❋0.8❋

3.7K 348 109
                                    

(tanrısal bakış açısı)

Kadın huzurluydu. Başını yasladığı göğüsün nefes alış verişini dinliyordu. Uyku onu çepeçevre sarıyor, huzur yanı başında saçlarını okşuyordu.

Adam ise gözleri kapalı olsa dahi uyumuyordu. Burnuna çalınan tatlı yasemin kokusu düşünmesini engelliyor, kuru, sevgisiz, kokuşmuş kalbini yumuşatıyordu.

"Gerçek olamaz." Diyordu içten içe onlarca insanın katili... Bu kadın için "kalbi bu kadar güzel olamaz... Bedeni ve ruhu bu kadar güzel olamaz" diye kendini sorguluyordu.

Kadının beline sardığı elleri sanki oraya mühürlenmiş gibi ayrılamıyor her bir saniye daha da çok yer ediyordu.

Canını yakan bu kadına kıyamıyordu bu aşikardı. Başındaki sızı kendini belli ediyor, resmen "canını yak" diye çığlık atıyordu. Jungkook yutkunmuştu. Yapabileceği tek şey buydu.

Hemen hemen her gün Jimin ile konuşuyordu. Bay Marco'nun hiç de kızını almak ister gibi bir hali yoktu. Ve o buna şaşırıyordu.

Bay Marco'nun düşmanı ve biricik eski dostu ondan isteği şeyi, bay Marco veremiyordu.

Bay Marco...

İtibarı, ismi ve kazandığı tüm bütçeyi kaybetmek istemiyordu.

Güney Kore yeni bir haber ile çalkalanıyordu. Kalbinde yeşerdiği aşkı bilmeyen iki gencin dışında herkes ünlü kızın saçı hakkında konuşuyordu.

Jungkook Lalisa'nın yaralandığı gün aslında Jimin ile buluşmuş ve o küçük tutamı teslim etmişti. Yakın arkadaşı ise polisin ve zeki bir hackerın bulamayacağı şekilde kendini gizlemiş ardından ise tehdit mesajını yayınlamıştı.

Gündeme bir bomba gibi düşen fotoğraf daha şimdiden bay Marco'ya zarar vermeye başlamıştı.

(Görsel)
Sevgili bay Marco, hâlâ isteklerimizi yapmamakta kararlı mısın?

Polis teşkilatı her taşın altını didik didik arasa da karşılarında iki tane profesyonel olduklarından ve arkalarında Güney Kore'nin en zengin adamlarından biri olduğundan bir haberdi. Jungkook ve Jimin eğer istemezlerse asla bulunamazlardı.

"Sen zarar görmeyi hak etmiyorsun Lalisa..."

Jungkook'un kırık cümlesi halıya, tavana, yere, göğe, odanın her bir santimine değmişti... Bir tek Lalisa'ya ulaşamamıştı.

Genç kadın, yattığı yerden ve bir önceki gece ateşler içinde kaldığı için terlese de kendi renginden bir şeyler feragat etmeyen kokudan dolayı huzurluydu.

Jungkook gözlerini araladığında ipeksi teni kaşları çatık bir şekilde incelemiş ve yutkunmuştu.

Genç kadın, onun kanamasını zar zor durdurmuş ardından ise çıkan ateşi yüzünden gece boyunca terini silip, bezler yardımıyla onu soğutmaya çalışmıştı. Başarmıştı da. Adam, canlı kanlı bir şekilde hâlâ nefes almaktaydı. Elinin değdiği her şeyi güzelleştirdiği gibi adama da dokunmuş, güzel yüzünü saatlerce izlemişti.

Jungkook, önce uzun kirpiklere ardından ise çıkık elmacık kemiklerine bakmıştı kadının. Önce, ünlü olduğu için bir güzelliği olduğunu düşünse de kadının sıfır makyajlı ve dağınık hâlinde bile ışık saçtığını fark etmişti. Doğuştan güzel demişti daha sonra da. Tanrı onu bir inci olarak yaratmış, tüm güzellikleri ona bahsetmiş diye eklemişti.

Infelicity | lizkook²Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin