13.#SEVGİLİM#

51 12 2
                                    














"Bebeğim hadi uyan"  Marcus'un sesiyle yavaşca gözlerimi açtım.
Güneşin ışınları açık olan perdeden içeri sızıyordu.
Hızla yatakta doğruldum. Benim burada olmamam gerekiyordu.
Üzerime baktım. Marcus'un ince kazaklarından birisi vardı.
"Aşkım hadi bizi bekliyorlar kahvaltı yapıcaz. Sonra da birlikte vakit geçiricez"
Söylediği cümleleri beynimin içinde anlamaya çalışıyordum.

Neden hala ben buradaydım.
Abui'ye söylemiştim halbuki. Güneş doğarken geri gitmem gerekiyordu.
"Marcus benim gitmem gerekiyordu. Neden hala buradayım?"  Garip bir görüntüm olduğuna emindim ama Marcus'un gülmesine sebep olacak düzeyde olduğumu bilmiyordum.

Beni kollarının arasına çekip saçlarımın arasına minik bir öpücük kondurdu.
"Bebeğim sen gelmeden önce babamla konuştum. Buraya geleceğini biliyorlardı. Babam ilk başta kızdı ama sonra ise bir şey demedi. İkimizin birlikte olması sebebiyle karışmadı. Bu akşam gideceksin. Şimdi hadi duşa gir"

Kollarının arasından çıkıp ona baktım. Kaşlarım çatılmıştı.
"Sen neden böyle bir şey yaptın. Ben güneş doğmadan gidecektim. Kimse bilmeyecekti. Şimdi ne yapıcaz. Buraya gelmeme kesinlikle izin vermeyecekler"
Söylediğim şeyleri dinleyip tekrar beni kolları arasına çekti.
Çıplak bacaklarım çıplak bacaklarına değiyordu.

"Yeşil arkadaşınla tanıştım"
Abui gelmişti. Tabi yaa ben bunu neden düşünememiştim.
Benimle bir temas kurmadan gidemezdik.
Gözlerimi kaldırıp ona baktım.
"Nemf bir arkadaşının olduğunu bana söylemedin. Hemde bir erkek nemf. Bunun hesabını sonra soracağım. Şimdi kahvaltıya gitmemiz gerek"

Kollarını çözüp yataktan indi.
Bende yataktan inip dolaba ilerledim. Burada kaldığım zamanlar olduğu için eşyalarım vardı. Beyaz iç çamaşırı takımını çıkarıp yatağın üzerine koydum.
Beyaz askılı elbisem bana göz kırpınca onu da alıp yatağın üzerine koydum.
Bu sırada Marcus suyumu ayarlamıştı.

"Ben duş aldım suyu da hazırladım. Ben hazırlanırken sen çıkarsın birlikte kahvaltıya gideriz. Sonra da birlikte vakit geçiririz"
Başımla onaylayıp yerini ezbere bildiğim banyoya ilerledim.
Arkamdan beni izledi taki kapıyı kapatana kadar.

Beni güzel seviyordu.

Güzel seven adamlar her zaman çok ayrı oluyordu benim için.
Marcus'un bende ki yerinin çok ayrı olduğu gibi.

Kısa bir duşdan sonra benim için konulmuş temiz havluyu bedenime sarıp banyodan çıktım.
Aynanın karşısında saçlarını düzelten Marcus'un gözleri yavaşca beni buldu.
Yatağın üzerinde duran eşyalarıma doğru adımladım.
Arkamdan gelip kollarını belime sardı. Ilık nefesini boynuma doğru üflerken konuştu.
"Kahvaltıya geçmişler mi diye bakıp gelicem. Bu sırada giyin yoksa bronzlaşmış tenini izlemekten zevk duyarım"

Boynuma dudaklarını bastırıp geri çekildi.
Kapıdan çıktığı an iç çamaşırlarımı giymeye koyuldum. Bu adam beni heyecanlandırıyordu ama böyle olmaması gerekiyordu.
Ona karşı bu kadar yoğun duygular hissetmemem gerekiyordu.
Onsuz dayanamayacak bir raddeye gelmemeliydim.

Beyaz elbise bedenimde ikinci bir deriymiş gibi duruyordu.
Bedenimi kavramış olan elbisem dizlerimin bir karış kadar üstümde bitiyordu. Marcus kıskanç bir adamdı ama bu şekilde güzel giyinmemi de seviyordu.
Ortasını nasıl tutturacağımı bazen bilemiyordum.

KURTLARIN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin