(Bölüm içinde oturdukları yer bu şekilde)
-
Eve döndüğünde güneş batmaya başlamış, etraf yumuşak bir kızıla bürünmüştü. Kucağındaki Tannie ile iki katlı evlerine bakınıp açık olan ışıklarla derin bir nefes alarak isteksizce ilerlemişti.
Açık kapıdan girdiğinde yüksek sesli gülüşme sesleri kulağına dolmuş, köpeğini yere bıraktığı gibi büyük salona girmişti. Annesiyle göz göze geldiğinde "Taehyung, neden bu kadar geç kaldın?! Sei cattivo! (Seni haylaz!)" diye seslenmesiyle bütün gözler ona döndü. Annesi aslen italyandı, bu nedenle başkalarının yanında söylemeyeceği şeyleri italyanca söylüyordu. Yine de umursamayarak çıplak ayağıyla alerji olan bacağını kaşıyıp önce ablasıyla ardından sevgilisiyle göz göze geldi. Baygın gözleri irileşirken belli etmemeye çalıştı çünkü, çünkü...
Ablasının böyle bir adamla sevgili olacağı aklının ucundan geçmezdi. Uzun sayılabilecek saçları ve yüzündeki hoş bir gülümsemeyle kendisine bakıyordu. Kalbi hızlanırken sıcaklamaya başladı ve gözlerini kaçırdı.
"Evimize yeni gelen misafirlerimize böyle mi davranıyoruz biz?" ablası araya girerken ona doğru yürümüştü. O da ayağa kalkarken kendisinden uzun olan boyuyla hafifçe kafasını kaldırmış, elini uzatmıştı.
"H-Hoş geldiniz." diye geveledikten sonra "Hoş buldum, ben Jeongguk." diyerek elini sıkmıştı hafifçe. Taehyung hafifçe gülümsedikten sonra terleyen elini çekip alt dudağını emmiş ve arkasını dönerek odadan çıkmıştı.
Kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu. Daha olgun, sakallı ya da göbeği olan birisi vardı hayalinde fakat az önce tanıştığı beden bütün hayallerini yıkmıştı. Mutfağa girip sürahideki soğuk sudan bardağa doldururken neden ellerinin titrediğini bilmiyordu. Oldukça sıcaklamıştı. Kafasına diktiği suyu büyük yudumlar alarak bitirdikten sonra kalçasını tezgaha yasladı.
"Lanet olsun, ne yapıyorum ben?" diye mırıldanırken elleriyle yüzünü kapatmış, birkaç kez sıvazlamıştı. Birden bire vücuduna olan şeylere anlam veremiyordu. Derin derin nefesler alarak biraz olsun sakinleştiğinde içeriye giren ablasıyla doğruldu.
"Küçük ergen, bahçeye çıkacağız bana yardım eder misin?" saçlarını karıştıran eli itip "Duş almam gerek." diyerek reddetmişti. Bu sırada ablası yukarıdaki dolaba yükselip şarap bardaklarını çıkarmış, kardeşine bir bakış atmıştı. "İyi misin bakalım?" diye sorduğunda hafifçe kafasını sallamıştı. "Tamam o zaman, duşunu alıp yanımıza in." aşağıya eğilip yıllanmış şaraplardan birini aldıktan sonra buz dolabına yönelmiş ve yaptıkları pastalardan çıkarmaya başlamıştı. Taehyung ise mutfaktan çıkarak hızlıca yukarıya çıkmış, banyoya girmişti.
Musluğu açıp duş başlığını yerine takarak soyunmuş, kendini ılık suyun altına atmıştı. Kendini iyice temizlemiş, ardından küçük bir havluya sarınıp odasına girerek üzerine penye şortunu geçirmişti. Askılı ve kendisine bol olan parçayı da giydikten sonra ağır ağır aşağıya, bahçeye inmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Change Your Mind ; TaeKook
Fanfiction"Valente," Jungkook kafasını çevirdi ve gözlerinin temasını kesti. "Bu çok yanlış."