Kolay mıydı öyle bizden ev almak!

608 67 47
                                    

Gülnihal Pare

Babamın donattığı masada bir tek kuş sütü eksikti herhalde. Gerçi onu da kim aramış ki babam bulsun. Bu adama boşanmak bayağı bayağı yaramıştı anlayacağınız. Tamam, teslim oluyorum! Boşanmaları en çok bana ve mideme yaradı. Azıcık da cebime tabi. Bu arada dipnot geçeyim canlarım, babam bir aşçı! Hem de piyasanın bilinen yüzlerinden. Barbekü partilerinin vazgeçilmez ustası, beş yıldızlı otellerin aranan ismi ve ne yazık ki annem ile boşanma sebebi de tam olarak bu. Ve inanır mısınız, hâlâ aralarında kimin eli lezzetli yarışması devam etmekte. Evdeki yaygaranın çoğunluğu bu yüzden çıkıyordu zaten. Şu filmlere konu olan meşhur limon-sirke olayı var ya, heh işte, aynısı seneler sonra bizim ailede vuku buldu. Aramızda kalsın ama bir zamanların meşhur yarışması olan Yemekteyiz programına da ayrı ayrı baş vurdular. Neyse ki kabul görmedi de büyük bir aile faciasından yara almadan kurtulabildik. Yoksa olacakları hayal dahi edemiyorum.

Yakut paşa çayımı doldururken ben de lor kurabiyelerden araklıyordum. Annem olsa hemen bacağıma şaplatır, önce karnını tuzlularla doyur derdi. Allah'tan burada yoktu da rahat rahat tatlılarla hasretimi giderebiliyordum. Ağzımda kurabiyenin dağılan tanelerini gevelerken gözlerimi kısa bir an yumdum ve sonra açıp paşama baktım.

'' Nasıl, güzel olmuş mu ? '' diye soran babamla gözlerimi büyüttüm.

'' Şaka mı yapıyorsun baba! Harika ötesi olmuş ve sen de öyle olduğunu gayet iyi biliyorsun. Bu konuda annemden her zaman öndesin.''

Şımarık gülümsememe aynı şekilde eşlik edip burnumun ucuna işaret parmağını değdirdi. Dediklerimle keyfi yerine gelmişti. Ne de olsa ezeli rakibi olan annemi gurme gözüyle bakılan ben sayesinde bir kez daha alt etmişti.

'' Afiyet olsun prensesim,'' diyen babamın ardından hemen önümdekileri silip süpürmeye başladım. Buraya geliş amacımı bile unutmuştum. Allah'tan babam ben gibi yemek görünce gözü dönenlerden değildi. Yaprak sarmasının olduğu kabı araklarken babamın biraz sandalyesinde gerildiğini fark ettim. Genelde rahat bir adamdır babam. Bu yüzden garip geliyordu hali bana.

'' Gülnihal ? ''

Ağzım dolu olduğundan sadece baş hareketi yaptım devam etmesi için. Diğer yandan da hararetle portakal suyuna uzandım.

'' Telefonda sana bir şey danışacağımı söylemiştim ya hani...''

Hadi baba, sadede gel. Çatlayacağım yoksa! Ya yemekten ya da meraktan.

Ellerimi şişen karnıma dayarken ağzımdaki sarmaları geveliyordum. Açgözlülüğümün sonu işte. Ne vardı sanki ilk seferde beş tanesini birden ağzıma atacak! Geviş getiren at misali ağzımı oynatmaktan çenem yorulmuştu. Babama soru soracak takatim kalmamıştı.

'' Ben bir karar almak zorunda kaldım. Ve bu karar hepimizi ilgilendiriyor. ''

'' Ne kararı ? Ve hepimizi derken kimleri kast ediyorsun baba ? '' derken ağzımdan saçılanlara mani olamadım. Pirinç tanelerini elime alıp peçeteyi bırakırken epey mahcuptum babama karşı. Günlerdir bir şey yememiş gibi davranırsam olacağı buydu. Ama ne yapabilirdim ki...Babamın eli bu kadar lezzetliyse benim suçum neydi yani ?

'' Geçen buraya iki adam geldi kızım. Biliyorsun, sizin oturduğunuz ev benim üstüme. O yüzden beni buldu adamlar. Mahallede yıkım olacakmış. Rezidans düşünüyorlarmış yerlerine. Ev sahiplerinin hepsi izin vermiş, geriye bir tek biz kalmışız...Bunca zaman buna hep karşı çıktım. Benim gibi işi yokuşa süren iki üç kişi olduğu için onlara diklenmem kolay oldu. Ama dün onlar da imza atınca yapacağım pek bir şey kalmadı.''

GÜLNİHAL-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin