Kar Kırıkları:
14. Bölüm:
Rüyalarımdan dökülen huzursuzlukları toplamış, hepsini alıp atmıştı. Yerine kendi getirdiği mutlulukları, hayalleri ve özlem dolu bakışları serpiştirmiş; her gülüşünde özenle onları sulayıp büyütüyordu.
Ucu havaya bakan burnuna baktım, çıkık elmacık kemiklerine, uzun kirpiklerine ve alnına dökülen buklelere. Elimi uzattım ve uzun süredir yapmak istediğim şeyi yaptım: Alnındaki bukleleri geri çektim. Boşta kalan alnında parmaklarımı, hafifçe, gezdirdim ve ardından elimi geri çektim. O kadar yavaş ve tüy gibi hareket etmişti ki elim neredeyse hissetmemiştim. Bunu yaptığım için utanmıştım. Gözlerimi kapattım, derin bir nefes aldım. Ardından gözlerimi geri açtım.
Saat kaçtı bilmiyordum, muhtemelen birazdan alarmım çalacaktı. Yine de onu uyandırmak istemiyordum. Akşam bir ara uyanmıştım ve onu yanımda bulmuştum. Ben uyuduktan sonra ya da bu sabah gideceğini düşünmüştüm. Gitmemişti.
Kıpırdadığını hissettim. Uyanmaya çalışıyordu. Bu hali beni gülümsetmişti. Hemen kendimi toparladım ve ciddi bir şekilde onu seyretmeye başladım. Gözlerini açtığında bir kolunu gözlerinin üstünde tutuyordu, diğeri ise yastığın altındaydı. Bakışlarını bana çevirdi. Gözleri beni odağına aldığında gülümsedi. Gülümsemesi o kadar güzeldi ki karşılık vermesem haksızlık olurdu. Ben de ona gülümsedim. Ne yaptığımı sorgulamadım diyemezdim.
" Günaydın." diye fısıldadı ve bana doğru döndü. Vücudunu bana doğru döndürdü ve benim gibi ellerini başının altında birleştirdi. Burunlarımız birbirine değerken birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk.
" Günaydın. " diye karşılık verdim.
Bir elini kaldırdı ve yanağımda gezdirdi. Ardından elini saçlarıma götürdü ve kıvırcıkların arasında gezdirdi ellerini. Gözleri de oradaydı. Geri çekilmeli miyim? Hayır. Çekilme, Berfu.
" Bugün okula gidecek misin?" Başımla onayladım. " Dönem başladığından beri doğru düzgün gitmedin. Bence de gitmelisin."
" Sen ne yapacaksın?" Bunu sorduğuma şaşırmış gibiydi. Yalnız değildi. Ben de şaşırmıştım.
" Bir iki işim var, onları halledip yanına gelirim. Akşamüstü seni eve ben getiririm. Olur mu?" diye sordu, emin olmak ister gibi. Başımla onaylasam da ne işinin olduğunu merak etmiştim. En son işi olduğunda ve gittiğinde vurulmuştu. Dün akşam! Dün akşamla mı ilgiliydi gideceği yer? Yine zarar görecek miydi?
Alarmım çalmaya başladığında yüzümü buruşturdum. O sesten nefret ediyordum. Arkamda duran saate uzandı ve kapattı. Geri çekilmek yerine hemen önümde durdu. Gözlerimin içine baktı. Tepkimi ölçüyor gibiydi. Eğildi ve alnıma uzun bir öpücük bıraktı. Gözlerim ister istemez kapandı. Etkisi altına girme! Ona karşı bazı duvarlarımı indirmiştim, ama hepsi tamamen inmemeliydi. Biraz geri çekildiğinde gözlerimi açtım ve ona baktım. Gözlerinde herhangi bir duyguya rastlamadım. Bu biraz canımı sıkmıştı. Belki orada her zaman gördüğüm özlemi görsem iyi hissedebilirdim. Gerçekten bana karşı hisleri olduğunu göstermesi güzeldi. Bu, ona daha çabuk alışmamı sağlıyordu. Benimle oynamadığına, her şeyin gerçek olduğuna daha çabuk alışmamı sağlıyordu. Gösterdiği ilgi? Sadece bu muydu beni etkileyen? Kalbimde ona karşı gerçekten herhangi bir şey var mıydı yoksa bunlar sadece ilgi gördüğüm için miydi?
" Başka bir yere gideceksen haber ver. Kendine dikkat et." dedi ve geri çekildi. Ayağa kalktı. Kapıya ilerlemeye başladığında hızla yanlış bir şey yapıp yapmadığımı düşünüyordum.
'' Gidiyor musun?'' Duraksadı. Bana döndüğünde gözlerinde derin bir boşluk vardı, gözlerinin kırmızı alev gibi yanarken bomboştu.
'' Acil çıkmam gerek.'' Yüzüne bakmasam dudaklarını okumaya çalışmasam ne dediğini anlamayacaktım. Alnında ter biriktiğini gördüm. Elleri mi titriyordu? Hızlıca kalktım ve yanına gittim. Ellerimi yanaklarına koyduğumda geri çekildi. '' Çıkmam gerek, dediğim gibi bana haber ver.'' Elini kısaca çenemde gezdirip sevgi dolu bir dokunuşu oraya bırakıp kapıyı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Kırıkları
FantasyGenç, gözlerini küçüğe açmış. Kulaklarını kızın sesine açmış. Kalbini ise, küçüğün avuçlarına emanet ederek, küçüğün yaşamı için açmış.