''Merhabalar! Ben yıllardır wattpad'de bir okuyucuyum. Hiçbir zaman bir şeyler yazmaya cesaret edemedim(çok istesem de). Ama kafamda binbir çeşit hikayeler dönüyordu her zaman ve şimdi ansızın bir tanesine başlama kararı aldım. Bu benim için büyük bir adım. Umarım hikayemin okuyucuları sizler olursunuz. Umarım okuduğunuzu size beğendirebilirim. Vaktinizi hikayemin ilk bölümüne ayırdığınız için teşekkür ederim :) -selenay''
...
Çok fazla ses vardı. Her biri kafamın içinde çınlama yaratıyodu bu çok fazla,benim gibi biri için çok çok fazlaydı. Gözlerimi kapatıp kendimi soyutlamaya çalıştım. Kendimle debelenirken omuzumdaki elle birlikte gözlerimi tekrar açtım. Sıra bendeydi, kadın seslendi "Sahra Gürsoy!"...
....
Pencereden sızan güneş ışığı odadaki tozları göz önüne sermişti. Toz tanelerinin havada uçuşunu izlemek dışardaki seslerden sonra beni fazlasıyla sakinleştiriyordu. Karşımdaki adam elindeki dosyaları bıraktı, ortada duran kayıt cihazının tuşuna bastı veee işte yine başlıyoruz! "Bugün seninle 6. randevumuz için bir araya geldik" Bu kadar olmuş muydu? Her neyse. "Bir aydan fazladır terapiye geliyorsun fakat hala benimle konuşmamakta epey ısrarcısın sanırım" Ağzının kenarına yapışan o sırıtış da neydi öyle? "Peki, bugün nasıl hissediyorsun Sahra?" Sanırım konuşma sırası bendeydi, epey iyi bir konuşma hazırladım. "Hiç." Adam elini kafasına götürüp bir süre kafasını sıvazladı, diyecek bir şey arıyor gibiydi. Mükemmel ütülenmiş gömleği ve uyumlu ceketiyle karşımda öylece kalıyordu işte, onun da diyecek bir şeyi yoktu sanırım. "Yaşadığın travmadan sonra hayatındaki her şeyi öylece yarıda kestin, yokmuşsun gibi yaşamaya devam ettin peki böyle yaşamaya devam mı edeceksin? Yaşadığın bu dönemden önce bir planın var mıydı Sahra? Lütfen bana biraz bahset." Bir an ağzımı açar gibi oldum o an adamın yüzünde bir umut ışığı görmüştüm işte o zaman cevabımı da bulmuştum. "Sadece ağzımı açmam bile sizi söyleyeceklerim için heyecanlandırdı ve umutlandırdı,fakat koskoca 6 seansta bir kez benim gözümde bu umudu gördünüz mü? Benim hayata karşı olan bütün umudumu o gün sömürdüler Metin Bey. Umut olmayınca bir plan,beklenti de olmuyor. " Ses tonum rahatsız edici derecede sakindi.Sanırım 6 seansta kurduğum en uzun cümleyi kurmuştum. Kafamdakilerin yanında bu bir kum tanesinden farksız kalıyor tabi fakat Metin Beyi şaşırtmaya bu bile yetmişti. Bir süre gözlerimin içine baktı ve konuşmaya başladı." Ben senin gözlerinde umut kadar güçlü bir şey görüyorum Sahra. Cesaret,güç,yaşam savaşı görüyorum. Senin umudunu kestiğin tek şey insanlar,hayat değil. Fakat yaşadığın bu olaydan sonraki güvensizliğini bu cesaretin ve gücünle yeneceksin. Senin sadece kendine güvenmen yeterli. Senden ricam bir sonraki seansa kadar kendinle ilgili bir aktivitene tekrar başlaman. Yapabildiğini gördüğünde ne kadar güçlü olduğunu sen de fark ediceksin."
...
