Bu fice bölüm yazmayı çok seviyorum, yazarken huzur buluyorum fakat etkileşimin azlığı üzüyor beni.
Bölüm isteyen bebeklerim, ben sizin istediğinizi veriyorum, karşılığında yorum istiyorum ve umarım alabilirim,,
Keyifli okumalar.
Taehyung'un odası;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-
"Taehyung..düşeceksin." Jungkook yavaşladığında esmer kıkırdayarak iki yana açtığı ellerini tekrardan önündeki yapılı bedene sardı.
İki şişeyi bölüşseler de Taehyung kör kütük sarhoştu. Jungkook onun dayanıklı olacağını, ya da en fazla çakır keyif olacağını düşünmüştü fakat arkasındaki beden resmen uçmuştu.
Onu böyle eve götüremeyeceğinden geceye dek beklemişti. Evdekilerin uyuduğunu düşünerek geri dönüyorlardı.
"O kadar kasa rağmen belin nasıl ince olabilir?" dedi bayık gözleriyle yolu izlerken. İki eli beline sarılmış ve karnında kenetlenmişti. Kafasını da sırtına yaslamıştı.
"Gerçekten buna dikkat ettin mi?" diye konuştu Jungkook pedalları çevirirken. Taehyung öyle çok konuşmuştu ki beyaz tenli bundan pişman olmuştu.
Sarhoş Taehyung kesinlikle işkence malsemesiydi.
"Kim olsa dikkatini çeker." diye fısıldadı ve burnunu sırtına yasladı. Jungkook huylanıp belini bükerken Taehyung kıkırdamıştı. Sarhoş olmasaydı bunların hiçbirini yapmaya cesaret edemezdi fakat şuan öyle bir kafadaydı ki, vücudu yanıyor, üstündekileri çıkarmak istiyor ve delice şeyler yapmak geliyordu içinden.
"Buradan dönüyorduk değil mi?" diye sordu yavaşlarken. Saat geceye yaklaştığı için yolu tam hatırlayamıyordu.
"Şhh, sessiz ol." Jungkook kolunun altına girdiği bedeni yukarıya çıkarırken Taehyung gülmesini tutmaya çalışıyordu. Hiçbir yer aydınlık olmadığından yukarı çıkmaları daha da zordu. Tabii Taehyung'un sarhoş olması da vardı.
Esmer basamağı çıkacağı sırada tökezlediğinde Jungkook onu sıkıca tutmuş ve Taehyung'un kahkahası sessiz yerde yankılanmıştı.
"Tanrı aşkına Taehyung, önüne bak." Jungkook öyle bir durumdaydı ki ter içinde kalmış, onu sıkıca tutan bedenden nefes alması zorlaşmıştı. Lanet olasıca merdivenden bir türlü çıkamamışlardı.
"Ama, ama aklıma ne geldi." diye tekrar kıkırdadı. Gülmekten yanakları ağrıyordu, kafası yanıyor gibiydi ve bedeni kendinden bağımsız hareket ediyordu.
