"Kızlar gidip gerçekten bu saçma şeyi Jungkook'a da yaptığınızı söylemeyin bana! "
Jisoo bizi takmayıp öğle arasını sevgilisi ile geçirmeye gitmişken ben sınıfta çocuklarmış gibi kızları azarlıyordum.
"Yapmışsak ne olur sanki Rosie ya? " "Neden böyle saçma ultra gereksiz bir şeyi gidip o kalın kafalı, kendinden başka kimseye önem vermeyen, yalnızca egosunu tatmin etmeleri için yanında 3 gerizekalı tutan birine test yapma ihtiyacı duyarsınız ki! Ben size demedim mi yapmayın diye? "
Sınıfın önünden geçen kişilerden bazıları dikkatlerini buraya verince ses tonumu alçaktmak zorunda kalmıştım.
"Bu olayı bu kadar büyütmesen mi Rosie? Sadece bir anket. Hem sonuçları daha görmedin. Belkide senin için ideal biri çıkıcak. Bir ilişkiye başlarsınız. Hm?"
Tanrım, sen bana sabır ver.
"Benimde korktuğum şey bu Lisa. Eğer 3 yaşındaki bir bebeğede sorsanız aynı cevapları alabileceğiniz sorularınıza, şans eseri Jungkook da aynı cevapları verirse siz salak-saçma triplere girip bizim aramızı düzeltmeye çalışıcaksınız. Yanlış mıyım? "
İkiside birbirine bakıp "Doğrusun." dediler.
"Tamam o zaman. Ben şimdi Jungkook'un kağıdını alayım. Parçalayıp yok etmek istiyorum."
Yanlarından ayrımadıkları dosyaların arasından Jungkook'un kağıdını bulup bana verdiler.
"Bu kadar kolay olmasını beklemiyordum. " diye mırıldandım.
"Sen değil miydin kağıdı isteyen? Bizde verdik işte. "
Gözlerimi kısarak kızlara baktım. Umarım kağıdı bu kadar kolayca vermelerinin altında bir şey yoktur.
"Size inanmalı mıyım? " "Bize inanmayıp kime inanıcaksın Rosie?" "Neyse gideyim de sizin yüzünüzden boşa harcağıdım öğle aramın son 15 dakikasını sakin kafa ile geçireyim. Sizde bu sırada yanıma gelmeyin. Ama lütfen düzgün şeyler yapın. Tamam mı? "
Kızları tembihleyip onay aldıktan sonra gönül rahatlığıyla sınıftan çıkıp arka bahçeye ilerledim.
Lütfen, kimse olmasın. Şuan o iğrenç iğrenç, kusulmalık ilişkileri olan çiftleri görmek istemiyorum. Vee... Tam da beklenildiği gibi her yer birbirine iltifat eden çiftlerle dolu. Eminim ki hepsi iki gün sonra ayrılacak. Neyse...
Ağacın altında boş bir bank bulup oraya otururken kafamı geriye attım ve gözlerimi kapattım. Sadece biraz huzur istiyorum.
"N'aber? "
Kafamı kaldırıp yanımda yerini almış olan Chanyeol'a baktım. Okulda tek anlaşabildiğim erkeğe.
"Bu anlattıklarım aramızda kalıcak ama tamam mı? " "Sen nasıl istersen. " "Bak şimdi bu benim çok akıllı iki arkadaşım var ya -Jennie ve Lisa- onlar gidip okuldaki bütün erkeklere anket yapmışlar? " "Ne anketi? " "Bana uygun biri bulmak için anket yapıyorlar. Ruh eşim için. "
Yine aklına gelince sinirlenmiştim.
"Senin haberin yok mu? " "Hayır, kızlar benim yanıma gelip soru falan sormadılar. " "Bir de en yakın arkadaşım ruh eşim falan çıkar. Seninle aramı yapmaya çalışırlar. Boşver. Boş işler zaten. "
Benim esprisine söylediğim şey onu rahatsız etmişe benziyordu.
"Bir sorun mu var? " "Hayır yok. Bugün çıkışta antremanın var değil mi? "
Kafamı aşağı yukarı salladım. Neredeyse her gün vardı. Bende insanım, bende yoruluyorum!
"Sizi izlemeye kalabilir miyim? " "Tabiki de. Yanımda olup izlemen mutlu eder beni."
Ders zilinin çalmasıyla ayaklanıp banktan kalktım.
"Ben sınıfa gideyim o zaman. Gidip kızlara bakmam lazım. Sözümü dinlemeyip tuhaf şeyler yapmış olabilirler. İyi dersler. Çıkışta görüşürüz!"
El sallayıp yanından ayrıldım. Okula girerken girişte yanına aldığı 3 salak arkadaşıyla duran Jungkook'u gördüm.
Elleri cebinde, arkasına yaslanmış bir şekilde arkadaşlarıyla konuşuyordu. Ona baktığımı fark edince alaycı bir şekilde sırıttı. Bende ona dil çıkarıp içeri girdim.
Tamam birbirimizden nefret ediyor olabilirdik ama ikimizde birbirimizle uğraşmaya bayılıyorduk.
___
biri acilen beni bu kitaba bölüm yazmak konusunda durdurmalı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
