Kırk İkinci Bölüm: Karar

3.8K 339 49
                                    

Deniz karşısında dikilen adama bakarken üzüntüsünü batırmaya çalıştı. Salih'i seviyordu. Ama içinde o da bir gün seni terk edecek diyen sesi bastıramıyordu. Adama doğru bir adım attığında her zaman kollarını açarak onu karşıyan Salih'in kımıldamadan durması moralini bozdu.

-Nereye gidiyorsun? 

-Eve dönüyorum Deniz. Buraya tek başına geldiğine göre evimize de öyle dönebilirsin diye düşünüyorum.  

Deniz dolan gözlerini akmaması için kırpmak istemedi. Adamı kırmıştı, kırmayada devam ediyordu ama o evim demiyordu evimiz diyordu.

-Daha erken değil mi? Sonra beraber dönerdik. 

Bir adım geri çekilen Salih, bıkkınlıkla bıraktığı nefesinden sonra içinde kalanları söylemek istedi. Yoksa bugün yine düzelen durum yarına bozulacaktı. 

-Yaşadığımız her olayda beni arkanda kolaylıkla bıraktığının farkında mısın? İlk tanışmamızdan sonra görev diyerek yalan söyledin. Kabullendim. Sonra gerçekler ortaya çıkınca bir baktım Deniz yok. Ne bir hoşçakal demiş, ne bekle beni demiş. Gitmiş. Sonra bir gün döndün. Bana mı hayır. Görev için. Ne oldu peki? Zaman geçti Deniz yok ama Salih olduğu yerde bekliyor. Kalktım peşinden İstanbul'a geldim. Piraye olmasa bana geleceğin yoktu. Bitti mi? Hayır Deniz. 

Salih'in yorgunlukla iyice çöken omuzları sanki başka bir şeyi de kabulleniyor gibiydi.  

-Evlenelim dedim. Çünkü senden sonramın olmayacağını ben biliyordum. İstemedin. Hadi dedim ona da eyvallah. Annem sana sıkıntı çıkardı diye daha ilk gün çekip gittin. Annemin karşında ben oğlunu seviyorum diye durmadın bile. Bu salak Salih ne yaptı? Oturdu, içti. Döndü dolaştı. Haklı tabi dedi. Yine Deniz kaçtı ama Salih peşinde dolandı. Ama ne koydu biliyor musun? Benim arkamdan dalga geçmen baya bir koydu. Ulan öyle aptalım ki ona bile sustum. Yoruldum Deniz. Bendekinin adı sevda da sende ki o değil. O ev her zaman evimiz olarak kalacak. Ama sen yine bahanelerin ardına saklanıp geleceksen, gelme artık. Bu benden son gidişin olsun. Bende daha dönmez der, öyle biterim.     

Salih karşında ağlayan kadına sarılmak istedi. Ama biliyordu ki ona kendi isteyerek gelmeyen kadın, yine durmayacaktı. Islak gözleriyle ona bakan kadına yaklaştı, eğildi. Saçlarına dudaklarını bastırdı. Sonra arkasına bir daha bakmadan bahçe kapısından çıktı, gitti. 

Ardında bıraktığı kadın sesi duyulmasın diye elleriyle ağzını kapatıp ağlamaya devam etti.  Deniz, adamın gidişini izlediğinde pişmanlığı her zerresinde hissetmişti. Öyle haklıydı ki. Tan'a ondan bahsedip, hakkında şaka yaparken asıl amacı dalga geçmek değildi. Ama öyle anlaşılmıştı ve Deniz bunun için ona açıklama bile yapmamıştı. Bir ay önce yapılan toplantıdan sonra gece eve dönmüştü. Sessizce girdiği evde, anahtarla kapıyı açmasa adamın ona saldıracağını bildiğinden rahat hareket etmiş, üzerinde ki kıyafetleri çıkarmış yatak odasında gözleri kapalı olsa da uyandığını bildiği adamın koynuna yatmıştı. Salih sadece ona sıkı sıkı sarılmış, uyumuştu. Bir kez neden dememişti. Deniz askeri hayatı başlayana kadar her sıkıntısında kaçmaya alışmıştı. Öyle çok insan bırakmıştı ki ardında onların ne hissettiğini de zamanla unutmuş, önemsememişti. Şimdi kaybettiğini gördüğü adamın arkasından ne kadar ağlasa da yaptığı hiç bir yanlışa çare olmuyordu.
***
Merkez binada toplanan ekip, kurt birliğinin katında toplantı odasında planın açıklanmasını bekliyordu. Alparslan'ın aklında buraya gelmek için yola çıktıklarında yeğeninin ona söylediği sözler dolanıyordu. Beni bir kez durdurdun, bu defa önüme çıkma amca demişti. Ferda'yı almasına izin vermek adil olandı. Ama yeğeni onu öldürdüğünde Yıldız'ın mezarlığını asla bulamazlardı. Tabi bir mezarlığı varsa diye düşündü. Ferda öyle manyak bir kadındı ki, ne yapılan sorgularda ne de günlerce kaldığı hücreden sonra bile Yıldız'la ilgili bilgi vermemişti. Yaptığı her haltı anlatmıştı ama kadını gömdüğü yeri söylememişti. Atilla'nın ona vasiyetiydi. Ömrüm yetmezde senden önce gidersem Yıldız'ımı bul ağabey demişti. Yoksa o kadının boynunu kendi avuçlarında çoktan ezmişti. Sağında ki kadına baktı. Emanetti ona. Candı. Her şeyiydi.

ATEŞ AVIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin