Not: Hikayemde saygısız, gereksiz duyar kasan kişiler görmek istemiyorum. Okuyacaksanız insan gibi okuyun ya da hiç okumayın. Sizin boş beleş yorumlarınızı görmek zorunda değilim.
Yorum yaparsanız mutlu olurum💞
-
Yaz ayının ilk günleri itibariyle; etraftaki çimenler ve bitkiler yemyeşildi. Gür yapraklar; ağaçların arasında gizlenmiş kuş yuvalarından gelen sesler, cırcır böceklerininkine karışıyor, sıcak hava esintisi çiçek yapraklarını kopartıp uçuşturuyor ve kelebeklere eşlik ediyorlardı.
Kim Malikanesinde, sabahın ilk saatlerinde tatlı bir koşuşturmaca başlamıştı ve bunu umursamayan tek kişi Taehyung'du. Odasındaki pencere açık, tül perdeler etrafa uçuşuyordu ve kendisi yüz üstü uzanmış bir şekilde kitap okuyordu. Sarı, dizlerine kadar uzanan çorapları havada hafifçe sallanırken bir elini çenesine yaslamış şekilde alt dudağını bükerek kitabını okumaya devam ediyor, arada gözleri dans edercesine uçuşan perdelerde geziniyordu.
Aslında, bu saatlerde kitap okumak huyu değildi. Güne neşeli başlar, ailesiyle bahçede kahvaltısını yapar ardından küçük köpeği Tannie ile havuza girerdi. Çat sıcakta güneşlendiğinden teni oldukça esmerleşmiş, hafifçe yanmıştı. Annesinin söylenmelerine rağmen bundan vazgeçmiyordu çünkü bronz teni oldukça hoşuna gidiyordu.
Dudaklarının arasından sıkılmış bir nefes vererek henüz yarısına gelmediği kitabı kapatıp, ayaklanmış, giydiği şortu beline kadar çekmişti. Odasını toplaması gerekiyordu. Yatağı dağınık, kıyafetlerinin çoğu yerdeydi. Dün içtiği ahududu çayı yarım bir şekilde fincanında duruyor, çizdiği eskiz defteri ve kalemleri şifonyerinin üzerinde duruyordu. Yine de umursamayarak kapıdan çıktı ve beton merdivenlerden aşağıya indi.
Burnuna gelen elmalı tart kokusuyla mutfağa ilerleyip anne ve ablasını iş üstünde yakaladı. Annesi fırından yeni çıkardığı tartı soğuması için pencerenin önündeki masaya koyarken ablası ikiye kestiği limonları teker teker sıkıyordu.
"Eğer bunları ben istemiş olsaydım yapmazdınız." diye burnunu kıvırdı omzunu kapının girişine yaslarken. Ablasının gözlerini devirdiğini kısık gözleriyle izlemiş, annesinin "Yapma böyle tatlım. Bu evde en çok senin isteklerin gerçekleşiyor." diye mırıldanmıştı. Yine de omuz silkti ve umursamadı.
"Ablamın sevgilisi için bu kadar şeye gere yok." derken ilerleyip tahta sandalyeye oturup vazodaki çiçeklerle oynamaya başlamıştı. Ay çiçeklerinde yavaşça parmaklarını gezdirirken ablası, "Sen ne anlarsın ki, hippi çocuk." diyerek söylenmiş, elinin tersiyle saçlarını geriye ittirmişti.
Evet, bu kadar hazırlık ablasının sevgilisi içindi. Buraya gelip birkaç hafta ya da ay kalacaktı. Taehyung bu fikri sevmemişti, ablası zaten arada yanına gidiyordu, burada kalması ona göre aşırı derecede saçmaydı.
"Kız arkadaşın olmadığı için kıskanıyorsun." duyduğu şeyle yüzünü buruşturup ay çiçeğinin ortasındaki siyah çekirdeklerden birini aldı. "Hiç de kıskanmıyorum." dese de diğer yandan birine farklı duygular beslemenin nasıl bir his olacağını düşünmeye başlamıştı. Daha çok kendi kendine eğlendiğinden, başkasıyla olmayı düşünmemişti, çok da büyük sayılmazdı ve ciddi bir ilişki istediği son şeydi şimdilik.
