"Rosie, hadi ama bu çok eğlenceli olucak." "İstemiyorum." "Ben olucak dediysem olucak. "
Eğer başınızda Lisa gibi bir arkadaşınız varsa her zaman onun dediği olurdu.
"Bütün okul bunu öğrendiğinde ne kadar rezil olucağım senin haberin var mı?" "Rosie alt tarafı anket. Bu tarz şeyler olabilir. "
Jennie'ye gözlerimi devirdim. Bu anket okula yayılırsa ve benimle alakalı olduğu öğrenilirse fena rezil olurdum. Ruh eşimi eskilerden kalma bir yöntem olan anket ile buluyordum! Bu kelimenin tam anlamıyla rezillik!
Kafamı hızlıca salladım. Bu okulda bir adım vardı ve ben bunu bu basit şeyle zedelemek istemiyordum. Voleybol takımının kaptanı olarak biliniyordum ve bunun öyle kalması taraftarıyım.
"Bu grupta herkesin bir platoniği varken senin neden olmasın ki? " "Yanılıyorsun Lisa. "
Jisoo araya girince herkes anlamaz bir şekilde ona bakıyordu.
"Benim platoniğim değil okulda yakışıklılığıyla tanınan bir sevgilim var."
Ah, şu kız ve sevgilisi. Tamam sevgilisi gerçekten yakışıklıydı ve bizden bir sınıf üstteydi.
"Aman ne kadar da önemliymiş. " "Kıskanma Jennie'ciğim. Çalış seninde olsun. "
Jisoo yüzündeki zaferle gülümseyip saçını arkaya attı ve geriye doğru yaslandı. Telefonuyla ilgilenmeye devam etti.
Jisoo da sevgilisi gibi okulda güzelliğiyle tanınan biriydi. İkiside tam anlamıyla birbirlerini bulmuşlardı. Ama bazen bu güzellik/yakışıklılık kavramları birbirleriyle tartışmalarına sebep oluyordu. Hatta bir keresinde kavga ettikten sonra sevgilisi yani Jin müdür yardımcısının odasına zorla girip okuldaki bütün hoparlörlerden duyulacak şekilde "Kim Jisoo benim sevgilim. Ona yanaşmaya çalışanı görürsem kafasını vücudundan ayırıp piranalara yedirticem. " diye bir tehttid de bulunmuştu. Tabii bu dediklerinde gerçeklik payı var mı tartışılır.
Kendi yerimde bu duruma kıkırdarken kızlar bana dönmüştü. Kendimi hemen toparlayıp onları vazgeçirmeye devam ettim.
"Hem sizin varda n'oluyor? Bu okulda en nefret ettiğim çocuğun arkadaşları. Bilmem farkında mısınız? " "Tamam konuyu kapatın. En iyi sevgili benim. Şimdi bunun için kenara geçip hem sessizce ağlayabilirsiniz hem de şansınıza sövebilirsiniz. "
Kimse Jisoo'yu takmamıştı. Hoş, o da bizim onu takmayışımızı takmamış, şu son günlerde oynadığı - buna bağımlılık desek daha iyi olur- oyuna devam etti.
"Ne naz ettin be Rosie! "
Ne dersem diyim bunu bir şekilde yapıcaklardı. Eğer şu kadar zamanda onları biraz da olsa tanıyabilmişsem benim bu olaydan kaçışım yoktu.
Bu sohbetin artık beni sıktığını farkettiğimde ellerimi sandalyenin yandaki kollarıyla buluşturup kendimi geriye ittirdim. Sandalyeden kalkıp okul üniformamı düzelttim.
"Neyse babyler ben gidip biraz antreman yapayım. Biliyorsunuz ki okulda voleybol takımının kaptanı olarak biliniyorum ve inanın hep öyle bilinmek isterim. "
Onlara öpücük atıp kantinin çıkışına ilerledim. Adımın Park Chaeyoung olduğu kadar eminimki arkamı döndüğüm andan itibaren yapıcakları anketin sorularını tartışıyorlardı.
___
o kadar yazıp tamamlamadığım hikayelerim varken bu da nerden çıktı? neyse siz yine de okuyun babyler:)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
