Kar Kırıkları: 2. Bölüm

53 5 0
                                    

Kar Kırıkları:

Bölüm 2:

Creep - Radiohead

July - Noah Cyrus

Yaya geçidinden geçen yaşlı bir kadının attığı adımlar... Saymaya başladım. Bir, iki, üç, dört... Hayır, ilerlemiyor. Olduğu yerde durmuş beni seyrediyordu. Gözlerindeki keder beni parçalarken gözlerimi ondan çekemiyordum. Bir araba hızla gelip ona çarptı ve kadın bin parçaya bölündü. Parçaları üzerime savruldu. Acının altında kaldım, kalkamadım.

Hızlı giden bir yatın ucunda ellerini sonsuzluğa, saçlarını rüzgara açmış küçük bir çocuk... Yat, denizi yararak ilerlerken havada mermiler uçuşuyordu. Hayır, yat ilerlemiyor. Mermiler çocuğun bedenine saplanıyordu. Bana bakan gözleri çoktan ışığını söndürmüştü. Alnının ortasından akan kan burnunun ucunda durdu. O an tüm mermiler çocuğun cansız bedeninden çıktı ve bana yöneldiler. Mermiler bedenimi delik deşik ederken denizin dibindeki kumlarda kayboldu, ruhum.

Bir.

İki.

Üç.

"Gözlerini aç." O kadar huzur dolu bir sesti ki gözlerimde sakladığım yaşlar bitene kadar ağlayabilirdim. Kalbime dolan rahatlama hissi ve avuç içlerimdeki nabızlar beni hayatta tutuyordu. Avuç içlerimdeki nabızlar? Bunun ne demek olduğunu bilmiyordum. Sadece bazı zamanlar avuç içlerimde başka bir nabız taşıdığımı hissediyordum.

" Üşüyeceksin." dedi aynı ses. Hemen ardından bedenimi saran rüzgâr titreyerek kollarımı birbirine dolamama neden oldu. Soğuk bedenime dokunup ürkekçe geri çekiliyor, ardından hızlı bir şekilde tekrar bedenime dokunuyordu. Bu sefer daha yavaş daha ürkekçe geri çekiliyordu. Yine bedenine dokunacağında ise bir öncekinden daha hızlı bunu yapıyordu. Tekrar, tekrar ve tekrar... Bunun etkisiyle vücudum titredi. Gözlerimi açtım. Gitmişti. Belki de hiç orada olmamıştı. Hayal görüyordum. Gördüğüm şeyin şoku ile orada öylece kalmıştım. Hareket edemiyordum. Eğer zihnim bana oyun oynuyorsa, bilinçaltımın ne kadar renkli olduğunu bir kere daha görmüştüm.

" Berfu!" Abimin sesi sokakta yankılanırken sarsak adımlarla eve doğru döndüm ve içeri girdim. Yemeğini yiyordu. Beni görünce kaşları çatıldı. Ağzının dolu olmasını önemsemeden konuştu. " Bir sorun mu var?" Sesi endişeliydi fakat bunu, abimi tanıdığım için anlamıştım. Ağzı dolu olduğu için sesi boğuk çıkmıştı ve söylediklerini anlamak için biraz beklemem gerekmişti.

" Hayır." dedim kekeleyerek.

" Yüzünün halini görsen, yalan söylemenin seni saklayamayacağını anlarsın." Ağzını sildi ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Beni kollarının arasına aldığında biraz şaşırmıştım. Şaşırmanın yanında ise güven duygusu beni sarıp sarmalamıştı. " Beyin yoksunu arkadaşın mı canını sıktı?"

Duraksadım. Ona az önce gördüğüm şeyi söylesem ne tepki verirdi? Delirdiğimi düşünürdü. Ben bile gördüğüme inanmazken o bana neden inansın? Ayrıca bu, yorgun olduğumdan dolayı gördüğüm bir şey de olabilirdi. Tüm gün güneşin altında kalmıştım. Başıma güneş geçmiş olabilirdi.

" Bir sorun yok. Sadece yorgunum. Dinlenmek istiyorum." Geri çekilip zoraki bir gülümseme ile ona baktım. Ardından yanından geçip mutfaktan çıktım.

...

Üzerimdeki koyu yeşil şorta ve siyah tişörte baktım. Kumral ve kıvırcık olan saçlarımı geriye attım. Masamın üzerindeki siyah tel tokayı aldım ve öndeki bukleleri arkaya doğru tutturdum. Siyah spor ayakkabılarımı da giyince çantamı alıp odamdan çıktım. Dış kapının önüne geldiğimde " Ben çıkıyorum." diye bağırdım. Cevap almadan kapıyı açtım ve dışarı çıktım.

Kar KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin