Surrender // 𝙅𝙚𝙤𝙣𝙜𝙘𝙝𝙚𝙤𝙡

23

/Seungcheol Anlatım/

"Kim vuruldu kahrolası çıngıraklı yılan!?!"

"İsmim Jisoo."

"Boş yapma ve bana cevap ver."

"Bilmiyorum."

Bizi yakaladıktan sonra Jisoo'nun olduğu bir arabaya getirmişlerdi.

Jeonghan arabanın bagajında duruyordu, ben de arka koltuğa bağlı şekilde oturuyordum.

İçeriden silah sesi gelmişti ve birinin vurulduğuna emindim fakat bu kahrolası Cingirik mi neyse artık bana hiçbir şey söylemiyordu.

•••

/Jeonghan Anlatım/

Bir arabanın bagajındaydım, sanırım içeride de Seungcheol ve Jisoo vardı.

Ellerim ve ayaklarım bağlıydı, ağzım ise baya sert bir şekilde bantlanmıştı. Bantlayan kişiyi tebrik ediyorum biraz çeksem derimin bile kopacağını hissediyorum.

Ben hala nolduğunu anlamaya çalışırken içeriden bir silah sesi gelmişti. Silahları sevmezdim zaten, içim ürpermişti.

Sesin ardından birkaç saniye geçti ve kısa boylu bir adamın kafasına silah tutarak Soonyoung'u arkamızdaki arabaya bindirdiğini gördüm.

İkisinin arkasından da koşar adımlarla bir çocuk daha çıkmıştı. Bizim olduğumuz arabaya geldiğini gördüm, sanırım sonra da arabaya bindi ama devamında sesleri duyamadım.

•••

/Seungcheol Anlatım/

Ben hala şu Cibili veletine bağırmaya devam ederken telaşlı duran bir çocuk, ön koltuğa, Cotullu'nun yanına oturmuştu.

Jokbullu saçını geriye atarak adama 'yine mi' dermiş gibi bakıyordu.

"Kim vuruldu?"

"Bilmiyoruz, bir... bir polis."

"Kahrolası erifler başka adam mı kalmadı da polise çattınız!"

"Uzatma, ölüp ölmediği belli değil."

O sırada benim aklımdan geçen tek bir isim vardı.

'Samuel'

•••

/Soonyoung Anlatım/

"Sen tam bir pisliksin Jihoon, tam bir pislik."

Sanırım kendi kendime konuşuyordum çünkü ağzım bantlıydı ve ne dediğimi tek ben anlıyabiliyordum.

"Ne diyorsun Hoshi?"

Jihoon beni arabanın arkasına bindirmiş, ellerim ve ayaklarımı bağlamış ağzıma da bant çekmişti. Nasıl hala konuşmamı bekliyordu?

"Ah doğru."

Arabayı çalıştırmadan önce bana döndü ve bir anda bantı çekti. Ben de aynı anda çığlık attım.

"Ağda mı yapıyorsun ya!"

Bantı yan koltuğa attı sonra da ısrarlarım üzerine ellerimi çözdü. Ardından da önümüzdeki arabaya bağırdı.

"İlerlemeye ne dersiniz!"

Adamlardan ve arabadan ses çıkmayınca arabayı çalıştırıp arabanın yanına kadar gitti, ama içerideki manzara hiç iç açıcı değildi.

•••

/Seungcheol Anlatım/

Aklımda şu an sadece Samuel'in vurulduğu gerçeği vardı. Samuel'in vurulduğuna emindim çünkü içinde olduğumuz arabanın tam çaprazında onun arabası vardı.

Aklıma gelen bu fikirle beynime kan sıçrıyordu. Dayanamıyordum. Bir anda gelen cahil cesaretiyle ellerimi bağlı olduğu ipten çıkarmaya çalıştım, en sonunda başarılı olmuştum. Sonra Cindidik'in yanında oturan adama yumruğu geçirdim.

Civciv tipli bir anda kocaman açılmış gözlerle bana dönünce ona da yumruğu geçirdim.

Ama ben adamları döverken beni izleyen Soonyoung ve diğer tanıdık gelen kısa boylu adamdan haberdar değildim.

•••

/Soonyoung Anlatım/

Yan arabada Jeonghan'ın eşi olduğunu bildiğim bir adam ve başka bir adamı döven bir Seungcheol vardı.

Jihoon onları görünce arabadan inmeye yelteniyorduki ben de ona tokat attım. Benim onu dövecek kadar kasım yoktu.

"Hiçbir yere gitmiyorsun ve burada kalıyorsun."

Jihoon'un belindeki silahı çekip ona doğrultmuştum.

•••

/Jeonghan Anlatım/

İçeride ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu sadece büyük bir şey olduğunu biliyordum.

Ben arkamıza bakarken beni korkutan şey yanımıza geçen araba falan değildi, beni korkutan şey onun arkasından gelen polis arabasıydı.

•••

/Seungcheol Anlatım/

Adamların ikisinin de benzettikten sonra Cikkirik'in bayıldığını ve diğer adamın kafasından kan aktığını görünce beynime sıçrayan kan durmak yerine hızlanmıştı. Aklımı toparlamam gerekti ama ondan önce arabadan inip bagajdaki Jeonghan'ı çıkarmalıydım fakat arkamızdan gelen siren sesleriyle fikrimi değiştirip arabayı çalıştırdım ve yolda ilerlemeye başladım, tabii arkamdan gelen bir adet polis arbası ve başka bir araba daha vardı.

•••

/Soonyoung Anlatım/

Arkamızdan gelen siren seslerinden sonra yanımızda duran araba hareketlenip ilerlemeye başladı, ben de silahın namlusuyla Jihoon'un kafasına vurdum.

Sanırım bayıldı diye düşünüp ön koltuğa geçerek arabayı kullanmaya başladım.

En önde Seungcheol'ün kullandığı bir araba ortada benim kullandığım ve en arkada da bir polis arabası vardı, şu an ise yarın yokmuş gibi arabayı sürüyordum.