Okumaya başladığınız tarihi bırakırsanız çok sevinirim
Babasının hasta olduğunu duyan Marcus koşar adımlarla merdivenleri çıktı. Babası uzun zamandır hastaydı ama kardeşinin en son yaptığı şeyle durumu daha da ağırlaşmıştı.
Şimdi ne olacaktı bilmiyordu. Kardeşinin bu çocukca tavırlarıyla ne yapacağını şaşırmıştı.Büyük kapının önünde duran korumalar kralın oğlu Marcus'un geldiğini görünce kapıyı açtılar.
Yavaş adımlarla içeri giren Marcus bir anda geçmişe gitti.
Annesinin hasta olup da bu yatakta can verdiği anları hatırladı.
Gözlerini kapayıp tekrar açtı. Babası ölmeyecekti değilmi?
Yüz yılların kralı büyük krallığı kardeşiyle kendisine bırakıp gidemezdi."Oğlum" kısık çıkan sesine rağmen
gülümseyerek oğluna baktı.
Tam bir asır olmuştu bu krallığın başına geçeli ama artık yaşlanmıştı. Hastalıkları artmıştı ve şimdi ise azrail kapıda bekliyordu."Biliyorum ki Balamir bunu duyduğun da çok sinirlenicek ama bu krallığın hakimiyetini o sağlayamaz. Hem büyük olarak sen hakediyorsun."
Yaşlı kral öksürerek sayılı kalan nefeslerini bitirmek adına derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Marcus sen ve oğulların bu krallığı hiç utandırmayacak buna inanıyorum. Kardeşine de dikkat et biliyorsun bazen ne yaptığını bilmiyor"Balamir abisinin babasının odasına çıktığını duyunca hemen arkasından o da çıkmıştı. Babası ölmek üzereydi ve krallık ona kalacaktı. Yani o bunu istiyordu ama babası abisini çok sevdiği için ona verecekti.
Buna asla izin vermeyecekti bu krallık ona ait olmalıydı.Kapıda babasıyla abisinin konuşmasını dinlerken duydukları onu çok sinirlendirmişti.
Babasının kendisi hakkında bunu düşünmesi ve krallığı ona vereceğini duyunca hızla kapıları açıp içeri girdi.Krallığın tek sahibi olacaktı.
Babası zaten ölmek üzereydi. Tek yapması abisi olan Marcus'un kanını dökmekti. Herkese bu krallığın tek sahibi kim olabilirdi onu göstermeliydi.Belinde ki hançeri çıkarıp abisinin arkasına dönmesine izin bile vermeden tek hamleyle hançeri belinin sol tarafından saplayıp kalbinin üzerinden çıkmasını sağladı.
Yaşlı kral o an anladı ki kapı da bekleyen azrail sadece kendisinin değil oğlunun da canını almak için bekliyordu.
Yattığı yerden doğrulmaya çalışsa da becerememişti.
Karşısın da oğlu diğer oğlunu öldürmüştü.Ağzından kanlar yavaş yavaş çenesine süzülen Marcus acıyla yere düştü. Bu gün böyle olmamalıydı. İki kardeş arasın da büyük bir savaş başlamamalıydı ama kardeşi başlatmıştı.
Son gücüyle kurt formuna dönüşmek için çabaladı.Dönüşüm gerçekleşmişti ama kıpırdamaya gücü yoktu.
Tek yapabileceği şeyi yaptı ve ulumaya başladı.
Bütün saray bu sesi duymuştu.
Acıyla uluyan bir kurdun sesini...
Çaresizdi ama kendinden emindi soyundan emindi.Savaş o an başladı.
Belki asırlar sürecek belki hiç bitmeyecek bir savaş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTLARIN SAVAŞI
Science Fictionİki aşık kurt... İki kanlı krallık... Yaşamaya mahkum olduğunuz bir hayat... Hiç bitmesin dediğiniz şeyler bitip, hiç başlamsın dediğiniz şeylerin başladığı yer...