Klinikten çıktığımda derin bir nefes aldım,bir süre güneşin tenimi ısıtmasına izin verdikten sonra yürümeye başladım. Doktorun dedikleri her zaman kulağıma ne kadar boş gelse de sanki içimde ufacık bir kıvılcımın ışığını hissetmiştim. Etrafıma bakmaya devam ederek adımlarımız hızlandırdım. Koşan çocuklar,peşlerinde anneler,bisiklet süren insanlar,eğlenen genç kızlar... Herkes çok mutlu gibiydi fakat kafalarının içinde neler vardı kim bilir. Ama her sabah uyanıp bir şekilde işlerini yapıyolar bir şekilde uyanıyolar ve umutla her günü yaşıyolar. Belki Doktorun demek istediğiyde buydu... Boşverip yürümeye devam ettim,ta ki telefonumun zil sesini duyuncaya kadar.. Arayan abimdi tabiki(!)
-Efendim?
-Seanstan çıktın mı? Seni almaya geliyim.
-Gerek yok abi yürüyorum ben.
Sabrımı zorluyordu sanırım. Bir saniye yalnız bıraksana!!
-Emin misin ba-!
-Bir saniye ben..kapatmam lazım abi.
Gürültüden başım dönmeye başlamıştı,belki de beni alması için orda beklemeliydim. Gözlerim daha sessiz olabilecek herhangi bir yer arıyodu. Az ileride bir kitapçı olduğunu gördüm ve tereddüt etmeden oraya girdim. En sessiz yerler,değil mi?
Sonunda biraz rahatlamıştım. Kendimi sakinleştirmek için etrafa bakınmaya başladım. Tavana kadar uzanan ahşap kitaplıklar vardı. Çok fazla kitap olmasına rağmen etraf tozdan arınmış gözüküyodu. Biraz daha ileriye gittiğimde ufak ufak masalar ve kitap okuyan bir iki tane insan ilişti gözüme. Ellerimi kitapların üzerinde gezdirdim. Sanki eskiye ait bir şey çaldı kapımı. Ah! Evet hayatımı ciddi anlamda yarıda kesmiştim,en basit şeyler için bile bu böyleydi ve buna kitap okumak da dahildi. Belki de burdan başlamalıydım diye düşündüm bir an.Gözlerimi kapadım ve ellerimi dolaştırıp rastgele bir kitap seçtim. Hiç tereddüt etmeden görevliye doğru gittim. Yuvarlak gözlükleri olan hafif kır saçlı biraz sert bakışlı bir adamdı. 50 yaş civarlarında olmalıydı. "Buyurun efendim" dedi. Sesi yüzüne oranla epey sevecen gelmişti doğrusu. "Merhabalar,bu kitabı ödünç almak istiyorum yardımcı olabilir misiniz?" Adam usulca kafasını salladı ve elini benim yanımdan ileriye doğru uzattı. Ani olarak bir adım geriye sıçrayarak hıçkırmıştım. Adam endişeli bir tavırla baktığında gülümsemeye çalıştım ve gösterdiği tarafa doğru yürüdüm. Hıçkırıklarım devam ediyodu. Sonunda kasa olduğunu düşündüğüm bir masaya vardığımızda adam masadan bir kart aldı ve üzerine kitabı aldığım tarihi,hemen altına da 15 gün sonrasının tarihini yazdı. "5 lira ücret verebilirseniz,üyeliğinizi başlatayım hanımefendi." diyerek kartı bana uzattı. Hemen çantamdan 5 lira çıkarıp adama uzattım. "Kitabı geri getirdiğinizde üyelik kartınız da hazır olmuş olur ve teslim alırsınız,lütfen şu formu doldurun efendim." diyerek bir form uzattı. Hızlıca doldurup geri verdim. İyi günler diledikten sonra arkamı döndüm ve çığlığı patlattım....
Arkamı döndüğüm anda bir adama çarptım ve çığlık atmaya başladım. Kitlenmiştim, gözlerimin önünden hızla o görüntüler geçmeye başlamıştı... Etraf biraz fazla mı bulanıktı?
...
Gözlerimi yavaşça aralamaya başlarken abimin sesini duydum. Görüntü yavaşça netleşirken bir adamın abimden özür dilediğini fark ettim ve yattığım yerde doğruldum. Bu,bu çarptığım adamdı sanırım. 1.80 boylarında sıska denilmiyicek kadar zayıf biriydi. Telaşla ellerini kıvırcık saçlarının arasına daldırıp duruyordu ve beni fark etti. Yanıma gelip çok özür dilediğiyle ilgili bir şeyler geveledi fakat hala tam olarak kafamı verememiştim. Sorun yok dercesine elimi havaya kaldırdım ve abim adamı sakinleştirip yolladı. Daha sonra yanıma gelip bir sürü soru sorduktan sonra kitabımı da alıp arabaya doğru yürüdük.
...
Ve işte iğrenç günün ardından evimdeydim- ha! abimin hala konuştuğunu söylemiş miydim?
"Böyle olmaya devam edemezsin tabularını yıkman gerekiyor,bırak sana yardım edeyim!"yine aynı zırvalar fakat sanırım bu sefer susabilecek kadar sabırlı değildim. "Yeter artık! Neyin yardımından bahsediyosun? Eğer hafızamı sildirtemiyiceksen bana hiç bir yardımın dokunamaz abi." Gözlerim yanmaya başlamıştı bile,olamaz. Abim 1 saniyeliğine tepkime şaşırdı ve devam etti " Hafızanı silemem belki ama o kötü anını bastırmak için üzerine anılar biriktirebiliriz. Daha güzellerini..Ama bu şekilde hiç bir şey yapmadan sürekli kendine hatırlatarak devam edemezsin! Annemin halini görmüyor musun,ne kadar üzüldüğünü anlamıyor musun?" Abim bana bağrınırken kapının kenarına ilişmiş bizi dinleyen annemi gördüm ama pek de aldırış etmedim. "Yeni anılar mı? Daha güzellerini mi?" Histerik bir kahkaha attım." Hangi güzel anı her gece kabusum olan o pis ellerin üzerimde gezişini unutturabilir bana abi? Hangi güzel anı o lanet günde biri beni duysun umuduyla attığım çığlıkların sesini bastırabilir? 3 kişiydiler abi,3 kişiydiler ve ben her birinin nefesini ayrı ayrı tenimde hissetim.." ağlamaya başlamıştım bile,dizlerimdeki gücün yavaş yavaş çekildiğini hissettim. Annem elini ağzına götürmüş ağlamasını gizlemeye çalışıyodu. Abimin gözleri dolu dolu bana bakıyodu. Ve ben duruşumu daha fazla koruyamayacak kadar yorulmuştum bu yüzden son yardım çığlığımı attım." Ben nasıl unutayım abi nasıl,nasıl? Varsa bana yolunu göster ben çok yoruldum kafamı kesip atmak istiyorum dayanamıyorum buna dayanmak istemiyorum" yere çökmüş, hıçkırıklara boğulmuştum. 2 ayın sonunda kendimi ilk defa bir bebekmişçesine abimin kollarının arasına saldım. Bu kolların altından hiç çıkmak istemiyordum.
...
Sanırım hikayemi az çok anladınız. Ben Sahra, ağır bir tacize uğradım tecavüzün eşiğinden döndüm,dünyadaki bir çok kızın yaşadığı bir olayın kurbanıyım. O günü öyle bir hatırlıyorum ki.. Son sınıflar için sınavdan önce düzenlenen bir organizasyonda görevliydim. Sadece içki almak için depo kısmına gidiyordum. Ve sonrasını tahmin edersiniz. Ne acı dimi,tahmin edebilicek olmanız. Lisedeki son seneme geçmek için heyecanlanırken,hayatımın dönüm noktasına geçiceğim kimin aklına gelirdi?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden
Genç KurguDoğduğumuz andan itibaren hayatımızda yaşadığımız her şey bizi değiştirir ve kendimizi bulmamızı sağlar. Peki, kendinizi bulmaya en yakın olduğunuz yaşlarda her şeyin elinizden kayıp gitmesi kendinizi tamamen yitirmeniz anlamına mı gelir? Ben ''yen...