yule ball • dramione

// chapter five //

"Tam tahmin ettiğim gibi."
Hermione okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp yanına oturan kişiye baktı.

"Malfoy?"
"Tahmin ettiğim gibi yine kütüphanedesin."
Hermione başını olumlu anlamda salladı.
"Burası huzur bulduğum tek yerdi, sen gelene kadar."
"Neden öyle diyorsun, rahatsız mı oldun?"
Hermione kitabın kapağını kapatıp tamamen Malfoy' a döndü.
"Evet."

Draco umursamazca omuz silkti.
"Pek umrumda değil. Dans etmeyi biliyor musun?"
Hermione anlamamışça kaşlarını çattı.
"Dans mı? Neden sordun?"
"Bilmiyorsan öğretebilirim."

Hermione' nin ağzından ufak bir kıkırtı çıktı.
"İyi dans ettiğine emin misin Malfoy?"
Draco yavaşça ayağa kalkıp ellerini cebine soktu.
"Bu akşam 20:00' de. Sihir Tarihi sınıfında."
"A-ama orası-"
"Orası akşamları hep boş olur Granger."
Başka bir şey demeden kütüphaneden çıktı. Hermione ellerini saçlarının arasından geçirip ofladı.

"Bir bu eksikti!"

~

Hermione koşar adımlarla Sihir Tarihi sınıfının önüne geldi. Kapıyı biraz tereddüt ederek açtı.

Draco arkası dönük, masadaki eşyalarla oynuyordu. Kapının açılmasıyla o tarafa döndü.

Hermione yavaşça kapıyı kapatıp içeri girdi.

"Sana hep boş olur demiştim."
"Nerden biliyordun ki?"
"Eskiden buraya şey için gelirdik-"
"Hay Merlin! İğrençsin."
"Aynen öyle."
Draco, hemen Hermione' ye yaklaştı.

"Neyse, bir an önce başlasak iyi olacak."
Hermione başıyla onayladı. Draco masanın üzerinde duran eski bir kaset çaları çalıştırdı.

Şarkı çalmaya başlayınca gömleğinin üstündeki süveteri çıkarıp tekrar Hermione' ye yaklaştı.

Hermione bir-iki adım geriledi. Draco buna karşılık olarak güldü.
"Bu kadar uzaktan dans edemeyiz, değil mi?"
Deyip Hermione' yi kolundan tutup kendine çekti.

Aralarında çok az bir mesafe kalınca tek elini Hermione' nin beline sardı.
"Granger, elin."
Diyerek hatırlattı Draco. Hermione titreyen elini Draco' nun omzuna koydu. Malfoy, Hermione' nin diğer elini yakalayıp kendi boşta kalan eliyle birleştirdi.

"Hadi, kıpırdasana."
Hermione olduğu yere çivilenmiş gibiydi. Draco' nun uyarısı üzerine ayaklarını bir ileri bir geri hareket ettirdi.
"Bu sandığımdan da zor olacak."
Hermione' nin belini daha da sıkıca kavrayıp yere baktı.

"Bak Granger, aşağıya bak."
Hermione' de Draco gibi bakışlarını yere çevirdi.
"Adımlarımı takip et."
Draco ayaklarını bir ileri bir geri, sağa ve sola yönlendirdi hızlıca. Bir kez döndü, sonra tek hamlede Hermione' nin belini iki eliyle de sarıp onu yukarı kaldırdı.

Hermione buna karşılık olarak elleriyle Draco' nun omzunu sıktı. Draco onu tekrar yere bıraktığında şoka uğramış gibi görünüyordu.

Draco onun şaşkın ifadesine gülmeden edemedi.
"O kadar zor değil, sen ne diyorsun?"
Hermione bir kaç kez dudaklarını aralayıp tekrar kapattı. En sonunda konuşabilmişti.
"Evet, çok - çok kolay cidden."

"Yapman gereken tek şey hızlı adımlarla bir ileri bir geri, sağa ve sola gitmek. Sonra bir kez döneceğiz ve ben seni havaya kaldıracağım."
Hermione anlamışça başını salladı. Ama hiç bir şey anlamamıştı.

"Şimdi tekrarlayacağız. Anladın değil mi?"
"Evet, anladım."
"Harika!"

Onlar dans ederken Draco sürekli tekrarlıyordu.
"Bir ileri bir geri, sağa ve sola. Şimdi dön ve-"
Hermione Draco' nun omzunu sıkı sıkı tuttu. Ve biraz sonra - havalandı. Kendini bir o kadar hafif, bir o kadar da tedirgin hissediyordu.

Draco onu güvenlice tekrar yere bıraktığında gülüyordu.
"Ne oldu?"
"Bu - harika bir şey!"
Draco da gülerek karşılık verdi.
"Ne yani, bu mu?"
Diyerek Hermione' yi belinden kavrayıp tekrar havaya kaldırdı. Hermione bunu beklemediği için ağzından ufak bir çığlık kaçırdı ve ellerini Draco' nun omzuna koydu.

"Malfoy!"
Dedi gülerek. Draco da gülüyordu. Hermione' yi biraz daha havada tutup yere bıraktı.
"Cidden hem bu kadar sinir bozucu, hemde bu kadar eğlenceli olacağını sanmıyordum."
Hermione tekrar gülümsedi.
"Şey bu arada, kimseye söylemedin değil mi Granger?"
"Hayır tabiki."

"Tamam öyleyse bu akşamlık bu kadar yeter. Hadi gidelim."
Sınıftan beraber çıktılar ve Hermione Gryffindor kulesine, Draco ise Slytherin kulesine doğru ilerledi.

Harry ve Ron hala ortak salondaydılar.
"Cidden, beni mi beklediniz?"
"Evet."
Dedi Ron ayağa kalkarak.
"Nereye gittiğini şimdi söyleyecek misin?"
"Hayır söylemeyeceğim. Bakın, biz birbirimize her şeyi söyleriz, değil mi? Ama bunu söyleyemem. Birine söz verdiğim için bunu yapamam."
Harry de ayağa kalkıp Hermione' nin karşısına dikildi.

"Hermione, biz sadece senin güvende olup olmadığını merak ettik."
"Benim için endişelenmenize gerek yok. Fazlasıyla güvenli bir yerdeydim."

•
•
•
•
•

O güvenli yer Draco' nun kolları.

Yaa, ama çok tatlısınız <3

Sıkıldım ben pehh. Hadi öpüşün artık.

650 kelime