1.2

15.4K 747 48
                                    

Odadan çıkan Keremle hemen ayağa kalktım. Bu zaman bize taraf yürüyen insanlara baktım. Bize bakıp gözleri yaşlı bir kadın telaşla konuştu.

"Oğlum, Emir nerede?"
Boğazımı temizleyip cevap verdim.

"Yoğun bakımda. Kan lazımdı, Kerem yetişti iyi ki! Şimdi durumu iyi sanırım."

"Ay Allah razı olsun sizden kuzularım. Keremi tanıyorum zaten, sen peki? Aranızda bir şeyler mi var?"dedi kadın sevecen bir tavırla. İçimden keşke desem de kendime gelip cevap verdim.

"Hayır efendim, arkadaşız."

Aslında arkadaş da değiliz. Tanımıyor çocuk beni ama neyse...

"Çok teşekkür ederiz çocuklar, bize haber verdiğiniz için!"dedi orta yaşlı bir adam.Sanırım Emir'in babasıydı. Yaklaşık 15 dakika sonra doktor odadan çıktı.

"Emir Bey'in durumu gayet iyi, endişelenmenize gerek yok."

"Görebilir miyiz?"dedi hemen annesi.

"Evet görebilirsiniz ama hepiniz değil."

"Girelim hadi," dedi annesi.
Babasıysa ona katılmayıp konuştu.

"Bize haberi bu çocuklar verdi. Eminim onlar da Emiri görmek isterler. Mümkünse hepimiz tek tek girelim. Onu yormamak şartıyla."
Ben giremezdim yanına. Daha karşısına çıkacak kadar cesaretimi toplamamıştım.

"Ben girmeyeceğim. Şey, eve gitmem lazım da. Gelip görürüm başka zaman."

"Tabii kızım, sen nasıl istersen. Kerem, oğlum?"

"Ben görmek istiyorum Emir'i Haşmet amca. Siz girin, ben Ayda'yı taksiye bindirip geliyorum."

Nee? Kerem onlara ismimi söylemişti. Ve onlar Emire söyleyecekti.
Kahretsin!
Keremle birlikte hastaneden çıktığımızda ona döndüm.

"Sen delirdin mi Kerem, Emir'in ailesine ismimi söylemek de neyin nesi?"

"Ne diye hitap edecektim?Anonimi taksiye bindirip geliyorum mu deseydim?"
Öfkeyle saçlarımı çektim.

"Emir ismimi öğrendi, yakında beni de bulur!"

"İsminle bir şey bulacak değil Ayda."
Daha sonra bu tarafa gelen taksiyi görüp yeniden konuştu.

"Bak taksi geldi, hadi bin eve git. Zaten derse de girmedin bugün."

"Emirden önemli değil!"

"Tamam, hadi," dedi ve arabanın kapısını açıp beni oturttu. Daha sonra el sallayıp kapıyı kapattı. Bense somurtarak ona baktım.
Salak!

"Nereye hanımefendi?"
Taksicimin sesiyle ona döndüm ve adresi verdim. Kısa süre sonra eve varmıştım. Parayı uzatıp arabadan indim. Kapıyı çaldığımda annem açtı ve sinirle bana bakıp konuştu.

"Neredeydin çabuk söyle yoksa alırım ayağımın altına!"

"O-okuldaydım."

"Nah okuldaydın! Aradılar beni kızınız gelmedi dediler. Delirdim evde resmen, hamile halimle çıldırttın beni Ayda!"

"Anne otur anlatayım, sinirlenme!"dedim kolunu okşarken. Maksat onu yumuşatmaktı. Başını sallayıp koltuğa oturdu ve ben de çantamı yanıma koyup yanına geçtim.

"Benim bir arkadaşım kaza yapmış. Beni aradılar, çünkü en son benimle konuşmuş. Sonra ben Kereme haber verdim ve yanıma geldi. Onu yakından tanıdığı için ailesine haber verdi. Durumunun iyi olduğunu öğrenip eve geldim."

"Kimmiş bu arkadaş?"

Gerçekten mi ya?O kadar konuşmamın ardından sadece kim olduğunu mu soruyor?
Boğazımı temizleyip cevap verdim.

"Emir."
Bana muzipçe bakıp konuştu

"Ha sen şuna arkadaşım değil de sevgilim de! Anlıyordum zaten bir boklar karıştırdığını. Odana ne zaman giriyordum biriyle yazışıyordun. Aysu deyip geçiştiriyordun ama anneyim ben anlarım!"
Dedikleri karşısında gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.

"Ne? Anne delirdin mi? Sadece arkadaşız biz."
İç sesim: "Gizli saklı buluşmalar ama şimdi saklamalıyız. Soran olursa neyse de, ya gören olursa? Sadece arkadaşız."

"İyi tamam, şimdilik yedim diyelim. Git üstünü değiş ve sofraya gel!"

Gözlerimi devirip yukarı çıktım. Üzerimi tam çıkaracakken mesaj sesiyle irkildim..

^^^
İnstagram:@aydan_blogg

Marketteki çocuk || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin