İyi akşamlar! Geçiş bölümüyle karşınızdayız👏👏
Yavaştan olaylara girmek istiyorum çünkü çok uzun soluklu bir fic olmayacak zaten. Ayrıca 'yeni tanıştılar nasıl öpüşüp koklaşırlar' kafasına girmeden yazmak istiyorum. Özgürce.
İstediğim bölümlere geçtik yani ;)
Umarım bolll yorum gelir diyor sizi bölümle yalnız bırakıyorum💛
-"Ah, şunlara bak. Ne kadar da güzeller değil mi Taehyung?"
Annesinin cümlesine karşın birlikte meyve toplayan ikiliye baktı. Gözlerini devirip öğürme sesi çıkartmak istese de sadece alaylı bir şekilde "Yaa, ne demezsin." diye mırıldandı.
"Sen neden yardım etmiyorsun?" annesi sigara paketinden sigara çıkartırken omuz silkti. Jungkook onunla konuşmuyordu ve dalga geçiyormuş gibi, ilk zamanın mesafesini koymuştu araya. Birkaç kez adım atmaya çalışmıştı fakat düşündüğü kadar cesaretli olamamıştı.
"Onları rahatsız etmek istemem." diye söylendiğinde oturduğu demir sandalyede biraz daha yayıldı. Giydiği parmak arası terlikler, penye şortu ve askılısı ile sıcak havada pişiyordu. Tanrı'ya şükürler olsun ki arada bir serin esinti bu sıcaklığa dayanmasını sağlıyordu.
Gözleri ukalaca Jungkook'un üzerinde gezindi. Dalgalı saçları güneşte parlarken sarı, ince gömleği ve yine o kot şortu ile bacak kaslarının bir kısmını sergiliyordu.
Sessizce iç çekip gözlerini çekinmeden kalın baldırlara dikti. O lanet olasıca şort olmadan bütün kaslı bacaklarını, şekilli kalçasını görmek istiyordu. Belki de birazcık dokunmak.
Birazcık mı? Kendi kendine güldü. Külliyen yalandı. Onun vücudunun her santimine dokunmak istiyordu. Öyle şekilli bir vücudu vardı ki beyaz teniyle birlikte heykeli andırıyordu. Kaslarındaki her gölge, her çıkıklık öylesine estetikti ki onlara dokunurken Jungkook'a böyle
bir vücudu olduğu için utanması gerektiğini söylemeliydi.Çünkü o Yunan Tanrısı ve yandaşları Jungkook'un yanında halt yemişlerdi.
Alt dudağını ısırıp birden ayaklandı. Bu büyük bahçelerinde, olgunlaşan şeftalileri toplayan iki sahte sevgilinin yanına ilerledi. İkili sessizce işlerini yaparken Taehyung'un geldiğini elbette ki farketmişlerdi.
"Sonunda koca kıçını kaldırabildin ha?" ablası elindeki hasır sepete şeftaliyi koyarken gıcık olması için mırıldandı. Taehyung ise gözlerini devirdi. Ablası kıkırdarken Jungkook'u omzuyla dürttü.
"Cidden, baksana şuna. Bir erkeğe göre poposu kocaman değil mi sence de?" dediğinde Jungkook'un gözleri oraya indi. Taehyung kızarırken ablası hiç oralı olmadan devam etti.
"Eminim ki Kardashian ailesine gitsen o kıçla kabul edilirsin."
Taehyung ablasının bu sözlerine fazlaca alıştığından hiçbir şey söylemedi bile. Jungkook'un yüzüne bakarken beyaz tenli sonunda gözlerini oradan çekebilmiş ve esmer ile göz göze gelmişti. Taehyung ona ifadesizce bakıyordu. İçindeki organlar yer değiştirirmişcesine heyecanlı olsa da yüzü oldukça normaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Change Your Mind ; TaeKook
Fanfiction"Valente," Jungkook kafasını çevirdi ve gözlerinin temasını kesti. "Bu çok yanlış."