"Her neyse, ben gidiyorum. Öğlene dönerim." diyerek yerinden kalkıp annesinin yanağını öpmüş, ablasının ördüğü saçını çekip, çığlık atmasını sağladıktan sonra oradan çıkmıştı.
Dış kapıyı açıp, köpeğini sevdikten sonra onunla birlikte yürümeye başlayarak özel yerine varmıştı dakikalar sonra. Hava gerçekten sıcak, esinti olsa bile nemliydi. Uzun çiçeklerin ve bitkilerin arasına saklanmış büyük küvete yaklaştı. Burayı birkaç ay önce bulmuştu. Kış ayıydı ve yazın gelmesini iple çekmişti. Şimdi küvetin içi hafif sarımsı suyla doluyken serinlemenin eğlenceli yollarından biriydi. Evlerinin önünde havuz olsa bile burası onun için daha özeldi, kendisine aitti.
"Sıcakladın mı Tan?" derken bir yandan da tişörtünü çıkarmış, kenara atmıştı. Bitkiler o kadar uzundu ki kendisini görmek biraz zordu. Şortuyla iç çamaşırını da indirip çoraplarını çıkardı. Tamamen çıplak kaldığında küvetteki suya attı kendini. Rahatlamayla mırıldanırken köpeğini de kucaklayıp suyun içine bırakmıştı. Tan birkaç saniye sonra sudan çıksa da, Taehyung bacaklarını küvetin kenarlarına koyup uzanmıştı suyun içine.
Gözlerini birkaç dakika kapatmış, açmıştı. Kafa dinlemek için harika bir yerdi. Elleriyle saçlarını hafifçe karıştırıp ıslatmış, yavaşça boynundan göğsüne indirmişti parmaklarını.
Alt dudağını dişlerken uzun işaret parmağı sol göğsünün etrafında dolanmış, ucuyla oynamıştı. Seslice iç çekip diğer elini de kullanarak sakince göğüs ucunu sıkıp bırakmıştı. Erkekliği hareketlenmeye başlarken ensesini küvetin kenarına yaslayıp göz ucuyla köpeğine bakmıştı. Tannie çiçeklerin arasında koşturup kelebekleri yakalamaya çalışırken eli göbeğine sürtünerek sertleşmeye başlayan erkekliğine gitmiş, birkaç kez çekiştirip inlemişti.
Yalnızdı, henüz ergen sayılırdı ve hormonları tavandaydı. Yaptığı şey kendine oldukça normal geliyordu ve evde rahat olamadığından, burada kendisiyle oynuyordu.
"Ahh-" alt dudağını sertçe dişleyip elini hızlandırarak zevkle mırıldanırken karnında oluşan kıpırıtlarla gözlerini kapatıp elini kirletmişti. Nefes nefese soluklanıp kendini bulduktan sonra bitkin bedeniyle bir süre dinlenmişti.
Sudan çıktığında uyuya kaldığından saat ilerlemişti. Islak olmayı umursamadan üzerini tekrar giymişti. Ablasının sevgilisi çoktan gelmiş olmalıydı. çoraplarını eline alıp giymeden yürümeye başlamıştı. Köpeği arkasından ilerlerken bacakları inat ediyormuşcasına zorla hareket ediyordu.
Belki de Taehyung eve gitmek istemiyor, henüz yeni tanışacağı ablasının sevgilisiyle konuşmak istemiyordu. Bu yüzden yol boyunca oyalandı. Çiçekleri kokladı ve köpeğiyle gülüşerek çimlerde yuvarlandı.
Bölüm Sonu🌾
Taenin gizli yeri;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Change Your Mind ; TaeKook
Fanfiction"Valente," Jungkook kafasını çevirdi ve gözlerinin temasını kesti. "Bu çok yanlış."