Çünkü anladım...

321 49 0
                                    

Alihan Gümüşzade 

Moralimin bozukluğu, babamın da dikkatinden kaçmıyordu. Normalde bu kadar ilgili olması, üzerime titremesi hoşuma gidebilirdi ama konuşmak istemediğim konu da olunca çocuk gibi mızmızlık ediyor, tek cümlelik kelimelerle de onu geçiştiriyordum. Keyfim buraya döndüğümden beri yoktu. Hiç adetim olmamasına rağmen akşam yemeklerini de aksatır olmuştum. Dalgınlığımdan ötürü işlere de tam konsantre olamıyor, hiç bana yakışmayan, basit denilebilecek hatalar yapıyordum. Haliyle kendim kadar çevremdeki insanları da şaşırtıyordum.

Sertan ve Orçun da keyfim yerine gelsin diye hemen bir organize yapmıştı. Bunu da onlardan babamın istediği açıktı. Yani ortada öyle dedikleri gibi aniden gelişen bir durum yoktu. Her ay muhakkak bir kere olsun bir araya gelir, planlı şekilde de buluşurduk zaten ama bu sefer ki durum bana özeldi ki bu da aslında bir ilk sayılırdı. Pek özelimi yakınlarım bile olsa açmazdım.

Ama bu sefer sebepsizce, çok da ihtiyacım varmış gibi, onlar sormadan anlatmaya başlamıştım her şeyi. Gülüşmelerine kadar da iyi gidiyordum aslında. Ama o halleri nedensizce sinirimi bozmuştu. Beni tamamiyle yanlış anlamışlardı. İmalı konuşmalarına bakarsak, Gülnihal'e karşı derin hisler içinde olduğumu düşünüyorlardı. Bu yüzden de böyle içime kapandığımı, onu çok düşündüğüm için hatalar yapmaya başladığımı, onun mutsuz olduğunu bildiğim için de böyle huysuz birine dönüştüğümü iddia ediyorlar, acımasız ama çokça eğlenen sözleriyle de -kendilerine göre doğru olan- gerçekleri yüzüme çarpıyorlardı.

'' Neden inkar ediyorsun ki Alihan ? Bu kız seni basbayağı etkilemiş işte...''

'' Sonuçta herkesin başına gelebilecek bir durum.''

'' Ve kaderin, seni başına çorap örmekten daha önemli işleri olduğuna bahse varım.''

'' Ağ olmasın o ?''

'' Her neyse işte,'' diyen Orçun'a güldü Sertan, sonra da yüzünü bana çevirdi.

'' Bak dostum, ben bu konunun herhalde en canlı kanlı örneğiyim.''

'' Bu çok doğru. Kendisi inkar konusunda bir dünya markası.''

'' Ama sonuçta geldiğim durumda ortada,'' derken bana yüzüğünü gösterdi.

'' Halimden hiç de şikayetçi değilim. Evlilik düşündüğüm kadar korkutucu değilmiş. Elçin ile çok eğleniyoruz. Yemin ederim, nişanlı olduğumuz dönemde daha sık kavga ediyorduk biz. Ama şimdi öyle mi; bazı akşamları zor ediyorum. Ofiste muazzam sıkılıyorum. Eve gitmeyi iple çekiyorum.''

'' Hakikatten ha, iyicene ev kuşu oldunuz siz,'' diye eğlenen Orçun'a kaşlarını kaldırarak baktı.

'' Cicim aylarımızı birbirimizi anlayarak ve yakından tanıyarak geçirmek istiyoruz çünkü.''

'' O kadar ki, misafir bile kabul etmiyorlar.''

Sussun diye karnına geçirdi bir tane. 

Orçun olduğu yerde kıvranırken boğuk gülüşünü bastıramadı. 

'' Ben toparlamaya çalıştıkça batırıyorsun. Kapa şu çeneni!'' demesi arasında tekrardan bana baktı ve Orçun'un aksine dişlerini göstererek güldü, anlatmaya da devam etti.

'' Lise döneminde yarım bıraktığım dizileri izliyoruz mesela. O finaline kadar bakmış dahi olsa benim heyecanıma, merakıma ortak oluyor. Asla ipucu vermiyor. Hiç izlememiş gibi yapıyor. Bazen yorum yapıyoruz. Bazen tahmin yürütüyoruz, arada didiştiğimiz de oluyor ama bu bile güzel geliyor insana. Seni anlayan, her an yanında olan birinin, en boktan geçirdiğin günün ardından koşulsuz-şartsız yanında olması, hasta olduğunda bir tas çorbanı eksik etmemesi, üzerine annen kadar titremesi, ilgilenmesi, özel günler dışında bile birinin seni hediyelere boğması, ne bileyim, birlikte o makineye bulaşıkları yerleştirmek bile bir anlamlı geliyor...''

GÜLNİHAL-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin