1.5
"Sana tapıyorum Park Jimin, sana çok fazla tapıyorum."~
"Ne düşünüyorsun?" Jimin sevgilisinin ona seslenmesiyle irkilerek incelediği halının desenlerinden kaldırmıştı başını.
"Tüm bunların nasıl olduğunu. Hala inanamıyorum. O kadar tuhaf ki...Sanki gerçek değilmiş gibi. Düşünsene Yoongi, yüzyıllar öncesinde aslında bir hayatın var ve öldürülüyorsun. Ardından bir büyücü seni tekrar doğman üzere bir kehanet yazıyor...Bu, çok tuhaf. O kadar tuhaf ki, cidden hala rüyadaymış gibi hissediyorum."
"Jimin. Bunu istediğine emin misin? Biliyorsun ilişkimiz daha çok yeni ve eğer pişman olursan-"
"Min Yoongi! Tanrım, aptallaşıp durma be adam! Hem ben senden ne diye pişman olabilirim ki? Haklısın, ilişkimiz daha çok yeni ve bu olanlar yüzünden de birbirimize pek vakit ayıramadık. Ancak ben hiçbir şekilde pişman değilim sevgilim. Aksine, senden bir bebeğimin olmasını çok isterim, tabii biraz daha ilerleyen zamanlarda olsaydı daha iyi olurdu ama sorun değil! Gerçekten değil. Şimdi buraya gel koca adam." Oturduğu yatakta yanını patpatladı.
Büyük olan yüzündeki güzel gülümsemeyle küçüğünün yanına oturdu ve onu kolları arasına aldı. "Seni çok özledim bebeğim...Seni kaybedeceğimi sandım. O kadar korkunç bir histi ki...Seninle yaşayacağım anıları yaşayamayacağım için çok korktum."
"Düşünme bunları daha fazla. Bacağın iyi mi?"
"Deltaların yaraları normal kurtlara göre daha hızlı iyileşiyor. Yani, iyiyim. Merak etme sen." Dudaklarını o çok sevdiği pembe saçlara kondurmuştu yavaşça. Yavaşça ve derince sevdiği adamın kokusunu en derinlerine çekti. "Güzel bebeğim benim."
"Yoongi?"
"Hm?" Gözleri kapalı bir şekilde cevapladı büyük olan.
"Seni çok seviyorum, biliyor musun?"
"Biliyorum bebeğim. Ben de seni çok seviyorum." Küçük olan onu sıkı sıkıya saran adamda pek istemesede uzaklaşmıştı.
"Eğer bir bebeğimiz olacaksa kız mı olmasını istersin, yoksa erkek mi?"
"İnan bana cinsiyetinin ne olduğu hiç önemli değil güzelim. Sonuçta o bizim bebeğimizse ve sağlıklıysa sorun yok." Jimin bu güzel adam karşısında nefes alamadığını, dizlerinin bağının çözüldüğünü hissetti o an.
Bu adam ne de güzeldi.
Tabii, sevgisi de bir o kadar güzeldi.
"Türünün de ne olduğu önemli değil Minnie. İster Alfa, Beta, Omega veya başka bir tür olsun, hiç önemli değil. Çünkü o bizden bir parça ve bizim her şeyimiz o." Yoongi cümlesini tamamlar tamamlamaz pembe saçlı olan hızla dudaklarını birleştirerek yumuşak ama bir o kadar da sevgi dolu bir öpücüğü başlatmıştı.
Hiç acele etmiyorlar, her şeyi ağırdan almayı tercih ediyorlardı.
(YN/ Valla kusura bakmayın ama ben pek ağırdan alamayacağım yanii. Bebiş istiyorum bebişş)
Büyük olanın dolgun alt dudağını ısırmasıyla inlemiş, dilini içeri kabul etmişti Jimin.
Kendi diliyle hızlı ama bir o kadar da tutku ve şehvet içeren bir edayla dans ediyordu beyaz olanın dili. (YN/ Sanki tango yapıyorlar amk)
Yoongi Jimin'i altına alarak iki bacağının arasına yerleşmişti. Dudakları ayrılır ayrılmaz yavaş yavaş çenesinden başladı öpücükleri ve boynuna, oradan da köprücük kemiklerine indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thita | Omegaverse¹ ✔
FanfictionO gece, 3 yaşındaki Min Yoongi, 3 günlük Park Jimin'i koruyacağına hayatı üzerine yemin etmişti. ~ Yoonmin #1 (23.12.18 - 28.12.18) Başlangıç - Bitiş (08.11.2018 - 10.02.2020)