SOSYETE HIRSIZI

Bölüm 13 Oyun Başlıyor

Başına saplanan ağrıyla yavaşça araladı gözlerini.Elini alnına götürüp sertçe bastırırken etrafa göz gezdirdi.Ellerini yumruk yapıp yatağa bastırıp güç alarak doğrulurken üstünün çıplak olduğunu fark edince sol tarafına baktı.Koyu kahve saçları yastığın üzerine tel tel dağılmış,yüzü soğuktan kızarmış halde uyuyan kadını görünce yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadı.Dümdüz ve incecik vücudu kalemle yatağa çizilmiş gibiydi adeta.Elini kadının saçlarına götürüp usul usul okşamaya başladı,Kadının kıpırdandığı görünce elini hemen çekip ciddi bir ifadeye büründü.Yataktan kalkıp yerde duran Boxer'ını giyip banyoya yöneldi.Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra duş başlığını çevirip suyu soğuğa ayarladı.Bugün ihtiyacı olan tek şey buz gibi su ile yıkanmak ve planı için malzemeleri hazırlamaktı,akşam yaşadıkları tekrar gözlerinin önüne gelince yüreğinde güçlü bir sızı hissetti.Kadının öpücükleri,dokunuşları...hepsini tekrar hissediyordu sanki ve yine aynı his yayıldı vücuduna.Ten uyumu dedikleri şey bu muydu yoksa?

Her saniyesini düşündü;Lara incecik,narin ellerini vücudunda gezdirdiğinde dokunduğu her noktanın elektrikle çarpılmış gibi sızlaması,gözlerinin içinde kayboluşu...

Kendini soğuk suyun altına sokup baş ağrısının dinmesini beklemeye başladı.Soğuk bedenine acımasızca işlerken çenesi de kilitlendi,elleri ve vücudu soğuktan kızarmaya başlamış olmasına rağmen çıkmadı suyun altından.

Lara gülümseyerek gözlerini aralayıp yataktan doğruldu.Banyodan gelen su sesini işitince üzerine Charles'ın gömleğini geçirip mutfağa yöneldi.Akşam yemekleri kül olunca ikisi de aç kalmıştı bu yüzden çok güzel bir kahvaltı hazırlamaya karar verdi.

Dolaptan üç adet yumurta,bir kutu süt ve un çıkarıp tezgahın üzerine bıraktı.Tezgahın üzerinde duran yağı da malzemelerin arasına koyup Krep harcını hazırlamaya başladı.Mutfak dolabını açıp içinden krep tavasını çıkarıp ocağa koydu,altını açıp tavayı kızdırınca bir damla yağ koyup tavaya yaydı,ardından krep karışımından bir kaşık alıp tavasının tam ortasına döküp,tavayı kulpundan tutup aşağı,yukarı,sağa ve sola çevirip karışımı dağıttı.Krepleri pişirip derin bir tabağın içine koyduktan sonra kahve makinesinin başına geçip tane kahve paketini eline alıp makinenin kapağını çıkartıp kahve haznesine döktü,su haznesine de kettle da kaynattığı suyu döktü.

Herşeyi hazırladıktan sonra sehpada duran aynayı eline alıp boynundaki morluklara bakındı,fondötensiz kapanmayacağını anladı.Aynayı elinden bırakıp Charles'ın banyodan çıkmasını beklemeye başladı,yarım saatik bekleyişin sonunda dudakları mosmor,yüzü kıpkırmızı,elleri kolları orarmış halde çıkan adamı görünce panikle ayağa fırladı.Adamın koluna girip oturmasına yardım etti.

Demir gibi soğuk olan vücuduna dokununca gelen ağlama hissiyle odaya koştu,dolaptan yün bir yorgan çıkarıp salona gelip adamın üzerine örttü.Charles vücudunun zangırdamasını ne yaparsa yapsın engelleyemiyordu;

Yorganı vücuduna iyice sardı ama ısınamadı.Lara gözlerinin dolduğu gizlemek için başını yere indirip eliyle gözlerini silip öfkeli gözlerle adama baktı;

''Neden yaptın bunu?!''

Kendisine sitem eden kadına titreye titreye dönüp başını omzuna yasladı;

''Başımın ağrısı geçer diye düşünmüştüm,işe yaradı ama titremem geçmiyor.''

Lara yaramaz bir çocuk gibi başını omzuna koyup ısınmak için uğraşan adama şefkatle sardı kollarını.Mis gibi şampuan kokan saçlarına burnunu daldırıp içine çekti.Adamın titremesi yavaş yavaş geçip vücut ısısı normale dönünce gözlerinin içine baktı;