Surrender // 𝙅𝙚𝙤𝙣𝙜𝙘𝙝𝙚𝙤𝙡

15

"Yoon Jeonghan hemen benimle geliyorsun."

Jeonghan'ı kolundan sürüklüyerek kapıya kadar getirdim

Kapının hemen yanındaki vestiyerde 2 tane mont asılıydı

Jeonghan'a "Hangisi seninki?" bakışı attım sonra o da ikisini de alıp birine kendi üstüne geçirip diğerini bana uzattı:

"Üşütürsün al sen Jisoo'nunkiyi giy."

Adamın adı Congulak değil miydi

Neyse ben de montu alıp üstüme geçirdim

Ama şaşırmadım değil

Ben Jeonghan zorlar diye düşünüyordum ama dünden razı çıktı

Sonra yandaki ayakkabılığın üstünden anahtarı aldı tam çıkacakken ikinci anahtarı da aldı ve dışarı çıktı

Bak yine şaşırdım işte

Resmen adamı eve kitledik

Kapıyı kapatırken bana baktı

"Peşimizden gelmesin değil mi?"

Ben sadece gülümsedim

Özlemişim Han ile böyle konuşmayı

Sonra diğer anahtarı bana uzattı

"Senin olsun."

"Eve gelince kapıdan gir, öyle değişik şeyler yapıp bacadan falan girmeye çalışma."

Ben buraya nereden girdim acaba

Sonra ikimiz senkronize bir şekilde havayı içimize çektik

Ardından Han gülerek bana döndü

"Dışarı çıktık ta nereye gidiyoruz?"

"Harika bir yere."

°°°

Yolda yürümeye devam ediyorduk

Arada Han arada ben soru soruyordum sonra diğeri cevaplıyordu

"Sana Seungcheol mü diyeyim Seungcheol Hyung mı diyeyim."

Sırıttım

"İkimiz aynı yıl doğduk, fark etmez."

Bana şüpheyle baktı

"Doğum tarihimi biliyor musun cidden."

"4 Ekim 1995."

Gözleri aniden büyüdü

"Vay be, beklemiyordum."

Biras durduktan sonra devam etti

"Nereden biliyorsun."

Hala ilerlerken ona baktım

"Kimliğini çaldım."

Gözleri daha çok büyümeye devam etti

"HADİ BE! KİMLİĞİ VER."

Gülmeye başladım

"Şaka yapıyoruz şurada azcık rahatla."

"Ne bileyim sen öyle ley deyince ben de şey yaptım sonra şey oldu..."

Elimi dudaklarına götürüp sus işareti yaptım

"Jeonghan."

Ne der gibi başını iki yana salladı

"O güzel beyin hücrelerin gidiyor daha fazla zorlama."

Eliyle bileğimi kavrayarak parmağımı dudağından çekti

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

Elimle karşıyı gösterdim

"Bak geldik zaman kaybetmeden gidelim."