Güneşin herkese verdiği neşeden nasibimi alamamış, içimdeki yağmurlu havada her yağmur tanesi bedenime ağırlık yüklüyorcasına omuzlarımı düşürmüştü sanki, vücudumdaki her kemiğin ağrısı altından kalkamadığım şeylerin bedenimi nasıl ezdiğinin bir göstergesi gibiydi. Aynadaki yansımama baktığımda bunlardan fazlasını görememiştim, iyi görünmek adına yaptığım makyaj suratımda emanet bir şekilde durmuş ve tüm saydamlığıyla bana çöküntümü gösteriyordu. Avuçlarıma doldurduğum suyu bir kez daha yüzüme çarptım ve aynadaki yansımama baktım, her zamanki gibi hayatın bana sunduğu iyi ve kötü her şeyi kucaklayarak zor da olsa yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeyle lavabodan çıktım.
Oturduğumuz masaya doğru ilerlerken beni ilk fark eden Akın olmuştu ama gözlerimiz birbirine değdiği an tekrar önüne dönmüştü. Masaya oturduğumda siparişlerimizin gelmiş olduğunu fark ettim. Akın ve ben bugün Emir’i İstanbul’da minik bir tura çıkartmış acıkınca da Taksim’deki bir kafeye girmiş, pizza sipariş vermiştik. Pizzalara dünyanın en harika şeyleriymiş gibi hayranlıkla baktım ve ardından bir dilimi elime alıp yemeye koyuldum.
“ Yavaş ye, boğulacaksın!!” Emir gayet dalga geçer şekilde konuşmuş ve kocaman şekilde gülmüştü fakat ben gayet normal yediğime emindim. Aynı eminlikle karşılık verdim.
“ Pizza elle yenir ve gayet de yavaş yiyorum bence, sakın bana pizzayı çatal bıçak kullanarak yediğini söyleme(!)” Ağzım o kadar doluydu ki konuşmakta epey zorlanmıştım, dışardan nasıl göründüğü hakkında en ufak bir fikrim yoktu, zaten önemsediğim bir konu da değildi. Biz Emir ile pizzalarımıza gömülmüş hayvanlar gibi yemeye başlamıştık. Bir ara Emirle göz göze gelmiş ve halimize kahkahalarla gülmüştük ki varlığını bize unutturan Akın’ın homurdanmasıyla ona doğru döndük. Kendi kendine bir şeyler gevelemişti fakat ne dediğini duyamamıştım. Evden çıktığımız andan itibaren bütün gün neredeyse hiç konuşmamış yanımızda bir hayalet gibi gözlerini bize dikerek gezmişti. Benimle gelmek istediğinde bütün günü bu şekilde geçireceğini düşünmemiştim doğrusu. Ağzımdaki lokmamı bitirip kolamdan bir yudum aldım ve Akın’a doğru dönüp konuşmaya başladım.
“Bir şey mi demiştin tam duyamadım da kusura bakma.“ Söyleyeceği şeyi merak içinde bekliyordum çünkü bugün edeceği tek cümle olacaktı sanırım.
“ Biraz sessiz olsanız duyardın.“ Sert bir şekilde gözlerini bana kenetlediğinde ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Bir süre öylece birbirimize bakmıştık, koyu kahve gözlerini beni yuttuğunu hissettiğim anda Emir’in sesiyle kendime gelmiştim.
“ Ohoo, hadi biraz hızlanın daha görecek yerler var.“ Gülümseyerek Emir’e karşılık verdim ve yemeğime devam ettim. Akın’ın bütün gün susup neden şimdi sert çıkıştığını anlayamamıştım, rahatsız olacaktıysa gelmeyebilirdi kimse onu zorla getirmedi buraya sonuçta.Akın biraz hava alacağını söyleyip kapıya çıkmıştı, Emir ve ben yemeklerimizi bitirmiş kahve içiyorduk. Emir ceketinin iç cebine elini atıp bir paket çıkardı ve içinden bir dal sigara çekti, sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi, pantolonunun cebinden çıkardığı bir çakmakla sigarasını ateşe verip derin bir nefes çekip bana döndü.
“İçiyor musun? “ Aslında tüketici değildim fakat 2 senedir çok kez içmişliğim vardı. Bir süre kararsız kaldıktan sonra masanın üzerindeki pakete uzanıp içinden bir dal çektim ve dudaklarıma yerleştirdim. Emir gülerek çakmağını yaktı ve elini siper ederek sigaramı ateşe verdi. Ateşin sigaranın ucuna değmesiyle birlikte derin bir nefes çekerek dumanın önce ağzıma sonra da ciğerlerime dolmasına izin verdim. Ateşe değdiği anda küle dönüşmeye başlayan sigara her nefesimle biraz daha kısalıyor ve küllerini etrafa savuruyordu. Her nefesimde içimde yanan ateşi hissetmem ve her nefes verişimde içimden bir şeylerin kopup küllenerek savrulması gibiydi bu sanki. Tek bir fark vardı, o da benim içimden kopup uçan küllerimden yeniden doğmaya başlamamdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden
Novela JuvenilDoğduğumuz andan itibaren hayatımızda yaşadığımız her şey bizi değiştirir ve kendimizi bulmamızı sağlar. Peki, kendinizi bulmaya en yakın olduğunuz yaşlarda her şeyin elinizden kayıp gitmesi kendinizi tamamen yitirmeniz anlamına mı gelir? Ben ''yen...