yetmiş sekizinci

3.3K 326 73
                                    

Çok terbiyesiz burası atıp kaçıyorum

Babam ve annemin bu akşam evde olmayacağını öğrendiğimden beri yerimde duramıyordum ve kendimi öyle dizginlemiştim ki Taehyung'un tek bir hareketi ile tüm ipler çözüldü. Koltukta beni kendisine daha çok bastırıp daha yoğun bir şekilde öpmeye başladığında kendimi tutamayıp iniltilerimi bıraktım. Daha şimdiden alt taraflarımda hareketlenmeler olmuştu ve buna şaşırmamıştım bile.

"Jungkook-ah..." Dudakları boynuma kaydığında kasıklarımı ona bastırmadan edemedim. Vücudumda kaç hücre vardı bilmiyordum fakat her biri daha fazlası için yalvarıyordu.

"Taehyung, yapalım mı artık?" Bir fısıltı gibi çıkan sesimin ardından tekrar dudaklarımı öpüp geri çekildi ve ayaklandı. Pantolonunun önündeki şişliği görene dek normal hissettiğimi sanıyordum.

"Odana, yatağına gidelim. Senin istediğin gibi." Elini tuttuğumda kalkıp sanki kilometreler koşacakmış gibi hızlandım. Girdiğimizde kapıyı yine kilitlemişti, bunu hiçbir zaman atlamıyordu. Yaklaşıp saçlarının bittiği yerleri öptüm, göğsüne kayan ellerimi kavradı.

"Nasıl hissediyorsun?" Kulağına doğru fısıldağımda bana döndü ve yüzümü kavrayıp alt dudağımı emdi.

"Henüz hissetmeye başlamadım." Güldüğümde beni tekrar öptü ve onu çekip yatağa kuruldum. Kucağına oturdum ve göğsünden itip yatağa düşmesini sağladım. Yaptığım şey ile güldüğünde kazağını sıyırıp karnına öpücükler kondurdum.

"Jungkook, ben bir şeyler araştırdım." Elimin altındaki tenden anlayabiliyordum gergin olduğunu fakat bunu en az benim kadar istediğini de biliyordum. Dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.

"Neymiş onlar?"

"Senden önce hiçbir erkekten etkilenmedim ve bu-biraz aşağıda oturabilir misin şimdilik?" Kahkaha atmadan duramadım. Oysa ben çok memnundum kalçalarımda hissettiğim sertlikten. Onu kırmayıp biraz geriledim.

"Şey, işte düşününce nasıl odluğunu biliyorum elbette ama bu ikimiz için de ilk ve bu yüzden her şeyi bileyim istedim."

"Taehyung, deminden beri bana gay pornosu izlediğini mi anlatmaya çalışıyorsun aşkım?" Gözleri birden açılınca uzanıp dudaklarını öptüm kısaca.

"Sana anlatanda kabahat ya!"

"Sevgilim, ben her şeyi biliyorum. Hem, bilmesek ne olur ki? Seninle sevişeceğim ve bu her halükarda mükemmel olacak." Gözlerimin içine sanki dünyanın en nadide şeyiymişim ve o bakmadığı an kaybolup gidecekmişim gibi bakıyordu. Tenime değen elleri, dudakları beni inanılmaz bir sarhoşluğa sürüklüyordu her seferinde. Daha önce alkol tüketmesem de bunun ne olduğunu çok iyi biliyordum.

Yattığı yerde doğrulup üzerimdeki kazağı çıkarttı. Bu pozisyonda oluşumuzu o da seviyordu, kucağında oldukça rahattım. Yaklaşıp köprücük kemiklerimi ve göğüslerimi öptü. Dudaklarının değdiği her nokta buz kesiyordu sanki. Ben alev alev yanıyordum da o suları ile beni söndürüyor, sonra da kendi ateşine katıyordu.

Kısaca dudaklarını öpüp aklıma gelen şey ile ayaklandım.

"Ne oldu?"

Cevaplamadığımda hala bakışlarıyla sorguluyorum beni. Ama dolabımdaki prezervatif kutusunu ve kayganlaştırıcıyı elimde görünce rahatladığını görebiliyordum. Elimdekileri yatağa attım ve kucağına oturup onun da kazağını çıkarttım. Anında dudaklarımı bulan dudakları ile gözlerim kapanmıştı.

Kucağında hareket etmeye başladığımda belimdeki elleri sırtıma çıktı. Derin soluklar alıyordu, o soluk aldıkça sanki ben nefes alıyordum. Uzanıp pantolonunun düğmesini çözdüm ve kucağından inip yüzümü kasıklarına yaklaştırdım.

mariana'da nemoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin