BÖLÜM 1

456 44 178
                                    

Derin bir nefes aldı önce.
Gözlerini sımsıkı yumup acı bir şekilde nefes verdi.Nefes aldı nefes verdi.Saatlerdir süren ve bitmek bilmeyen kasılmalar ve aniden gelen güçlü sancılar yüzünden nefes almak bile işkenceye dönmüştü onun için.
Her nefes aldığında canının çıkacağını zannediyor bir an önce bitmesi için tanrıya dualar ediyordu.Alnında biriken terleri narince silen hemşire kıza çevirdi ela gözlerini. Kız kadının elini daha da sıkı tuttu;

"Korkma ben burdayım"demek ister gibi.

Kadının gözlerinden anlaşılıyordu beni kurtarın dayanamıyorum diye bağırmak istediği.Ama ne zaman ağzını hareket ettirse acısını dile getirmek için, o anda nefesi kesiliyordu.Tek yapabildiği çığlıklar atmak ve doktorun dediklerine uymaktı;

"Ikın hadi! Çok az kaldı bütün gücünle Ikın hadi!"

Kadın başını tamam anlamında sallayıp onay verdi.Ama gelen ağrı ile tekrar çığlığı bastı.Ağrı güçlendikçe hemşirenin elini daha çok sıkıyordu.

Hemşire dayanamayıp çatır çatır sesler gelen elini güçlü bir çığlık ile çekti;

"Ne oluyoruz hemşire hanım? Siz mi doğuruyorsunuz bu nasıl bağırma?"

Doktorun bu sitem ve alaycılık dolu sorusuna kız sadece özür dileyebildi.Doktorun kırışmış alnından akan terler görüşünü bulanıklaştırır iken hemşire gelip yavaşça sildi doktorun yüzünü mendille.

Kadın bu eziyetten kurtulmak için son kez bütün gücü ile ıkındı.Ikınması ile büyük bir çığlık atıp kendini acıyla geriye savurması bir oldu. Masa komple kan içinde kalır iken kadın acıdan ağlıyordu.Yaranın boyutuna bakıldığında ise gerçekten ciddi bir büyüklükte idi.

Kadın için işkence sona ermişti tabi bu yeni acıyı saymaz isek.
En azından daha sakindi.
Kadının ağlamalarına yenir bir ağlayış daha eşlik etti;

Çok güçlü ama incecik,insanın içini sıcacık eden bir ağlayıştı bu.

Doktor bebeği örtüye sarıp kadına yaklaştırdığında hiç beklemedikleri bir tepki ile karşılaştılar;

"Götürün onu!Bana asla yaklaştırmayın!O Charles William'ın kızı!"
Diye bağırıp doktoru ittirdi.
Doktor zor bela dengesini toparlar iken hemşireler donup kalmıştı.Doktor da şaşkınlığını gizleyemiyordu.

Bir kucağındaki bebeğe birde kadına bakıyordu sadece.Bebeğin ağlaması daha da şiddetlendi. Örtünün içinden minicik elini uzatıp annesine çevirerek ağlamaya devam etti.

Doktor kadının  hareketlerine ve bebeğin bu yaptığına dayanamayıp bağırmaya başladı;

"Hanımefendi madem bu bebeği istemiyordunuz ne için kürtaj ettirmediniz? Neden onu doğurdunuz?"diye bas bas bağırmaya başlamıştı.

Kadın adamı dinlemiyor duymazlıktan geliyordu.

Uzun,ince yapılı,kum saati belli,kısa karamel saçlı hemşireye hışımla dönüp;

"Plasentayı çıkar ve yarayı dik,pansumanları yap,iki saatte bir kontrol et.kanaması olursa hemen bana haber verin.Bebekle ben ilgilenirim."
deyip hışımla fırladı doğumhaneden.

Derin bir nefes alıp verdi huzurla.Yaşlı yüzünde beliren gülümseme ile kucağındaki minik bedene bakıyordu.
Hala inanamıyordu böyle bir mucizeye.''Tanrı'nın gücünün en büyük göstergesi''diye düşündü.

SOSYETE HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin