Surrender // 𝙅𝙚𝙤𝙣𝙜𝙘𝙝𝙚𝙤𝙡

11

"Biri de cennete gitti."

***

Soonyoung kafasını salladı

Sonra bir anda ortamdaki havayı dağıtmak istermiş gibi yeniden gülümsemedini yüzüne takındı

Cidden çok şirin gözüküyor

"Siz buraya neden gelmiştiniz?"

Biraz utanarak konuşmaya başladım

"Aslında..."

Acaba anlatsam mı?

"Aslında ben buraya şey için geldim..."

Bir an durup Soonyoung'a baktım

Acaba anlatsam utanır mı?

Yani onu resmen katil gibi görmüştüm

Ama sanırım anlatıcam

"Şimdi benim çok yakın bir şeyim eee şeyim... Arkadaşım, evet arkadaşım. Geçen yıl öldü... Daha doğrusu öldürüldü."

Biraz duraksadım

Ne kadar uzun zaman geçmişti Jeonghan'sız

Soonyoun bir anda elini omzuma koydu

"Devam etmek zorunda değilsin."

Kafamı iki yana salladım

Merak içinde kalsın istemiyorum

"Geçenlerde bir ara karakola gittim, araba kazasında ölmüştü, ona çarpan arabanın plakasını bulmuşlardı, 02 KSY 1004."

Soonyoung başını salladı tam ağzını açıp bir şey diyecekken ben ellerimle onu durdurdum

"Ama olay daha bitmedi hemen mahcup olma."

Ağzını kapatıp başıyla devam et işareti yaptı

"Bundan ya bir ya iki gün önce onun ölüm yıl dönümüydü, mezarlığa gittim. Mezarlıkta onu gördüm ama cidden onu gördüm aynıydı her şekilde, sadece soyadı farklıydı. Yanında biri daha vardı. Evlenmiş. Bu sabahta ismini internette arattım sizin şirketinizde çalıştığını öğrendim ve hem araba plakası hem burada çalışıyor derken kendimi buraya attım."

Soonyoung merakla sordu

"Bu arkadaşınızın ismi ne?"

Ben tam cevap vericekken kapı açılıp içeri biri girdi

Ben de içeri giren adamı gördüğüm an ayağa kalktım

Göz göze geldik

"Jeonghan... Hong Jeonghan."

Hemen Jeonghan'ın yanına gidip ona sarıldım ve kulağına fısıldadım

"Bak yine geldim."

Devam edicek