"Taehyung?" Göğsüme yaslanmış yatıyorken nefesleri tenimi yakıyordu. Onunla özgürce vakit geçirmeyi öyle özlemiştim ki uyuyup bu dakikaları heba etmek istemiyordum hiç. Ellerim saçlarında, dudaklarım alnındayken göğüs kafesini yakan başka bir şey daha vardı.
"Hm?"
"Ne olacak şimdi?" Yerinde biraz kıpırdanıp gözlerime baktı. Bu karanlık odada bile güneş gibi parlak olmayı başarabiliyordu. Yanağıma bir öpücük kondurup eski yerine döndü ve kollarını daha da sıktı.
"Çok güzel şeyler olacak, sevgilim." Onun için çok mutluydum. Bizi düşündüğünü söylediğinde öyle duygulanmıştım ki bugüne dek ona yaptığım her imadan pişman oldum. Ama uzaklaşacaktık işte. Ben daha iki haftalık bir sürece dayanamıyorken onsuz geçecek bir yıl boğazımda yumru oluşturuyordu.
"Ama gideceksin." Fısıltıdan farksız çıkan sesimle yattığı yerden kalkıp gözlerime baktı. Dolduğunu biliyordum çünkü bu konu ne zaman açılsa kendimi tutamıyordum.
"Jungkook... Bu bir ayrılık değil. Hem gitmeme daha çok var, bebeğim." Uzanıp yüzümü okşadığında nefesim tekledi ve kendimi tutamayıp sessizce ağlamaya başladım. Bu defa o beni göğsüne çekti.
"Ama-ama gideceksin yine de." Gözlerimi sımsıkı kapattım ağlamamak için ama nafileydi.
"Aşkım... Yapma böyle, lütfen. Her tatilimde yanına geleceğim, sen de beni ziyarete gelirsin. Her akşam görüntülü konuşuruz. Sana bir sürü hediye alıp yollarım. Sadece bir yıl, tamam mı? Bütün hayat bizim ama bunun olması için sadece bir yıl dayanmalıyız." Dediği her şeyde haklıydı ve hayalleri çok güzeldi. Ama dayanamıyordum işte, o kollarımdayken bile özlemden kafayı yiyen biriydim. Buna dayanamıyordum.
"Bak bana..." Yüzümü avuçları arasına alıp yanaklarımı sildi. İç çekerken ona bakıyordum, onun da gözleri dolmuştu. Uzanıp dudaklarını dudaklarıma bastırdığında kuruladığı yanaklarım tekrar ıslanmıştı. Birkaç kez dudaklarımı öptükten sonra geri çekilip tekrar sildi yanaklarımı.
"Seni çok seviyorum. Kalbim, senin. Tamam mı bebeğim? Ağlama artık, bizi üzgün bir hayat beklemiyor." Bakışlarımı kucağıma indirip başımı salladım. Bu defa yanaklarımı ben silerken elleri omzuma inmişti. Tekrar ona baktığımda tebessüm ediyordu. Öyle seviyordum ki bana gülüşünü, bakışını, başka kimseye yapmasın istiyordum. Uzanıp dudaklarını kavradım. Az önce beni sakinleştirmek için verdiği kuru öpücükler yetmemişti işte. Ondan hep daha fazlasını bekliyordu içim.
Anında dudaklarını araladığında beni tekrar yerime yatırdı ve ağırlığını vermeden üzerime eğildi. Parmakları boynumu okşarken alt dudağını kavradım. Solukları yüzümü yakıyordu ve ben buna bayılıyordum. Uzanıp dilimi emdiğinde boğazımdan yükselen mırıltıları engelleyemedim. Ellerim istemsizce kalçalarına ilerlediğinde dudaklarımdaki dudaklarının kıvrıldığını hissettim. Elimin altındaki yumuşaklığı sıktığımda kendini bana bastırdı ve dudaklarıma daha sıkı asıldı. Bir nefeslik uzaklığın ardından dilim tekrar ağzında kavrulduğunda onu kendime daha çok bastırdım. Alt tarafındaki sıcaklığı içimdeymişcesine hissedebiliyordum. Ama bunu şu an yapamazdık, o bu kadar yorgunken olmazdı. Ellerimi sırtına çıkarıp geri çekildim. Beni anlamış olacak ki ititaz etmedi. Biraz yanaklarımı, biraz gözlerimi öpüp tekrar boynuma gizlendi. Bir müddet, nefes alışverişlerimiz düzelene dek konuşmadık.
"Öğretmenimle konuştum. Biraz daha gayretle Seul'de bir üniversiteye girebileceğimi söyledi." Belimdeki kolu sıkılaştığında boynumu öptü koklayarak.
"Bak, sana söylemiştim. Hep beraber olacağız." Başımı salladım sadece çünkü hala üzgündüm. Sonrasında neler olacağı hakkında çok heyecanlanıyordum ama yine de üzülüyordum işte. Boynumu koklayarak tekrar öptüğünde huylandığım için kıkırdamıştım. O da kısacık güldüğünde sırtımı dönüp göğsüne yaslandım. Kolları arasında küçücük kalmaya bayılıyordum. Bacaklarımın arasına kendi bacağını geçirdiğinde saç diplerimi öptü.
"Uyuyalım artık, hm?"
"Hmhm." Belime sarılı ellerine tutundum. Beni son kez öptükten sonra başını enseme yasladı.
"Seni çok seviyorum, Nemo." Gülümseyip gözlerimi yumdum.
"Seni çok seviyorum, Mariana."
Bakın artık bu fikin bitmesi gerek tamam mı lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mariana'da nemo
Fanfiction🌊 "Kaybolduğum için bu adı seçtim kendime." @loveoftaegguk Jungkook, tenis antrenörü olan babasının öğrencisi ve aynı zamanda komşusu olan Taehyung'tan pek haz etmez. Ancak Taehyung'un yaşadığı kötü bir olay sonrası arkadaş olan ikili daha sonra il...