Kar Kırıkları: 9. Bölüm

31 3 0
                                    

Kar Kırıkları:

9. Bölüm:

Love Like This – Kodaline ( Acoustic)

Soldier - Fleurie

Yorgun ve paramparça adımlarım gideceğim yolu zorlaştırıyordu. Attığım her adımda, bastığım her noktada papatyalar oluşuyor ve yeni bir adımımda kayboluyor, yerini yenilerine bırakıyordu. Kulaklığımdan yükselen şarkı ise papatyaların ritmini belirliyordu.

Okula otobüs ile gidecektim, annemler öyle sanıyordu; fakat ben yürümeyi seçmiştim. Birkaç dakikalık yolum kalmıştı. Okulun olduğu sokağa döndüğümde gözüm dün konuştuğumuz yere kaydı. İster istemez onu orada aramıştı gözlerim. Bakışlarımı tekrar önüme çevirdim.

Aklım dün akşam yazdığım mesaja gittikçe kendime lanetler okuyordum ve yanaklarım kızarıyordu. Tuhaf bir mesajdı. Hatta o da tuhaftı. Bir anda onunla mesajlaşmaya başlamamız tuhaf olmuştu. Dün söyledikleri, açıklama yapmaya çalışması da oldukça tuhaftı. O, baştan aşağı tuhaftı. Artık mesajımı tuhaf bulmuyordum!

Gerçekten zekice, Berfu!

Kendi kedime gözlerimi devirdim.

Okulun bahçesinden girdiğimde dışarıda çok az kişi olduğunu gördüm. Saatime baktım. Zil çalalı çok olmuştu. Adımlarımı hızlandırdım. Sınıfa girdiğimde Yamaç ve Afra'nın yan yana oturduklarını gördüm. Yamaç beni fark edince kendi yerine geçmek için ayaklandı. Elimi kaldırarak onu durdurdum ve onun sırasına ben oturdum. Geç geldiğim için yarısını kaçırdığım dersi dinlememiştim. Başımı sıraya koyup duvarı izlemiştim tüm ders. Teneffüs zili çalana kadar öyle kalmıştım.

" İki hafta sonra sonbahar partisi var!" diye bağırarak yanıma geldi, Afra.

" Ben hiçbir yıl sonbahar partisine gitmedim. Bu yıl da gitmeyeceğim." Başımı sıradan kaldırmadan konuşmuştum. Gözlerimi kapatmıştım.

" Sen gidecek misin?" diye sordu Yamaç'a.

" Sanmıyorum. " diye cevap verdi. Afra oflayarak bizi orada bıraktı ve sınıftan çıktı.

Gözlerimi açtım ve Yamaç'a baktım. Bana bakıyordu. Ona sormalı mıydım? Roman ona anlatmış mıydı konuşmamızı? Hafıza silmekten kastı neydi? Bunu ona sormak istiyordum.

" Ne düşünüyorsun?" diye sordu. Sesinde ve bakışlarında mesafe vardı. Ciddi anlamda bir boşluk ile bakıyordu, bana.

" Hiçbir şey." diye cevapladım.

Samimiyetten uzak bir gülümseme ile baktı. Onu ilk defa öyle görüyordum. Ürkmüştüm. Yamaç gibi davranmıyordu. Bana doğru eğildi. Gözlerinde yanan alevler ile baktı. Gözlerinin rengi değişti ve kırmızı oldu. " Roman ile konuşmanı mı düşünüyorsun?" Sesinden kulaklarıma dökülen parça parça iğrenme, nefret ve soğukluk kulaklarımı dolduruyor, tek tek patlatıyordu.

Başımı yattığım yerden kaldırdım. Bende ona doğru eğildim. " Neyden bahsediyorsun?"

" Dünden beri çok yakın olmanızdan bahsediyorum." Dalga geçercesine güldü. " Roman şimdi de seni kullanıyor ve buna izin veriyorsun. Seni iyi birisi olduğuna inandıracak. Sen onun kapanına düştüğünde seni bırakacak. Her kızda yaptığı gibi..." Yamaç gibi konuşmuyordu. Konuşurken nefret ile bakıyordu. Bu görüntü, Yamaç'tan çok uzaktı. Çalan telefonum ile bakışlarımı ondan kaçırdım. Bilmediğim bir numara arıyordu. Telefonu açtığımda Yamaç bakışlarını çevirmişti.

" Efendim?" Bana tekrar baktığında yüzünde afallamış bir ifade vardı. Az önceki çocuktan eser yok gibiydi.

" Berfu!" İpek'in sesini anında tanımıştım. Ağlıyordu. Ona karşı içimde oluşturduğum öfke anında yok olmuştu. Tüm yazı burnumdan getirdiğini unuttum. O, benim arkadaşımdı. Sadece geçirdiği bir kaza onu etkilemişti. Hareketlerinin ve konuşmalarının değişmesi, yaşadığı korkudandı belki de. " Sizin evin önündeyim. Gelebilir misin?" diye sordu.

Kar KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin