Gözlerini hafifçe aralayıp etrafına bakındı.Karnında hissettiği acıyla inledi,gözlerinin bulanıklaşması ve anlamadığı bir üşüme hissi kafasında ''Acaba ölecek miyim?'' sorularının doluşmasına neden oldu.Buz gibi soğuktu ve serum kokusu dolunca burnuna o zaman anladı hastahaneye getirildiğini ve şuanda sedye ile ameliyathaneye götürülüyordu.Ürperme hissetti ensesinde,yüzü ve elleri karıncalanmaya başladı,burnuna dolan kan kokusu ise sinirlerini bozuyordu.Yavaş yavaş gözleri karardı,karardı,ve kendini uzun mu yoksa kısa mı olduğu belli olmayan zorunlu uykunun kollarına teslim etti.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Hindistan Delhi Üniversitesi (1.02.1992) saat: 08:30
Saatin sinir bozucu sesi ile sıçradı yataktan.Sıkıntılı bir nefes verip odada gezdirdi ela gözlerini.Hiç sevmezdi erken kalkmayı,erken kalkmak demek okul demek,okul demek kendini bir halt sanan,olgunlaşamamış,akıl yoksunu ergenler demekti onun için.Okulda sevdiği iki şey vardı sadece;Dersler ve Vanessa.
Vanessa onun liseden beri aşkıydı.Aynı okul ve aynı sınıfa denk geldiler hep ve şimdide aynı bölümdeydiler.Vanessayı düşünerek kendini mutlu etti.İki kolunu yanlara açıp gerilerek kaslarını rahatlatıp,iki elini yatağa bastırıp güç alarak doğruldu.Sağ elini ensesine götürüp hafif hafif ovduktan sonra ayaklarını yataktan sarkıtıp,mavi terliklerini ayağına geçirip lavaboya yöneldi.Duşa kabininin içine girip musluğu çevirip ısınmasını beklerken pijama takımlarını da çıkarıp suyun altına girdi.
Sıcaklık artınca ufak bir çığlık kaçtı ağzından,hemen soğuğa alıp gülümseyerek devam etti duşuna.Herkes için duş demek terden ve kirlerden kurtulmak demektir ama onun gözlerini kapatıp şarkı söylemek ve sevdiği kızı düşünüp hayallere dalmak demekti.
Rahatlatıcı duşun ardından üstüne yeni ütülediği gömleğini geçirdi.Beyaz ceketi ile pantolonunu da giyip aynanın karşısına geçip saçlarını düzeltmeye başladı.Kahve saçları ıslakken oldukça hoş görünürdü,kuruyunca kabarır ve rengi dahada koyulaşıp ayrı güzel olurdu.Kızların en gözdesi idi hep.
Çantasına kitaplarını koyup mutfağa yöneldi.Dünden kalma Biryaniyi ocakta ısıtp birkaç kaşık yediktem sonra dişlerini fırçalayıp,parfümünü sıkıp dışarı çıktı,kapıyı da kitledikten sonra dönüp evine tekrar bakıp gülümseyerek okula gitti.
Okulun kapısından girip hızla sınıfına yöneldi,kolundaki saate baktığında gecikmemiş olduğunu görünce rahat bir nefes alıp verdi.Sınıftan içeri girip kendi sırasına oturup ilk ders için fizik hocasını bekleme başladı.Vanessa yine saçlarını örmüş,masmavi ve iri gözlerine sürme çekmiş,dudaklarına nar kırmızısı bir ruj sürmüş,sınıftan içeri girmişti.Her zaman portakal çiçeği aromalı parfümünü sıkardı ama bugün tropik meyve aromalı parfüm sıkıp gelmişti.Pembe ve beyaz çiçek işlemeli Saree'si ile masallardan fırlamış bir peri gibiydi adeta.İki sıra öteye kısa,siyah saçlı,mavi Saree'li kızın yanına geçip oturmuştu.
Orta yaşlı,kısa boylu,kel,kirli sakalları bir adam girdi içeri ve bütün öğrenciler yağa kalktı;
''Günaydın çocuklar hepinize.''
''Günaydın hocam!'' diye bağırdılar hep bir ağızdan.
Oturmaları için işaret yapıp masasına geçti.Büyük,kırmızı,parlak defteri çevirip eline tükenmez kalemi alıp isimleri saymaya başladı;
''Sridevi singh?''
''Burada''
''Aditya kapoor?''
''Burada!''
''Vanessa Salvi Kumar?''
''Burada!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOSYETE HIRSIZI
FanfictionAmerikanın azılı suçlularından olan ve canına ödül biçilen Charles William,yaptığı bir soygun un ardından zaferini kutlamak için gittiği bir striptiz barda çok güzel bir kadın ile karşılaşır.Kadınlara değer vermeyen bu adam kadının güzelliği karşısı...