Hayat kısa, tesadüfler uçuyor...

428 54 20
                                    

Gülnihal Pare 

Hayatım hiç bu kadar karmakarışık olmamıştı ve bendeniz hâlâ üzerimdeki şoku atabilmiş değildim. Adam ciddi ciddi karşıma geçip bana iş teklif etmişti. Bana yani, düşünebiliyor musunuz ? O anları hatırladıkça bile gerilmeme engel olamıyordum. Alihan bey ile bir arada olmamız bile tehlikeyken adam gelmiş, sanki çay kahve içelim der gibi rahat rahat beraber iş yapalım, insanların yuvalarını yıkalım, yerine de milyon dolarlık eden yerler inşa edelim, Napolyon gibi para da Allah para diyelim diyordu. 

Zaten ben bunlara karşı olduğum için onlara karşı bir savaş açmıştım ve bundan da vazgeçmeye niyetim yoktu. Tabii ya, şimdi anlıyordum neden bunu yaptığını. Tamamiyle çıkar peşindeydi. Çünkü benim kim olduğumu biliyordu, oltayı da attı ki, bakalım ben sazanlar gibi ağına takılıp hevesle ona evet diyecek miyim diye köşe çekilip beklemeye koyuldu. 

Ah, ne kadar vasatımsı bir hamle ? 

Bir o kadarda banal ? 

Azıcık da olsa uyuzca ?

Ve fazlasıyla adice! 

Birkaç derin nefes alıp sakinleşsem iyi olur. Yoksa gerçekten, gerçekten daha ilk iş günümde buradan da kovulacağım. Zaten bu kimyasal maddelerle iç içe olmak benim için yeterince zor. Kadınların şunlara paraları saçtığına inanamıyorum. Oysa her şeyin doğalı makbul değil mi ? Ne idüğü belli olmayan bir kremin içine hıyarı rondodan geçirip koymuşlar ve sen buna yüz küsür liranı hibe ediyorsun. Ya da şu, kimyasal zararı olduğu bilim adamlarınca da kanıtlanan saç boyalarına ne demeli ? Amacınız kocanızı batırıp kuaförleri zengin etmekse başarıyorsunuz, hanımlar. Hadi bana acımıyorsunuz, bari Rapunzel gibi saçı olanlara acıyın. Boyayı geçtim, saç kesimi bile dünyanın parası. Maaşı sıfırlayınca da başlarsın ay başını beklemeye. Bu kafalar bitirdi bizi hep. Ah, ah...Aslında tüm suç kadınların da değil ki. Erkekler ille de dış görünüşe önem vermese, bir kadını, bir başka alımlı abla için terk etmese, benim canım ev hanımı ablalarım bunlarla mı uğraşır ? İçimdeki Güzin ablanın kumandasına basıp sustururken gelen müşterilerle ilgilendim. 

Kırk saattir karar verecek, bir renk seçemedi saçı için. Saçları siyah olduğu için önce açması gerek. Benden de tavsiye istiyor. Ben de kendi sonumu getiren o sözleri, kulağım duymadığı için ağzımdan kaçırdım. 

'' Aktarcılardan kurumuş papatya isteyin, onunla açmaya çalışın. Bunlardan daha sağlıklı sonuç alırsınız.'' 

Sonucu az çok tahmin ediyorsunuzdur. Tamamen spontane gelişen olaylar zincirinde kabak yine bana patladı. Patron olan kadın beni yanına çağırdı. Müşteri ile ilgilenme işini diğer bir görevli üstlenirken ben hakkımda kesilecek hükmü bekliyordum. Hayat yine adil olmadığını acı bir şekilde bana göstermişti. 

'' Gülnihal, sen ne yapıyorsun ?'' 

'' Ben sadece bir öneri de bulundum.''

'' Senin amacın bizi kalkındırmak değil, resmen batırmak. Sabahtan beri müşteri kaçırıyorsun!'' 

'' Tam aksine, sizin firmanıza zarar gelmesini önlüyorum.'' 

Kadın sinirden kaplan kesilmek üzere. Sıktığı dişlerinin gıcırtısı kulaklarıma dolunca yutkunma gereği hissettim. 

'' Bu nasıl bir pişkinlik ? Bir de kendini haklı çıkarmaya çalışıyorsun! Gerçekten olacak iş değil. Neyse, daha fazla uzatmaya gerek yok. Kovuldun.'' 

'' Hayır,'' deyince itiraz edeceğimi, ayaklarına kapanacağımı, önünde diz çökerek af dileceğimi falan sandı herhalde. Hey, bebeğim, pardon ama sen kimsin ki ben senin önünde diz çökeyim ? Seni lanet olası pislik! Ne sana ne de vereceğin işine ihtiyacım var! Benim kim olduğumu bilseydim, asla yüzünde şu küstah ifade olmazdı. Ben, Ben Gülnihal Pare'yim cicim. Bundan birkaç saat önce bu siktiri boktan iş için koskoca Alihan Gümüşzade'nin inşaat şirketindeki sekreterlik teklifini reddeden insanım. Bence kendini fazla gözünde büyütme, sonra üzülen, hırpalanan sen olursun, demek istedim ama bana yakışık almazdı. Bilirsiniz, insanları bazen ayakta tutan şey hayalleridir ve ben asla hayal yıkıcı olmayacağım.

GÜLNİHAL-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin