0.8

453 47 15
                                    

   Herkese merhaba! Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.

Yorumlarınızı eksik etmeyin, lütfen.

Güzel kalın. :')

Beni vurdu.
Ve bunu en iyi o biliyordu.

   Ayaklarımı koltuğun bir yanından sarkıtmış bir biçimde sallarken bir yandan da bakışlarım yerdeki telefonumdaydı.

Televizyonda Lisa'nın açtığı ama asla izlemediği bir magazin programı vardı, tüm dikkatini elinden bir haftadır düşürmediği kitaba vermişti ve hal böyle olunca canım fazlasıyla sıkılmıştı.

Oflayarak yanımdaki ders notlarını aldım ve okumaya başladım ama okuduğumu anladığım söylenemezdi.

İçten içe aklım anonimdeydi; zira daha bir aydır onunla konuşuyor olmamıza rağmen kendini bir şekilde alıştırmıştı ve bir haftadır da yazmadığı için canım sıkılıyordu.

Yalnızca kafa dağıtmak için, diye geçirdim içimden. Benim o aptalla ne işim olacak yoksa?

Bir daha oflayıp elimdeki notları karnımın üzerine koyduğumda "Dökül, unnie." diye kitabını kapattı Lisa ve bana ters ters bakmaya başladı. "Yarım saattir oflayıp durduğuna göre bir sıkıntın var."

"Yok canım." diye baktım ona sırıtıp şirin şirin gözlerimi kırparken. "Benim ne derdim olacak ki?"

Lisa yüzünde şeytani bir ifadeyle gülümsediğinde oturduğu yerde dikleşti ve "Unnie," dedi son harfi uzatarak. "Ben bu bakışı biliyorum. Ben bir şeyler yaptım ama daha senin haberin yok, bakışı bu."

Somurtarak "Aslında evet." diye onu onayladığımda sevinçle ellerini çırptı ve bir hışımla yanıma gelerek yere oturuverdi, yüzünü yüzüme o kadar yakınlaştırmıştı ki başkası görse farklı yorumlayabilirdi.

"Dedikodu vakti!" diye çığlık attığında onun bu tatlı haline gülmeden edemedim ama birazdan kızgın kuşa döneceğinden adım kadar emindim.

Çünkü ona bir aydır birisiyle yazıştığımı -eğlence amaçlı- söylememiştim ve birazdan bunu öğrenince kesinlikle büyük bir hakaret yağmuruna tutulacaktım.

Alt dudağımı ısırırken "Ben birisine yazdım bir ay önce." dedim, gözleri şokla irileşirken "Ne?" diye bağırdı. "Kendine gel, unnie! Daha yeni kurtuldun o itten!"

"Salak salak konuşma, ona yazdığımı nereden çıkardın?" Gözlerimi devirip koluna bir şaplak indirdiğimde gözlerini kısarak bana baktı, kalktım ve bağdaş kurarak onun yüzüne baktım. "Instagram'da birisi ünlü birine hakaret edince..."

"Dayanamadın ve sinir olup yazdın, değil mi?"

Başımı aşağı yukarı sallarken beni bu kadar iyi tanıyor olması bir an gözüme ürkütücü geldi ama daha sonra karşımdaki bu kızın benim en değerlim olduğu düşüncesi zihnime süzülünce hemen bunu düşünmeyi kestim.

"Ya amacım tersleyip gitmekti ama bu yazmaya devam etti ve bir baktım ki birden sohbet etmeye başlamışız."

Sağ eliyle başını kaşırken "Tamam da seni bu kadar düşündüren ne?" diye sordu, merak bir sarmaşık gibi sesini bürümüştü ve Lisa da ciddiyet maskesini yüzüne geçirmiş bir şekilde tüm dikkatiyle beni dinliyordu.

two sides of the mindHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin