❋2.1❋

2.9K 348 252
                                    

"Sen burada kal."

Jeongguk'un dolaptan silahını alırken gözleri kapıdaydı. Sürekli tıklanıyor, gergin ortamı daha çok geriyordu. Başımla onayladığımda bilinçizce ayağa kalkmıştım. Yeniden,

Tak,

Tak,

Tak...

Sesi duyulduğunda yutkunmuştum zira zaten dilim de damağıma yapışmıştı. Jungkook yeniden gözlerime baktığında çoktan kulübenin kapısına ulaşmış, kendi odamızdan bakan gözlerime korkmamam için gülümsemişti.

Ellerimin üşüdüğünü ve saç diplerimin bir poşet gibi buluştuğunu hissediyordum. Gelen kişi Jimin olamazdı çünkü o hâlâ tam iyileşmemişti ve dinleniyordu. O zaman gelen kimdi? Mark'ın iş birliği yaptığı Jungkook'a düşman olan kötü adamlar mı yoksa beni almaya gelen babamın düşmanları mı?

Sevdiğim adamın eli kulübenin kapısını bulduğunda aniden açmış ve silahını doğrultmuştu. Gözlerim saniyeliğine kapandığında bir saniye dahi olmadan açılmış hasta ve göz altları çökmüş Jimin'i görmüştüm.

Derin bir nefes verirken odadan çıkmış o saniyelerde Jungkook'da silahını indirmişti. Onun da nefes verdiğini inip kalkan omuzlarından görmüştüm.

İkimizin de gözleri Jimin'i bulurken başını olumsuz anlamda sallayıp Jungkook'a bakmıştı. Daha sonra gözleri saniyelik kapandığında arkasından başına bir silah dayanmıştı.

Birkaç adım da geri çekildiğimde sırtım kulübenin ahşap duvarına değmiş gözlerim yeniden silahını kaldıran Jungkook'u bulmuştu.

"Silahını indir kâtil!"

Tanıdık bir ses kulaklarıma dolduğunda eş zamanlı olarak zayıf ve ince bedeni görmüştüm.

"Chae-young!"

Yerimde bir adım atarken onun gözleri kısa bir süre bana uğramış ardından Jungkook'a bakmaya devam etmişti. Onun iyi biri olduğunu bilmiyordu ki! O yüzden "kâtil"  diyordu.

"Onu tanıyor musun?"

Jungkook kısa bir süre bana baktığında başımı olumlu anlamda sallamıştım.

Daha sonra her şey çok hızlı gelişmiş Jungkook, Chae-young'un elinden silahını alırken Jimin de kapıyı kapatıp koltuğa oturmuştu. Jungkook "nasıl olsa yerimizi bilen yok" diye düşünüp daha önce kilitlemediği kapıyı kilitleyip Jimin'in yanına oturduğunda Chae-young'un bana doğru adımladığını görmüştüm.

"Lalisa!"

Aniden boynuma atladığın da ağlamaya başladığını omzuma düşen yaşlardan hissetmiştim. Onu belinden kucaklarken ben de farksızdım. Onun bebeksi kokusunu özlemle içime çektiğim de bir göz tanesi yavaş bir şekilde yanağımda süzülmüştü.

"Beni döven kız mı ağlıyor?"

Jimin hayretle soluduğun da sesindeki bezmişliği umursamadım. Arkadaşım geriye çekilip yüzüme baktığında "iyi misin?" Demişti. Yüzündeki makyaj akmış her ağladığın da olduğu gibi beyaz teninde ki yanakları ve burnu kızarmıştı. "iyiyim." Diye fısıldadığımda yanağımdan öpmüş kulağıma "seni buradan kurtaracağım." Diye fısıldamıştı.

Infelicity | lizkook²Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin