İyi günlerr, bugün erken atayım dedim zaten evdeyiz oturuyoruz sıkılmayalım😔 Bu arada diğerlerine kıyasla kısa bir bölüm oldu ama bunlar geçiş bölümleri.
VE BİR ŞEY SORACAĞIM. Buraya Taehyung'un çektiği fotoğrafları da atmak istiyorum ufak bir bölüm olarak ne dersiniz???
keyifli okumalar, artık yorum konusunda bir şey söylemiyorum herkes elini kalbine koysun 😌
-
Ağustos böcekleri kulaklarını çınlatırken sık ve uzun kirpiklerinin çevrelediği, birbirinden farklı göz kapaklarının bulunduğu gözleri sakince etrafta geziyordu.
Etraftaki yaz sesinin haricinde tık yoktu. Göğsü sakince inip kalkıyor, gizli küvetinin hemen yanında, uzun otların arasında oturuyordu. Yüzündeki ifadesizliğin nedeni canını yakarken dudakları istemsizce aşağıya büzüldü.
Dolan gözlerini anında sildi ve tekrardan bir noktaya odaklandı. Dakikalardır olduğu gibi öylece oturup hafifçe sallanan uzun otları izlemeye devam etti.
Üzerinde onun gömleği vardı, silik parfümünün kokusu hafif hafif burnuna doluyor, sıcağın kuvvetli etkisi terlemesine sebebiyet veriyordu.
Hava bunaltıcıydı, güneş tepesine vursa ve arıların sesleri ağustos böceklerine karışsa da burada durmaya yeminli gibi gram hareket etmiyordu.
Hayatında hiç böyle hissetmemişti. Her güzel şeyin bir acı tarafı vardı evet ama bu acı ilk kez Taehyung'un canını yakıyordu.
Gizli gizli ağlayacak kadar acizdi.
Silmekten tahriş olan yanaklarını tekrar sildi ve biraz daha ne yapacağını düşündü. Telefon yetmezdi, Taehyung ona dokunmalıydı. Onu öpmeli, ondan bir parçasını kendi teninde hissetmeliydi. Ancak böyle susturabilirdi bu aç tenini. Bir adama bu denli ihtiyaç duymak şaşırtıcı geliyordu. Başlarda böyle şeyleri umursamazdı ve insanların birbirine olan özlemlerini, doyumsuz sevişmelerini ya da fısıldadıkları o özel cümleleri saçma bulurdu.
Hep, birine ihtiyaç duymadan yaşayabileceğini düşünürdü.
Ah yanılmıştı. Hem de fena.
Bunu bu denli yoğun tatması ise daha çok acı veriyordu. Ona olan hisleri ve birbirlerine olan çekimlerinin güçlülüğü altında kalıyordu.
**
Zaman geçmek bilmiyorken bu koca ev gittikçe daralıyordu gözünde. Her gün, zevkten delirerek seviştikleri kileri ziyaret ediyor, koridorda gizlice öpüştükleri o duvarda parmaklarını gezdiriyordu. Bu evde onlarca anı vardı belki de ama en acısı kaldığı odaydı. Geceleri onun yatağında uyuyor, onun sıcak kollarını arıyordu artık buz gibi olan çarşafta.
Nasıl bir histi bu çözemez olmuştu ve yaptıklarına bile şaşırmıyordu.
Her akşam görüntülü görüşmek yeterli gelmiyor, daha da özlemesine sebep oluyordu. Etrafta ruh gibi dolaşması annesinin dikkatini çekse de umrunda değildi. Düşündüğü tek şey, Jungkook'tu.
"Hava öyle sıcak ki buraya gelene kadar buharlaşacağım sandım."
Kapı birden açılıp içeriye en yakın arkadaşı, nam-ı değer kasla bezenmiş manken olacak kabiliyetteki Kai girdiğinde, tavandaki bakışlarını çekip ona dönmüştü.
Kai kapıyı kapatırken hala yatakta uzanmış arkadaşına bakıyordu. Vantilatör yatağın ucunda sabit bir şekilde sadece esmeri hedef alıyorken yine o uzun depresyon çorapları dizlerine kadar çıkıyor, altındaki krem şort ve askılı, üzerinde ayıcık baskıları olan gecelikle Taehyung öylece uzanıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Change Your Mind ; TaeKook
Hayran Kurgu"Valente," Jungkook kafasını çevirdi ve gözlerinin temasını kesti. "Bu çok yanlış."