9 yıl sonra, 21 Mayıs 2019
"Başvurum onaylandı, yani evet, oyuna katılacağım. Sadece hangi ekip ve temayla oynayacağım kesin değil"
Yemek masasında her zamanki gibi sohbet ediyordu Han ailesi. Aslında ikinci olmasına rağmen her zaman birinci gelen çocuk, Han Jisung, ona saygınlık ve popülarite getirecek olan bir oyundan bahsediyordu. Babası yemeğini bitirmiş, birleștirdiği ellerine çenesini yaslarken oğlunu dinliyordu. Diğer çocukları Han Minho ise sakince çorbasını içiyordu. Bir kulağı da Jisung'daydı tabiki.
"Ne zaman başlayacağı belli mi?"
"Henüz değil ama geçen seneleri de düşününce büyük ihtimal Haziran'ın ilk haftası olacak. Mesaj atacaklarını söylemişlerdi."
Başını sallayıp "Güzel" dedi Han Bey. "Senin için de iyi olur bu oyun"
"Değil mi? Hepimiz için güzel bir reklam da olur. Kazanamasam bile finale kadar gidebilirim"
Bir anda yerinde diklești Han Bey "Kazanacaksın. Temelde aptal bir oyun. Bunu kolaylıkla kazanabilirsin"
"Evet ama bazen oldukça zeki oyuncular çıkabiliyor. Oyunun zorluğu değil de oyuncuların profesyonelliği önemli burada"
Jisung'a üstten bir bakış atarken "Saygınlık istiyorsan kazanacaksın Jisung" dedi. Gözleri korkutucu derecede üstünlük kuruyordu "Han ailesi olarak başarısızlığı kabul edemeyeceğimi biliyorsun"
Omuzları düşerken "Tamam" diye mırıldandı Jisung. Babasının aptal kurallarından bıkıyordu bazen.
Mesela artık 25 yaşındaydı ama hala daha Minho'ya adıyla hitap etmesi ve ondan uzak durması gerekiyordu. Ne saçmaydı ama.
Bakışları sessizce yemeğini yiyen Minho'ya kaydı. Abisini çekingen gözlerle süzüp ekmeğinden bir lokma attı ağzına.
"Minho da yardım eder sana"
Birden adını duyması ile başını kaldırdı Minho. Han Bey'e kısaca bakıp "Elbetteki efendim" dedi çabucak. Jisung için bir şey yapıyor olma düşüncesi ile kararmıştı gözleri.
"Minho neden yardım ediyor? Zaten yapacak bir sürü şeyi var onun. Hem ben kendi başıma kazanamaz mıyım sanıyorsunuz?"
Han Bey arkasına yaslanıp "Ondan yardım istemekte çekinmene gerek yok" dedi. Minho Jisung'un kölesi gibiydi zaten.
"Kalsın, gerek yok"
Masa sessizleşince Jisung'a döndü Minho "İstediğiniz an size yardım edebilirim efendim"
"Dediğim gibi gerek yok"
Bakışlarını kaçırıp yemeğine odaklandı tekrar. Jisung'un tavrı karşısında önüne döndü Minho da. Karşısında oturan Bayan Han ona ve Jisung'a üzgün bakışlar atıyordu ama Han Bey Minho'ya acıma taraftarı değildi. Onun için Minho sadece bir çalışandı. Görevi Jisung'u korumaktı ve koruyordu da, Han Bey de parasını veriyordu. Aralarındaki ilişkinin daha fazlası olmasına da gerek yoktu.
Yemekten kalkar kalkmaz çalışma odasına çekileceğini söyleyip üst kata çıktı Jisung. 18 yaşına bastığı gün babası bu odayı onun için hazırlamıştı ve uzun bir süredir kullanıyordu burayı. Evdeki herkesten kaçabileceği sessiz ve huzurlu bir yeri olmuştu.
Sandalyesine geçip kocaman gerindi. Sarı saçlarından ellerini geçirirken bilgisayarının açma tuşuna da bastı ve beklemeye başladı.
Katılacağı oyun ülkenin hatta dünyanın ilgisini çeken bir oyundu. Aslında basitti ama her sene ortaya çıkan çok iyi oyuncular oluyordu. Kıvrak zekaları pek çok şirket tarafından istenen bir kriter olduğu için o kişiler için savaşmaya bile başlıyorlardı. Bu oyunu kazanması gerçekten mükemmel olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Past // MinSung (DG)
FanfictionLet's Play a Death Game kitabındaki Minho ve Jisung karakterlerinin geçmişlerini anlatan yan kitaptır. Spoi yememek için önce birinci kitabı okuyunuz Her şey Minho'nun içinde bir huzursuzluğa sebep olan o adamın gelmesiyle başladı...