❋1.5❋

3.2K 327 196
                                    

(tanrısal bakış açısı)

Kadın afallamıştı.

Adam ne yaptığını bilmiyordu.

Kadın şaşkındı.

Adam ise bastırdığı dudaklarını ne geri çekebiliyor ne de öpüşüne devam edebiliyordu.

Küçük bir saniye...

Jungkook sadece o kelimeleri yeniden duymak istememişti. Kadından bir şarkı söylemesini dilerken sözlerinin bu denli ağır olabileceğini düşünememişti.

Kadının göğsünde canlanan kırgın kalbi bir serçe gibi çırpınmaya başladığı zaman dudaklarının arasından küçük bir nefes çekmişti. Adamın dudakları açılan et parçalarının arasında düşmüş, Lalisa'nın bu hareketi bedenindeki tüm organların bir depremle beraber sarsılmasına neden olmuştu. Jungkook ise geri çekilmişti. Yumuşak ve ıslak dudakları rahat bırakırken alanını kadının kahkülleri ile örtülen alnına yaslamıştı. Sesli bir şekilde yutkunduğunda kapalı olan gözlerini aralamak ve kendine bir tokat atmak istiyordu. Muhtemelen yarın gidecek olan ve bir daha ömrü hayatı boyunca canlı kanlı göremeyeceği kadını öpmek de neydi Tanrı aşkına? Delirmiş olmalıydı.

Lalisa, Jungkook'un ardından yeniden kısık bir nefes almış ve göğüslerini hava ile doldurmuştu. İdrak edemiyordu. Bu adam onu öpmüş müydü?

"B-bunu neden yaptın?"

Lalisa kalbine sahip çıkarmıyordu. İçinde bir yerlerde bir ses ona, Jungkook'a sarılmasını ve asla bırakmamasını bağırıyordu. Diğer bir tarafı ise tamamen felçti. Bir öpücük... Tüm duygularını kör edecek kadar kuvvetli olabilir miydi?

"İstedim. Yaptım."

Jungkook kendinden emin sesinin arkasına saklanırken 16 yaşındaki öldürdüğü çocukluğu üzerindeki topraklarını silkip ayağa kalkmıştı. Ne yaparsa yapsın bu kadının yanında gizlediği tüm yanlarını açıyor, bir sanat eseri gibi sergiliyordu. İnanılmazdı. Öyle ki, kısa bir süre öncesine kadar kalbinin olduğunu bile hissetmiyordu.

"Jungkook..."

Lalisa ne diyeceğini bilmiyordu. Jackson'la daha ileriye gitse dâhi şimdi daha yoğun hissediyordu. Jungkook'un ensesindeki uzun saçlara tutunmak ve çektiği gibi onu öpmek istiyordu. İçinde harlanan alev yüzüne vuruyor, utanmadan edemiyordu. Ve Tanrıya şükürler olsun ki odanın ışığı kırmızılığını örtecek kadar yetersizdi.

"Şşt. Sus Lalisa."

Pişman olmuştu Jungkook... Lalisa'nın ona aşık olduğunu, sevdiğini bile bile onu öpmesi yanlıştı. Dudaklarını yeniden birleştirmek istemek yanlıştı. Daha iki hafta önce evinden kaçırdığı kadını kendine köle etmek istemesi yanlıştı. Peki neden tüm bu yanlışları yapmak ve kadının tadına doymak istiyordu?

"Yarın gideceksin. Veda say."

Dili ne söylüyordu öyle? O kadının gitmesini istemiyordu. Fakat neden her cümlesi buraya bağlanmak zorundaymış gibi dudaklarından dökülüyordu? Asi kadın bir kez olsun dahi "beni bırakma" dememişti. Oysaki dese Jungkook onu bırakmazdı ki...

Infelicity | lizkook²Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin