minderleri masanın altındaki boşluklara dik bir şekilde koyarak kalenin duvarlarını oluşturdu
Jisung kalenin içini döşemek için eğildi. İçeri girecekti ki başının masaya çarpacağını anlayan Minho saniyesinde elini masanın sivri köşesine koyup Jisung'u belinden geri çekti
Jisung başını kaldırıp şaşkın bakışlarını Minho'ya çevirdi. Minho gülümseyerek "Uf olacaktın" dedi. Jisung Minho'nun elini görünce olayı anladı
Minho ellerini geri çektikten sonra heyecanla "Ben de yara bandı istiyorum!" dedi
Masanın sivri köşesine tutundu. "Jisung, hayır. JISUNG NE YAPIYORSUN!?" Kafasını geriye çekip masaya doğru savurmuştu ki Minho Jisung'a sarılarak havaya kaldırdı
Jisung üzgün bir ifade ile "Ben de yara bandı istiyorum!" dedi
"Tamam, sana yara bandı veririm! Kafanı vurmana gerek yok!"
Jisung'un gözleri parladı. Minho koşarak Jisung için bir yara bandı aldı ve geri geldi. Jisung'un isteği üzerine kendi kaşındaki gibi Jisung'a taktı yara bandını
Yara bandı olayı çözüldükten sonra Jisung yanında getirdiği kral tacını kafasına yerleştirdi
"Ben prens olayım!" Minho onu onayladı. Jisung o kadar sevimliydi ki onunla konuşurken gülümsediğini fark etti
Parmağını kaldırıp Minho'yu işaret etti
"Sen de benim atım ol!"
Donup kaldı "At mı?"
"Evet çünkü sen bembeyazsın! Bende beyaz atlı prens olmalıyım"
Minho gözlerini kırpıştırdı. Ne söylemesi gerektiğini düşünürken Han Bey ile göz göze geldi
"E olayım o zaman"
Minho dizlerinin üstünde eğildi. Jisung onun sırtına çıkarken küçük yaşta küfüre başlamıştı Minho
"Deh!!"
Sinirli bir şekilde salonda ilerlemeye başladı. Jisung zevkle gülüyordu. Salonun etrafını en az 4 kere döndü. Dizleri artık ona yalvarırken Jisung "Sen hızlı yapamıyorsun" dedi. Minho'nun sırtından inip Han Bey'e doğru koşturdu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Past // MinSung (DG)
FanfictionLet's Play a Death Game kitabındaki Minho ve Jisung karakterlerinin geçmişlerini anlatan yan kitaptır. Spoi yememek için önce birinci kitabı okuyunuz Her şey Minho'nun içinde bir huzursuzluğa sebep olan o adamın gelmesiyle başladı...