~Ay tenli kadın~
Güzel bir günün sonunda güzel bir gece geçirmek gerekirdi.
Aşık olmasamda ondan hoşlanıyordum. Beni delicesine seven bir adamdı o. Benim için her şeyi yapan, her riski alabilecek kadar çok seven bir adamdı.
Güzel sevip bana değer veriyordu.
Mavi gözleri benim için parlıyordu.
Bana bu derece değer veren bir insana karşı benim sadece ondan hoşlanmam çok bencilceydi.
Bu durum benim vicdan azabı çekmeme sebep oluyordu.
Onun hislerine karşılık vermek isterdim. Bende ona aşık olmak isterdim.
"Kadınım" kulağıma doğru fısıldayıp parmağıyla yanağımı okşadı.
Marcus'la birlikte odamdaydık.
Yatağın başlığına yaslanmış Marcus'un kucağında oturuyordum. Çıplak omzuna başımı yaslamış belirgin kaslarında ince parmaklarımla tura çıkmıştım.
Marcus'un kolları belime dolanmıştı. Bir eli yüzümdeydi.
Sanki her hattımı ezberlemek istiyormuşcasına gözleri yüzümdeydi. Ben ise gözlerimi kapatmış onun hızlı atan kalbini dinliyordum.
Benim için mi bu kadar hızlı atıyordu.
"İlk dönüşüm geçirdiğin günü hatırlıyor musun? Bana sarılarak ağlamıştın. Seni uzun bir müddet ağlarken görmediğim için şaşırmıştım." Dediklerini sessizce dinlerken son söylediği kelimelerle kaşlarım çatıldı.
Hızla gözlerimi açıp başımı hafifçe kaldırdım.
" O gün korkmuştum ve neden sana sarılıp ağladığımı bile bilmiyorum.
Biz seninle o zaman biliyorsun çok kavga ediyorduk. Senden nefret ediyordum o zamanlar. Hem sen baksana bana benim ağladığımı ne zaman gördün sen. Sana sarılıp ağladığımı söylemiyorum"
Sırıtarak konuştu.
"Bebeğim sen doğduğunda gördüm tabi ki." Ahh evet ben doğduğum da Marcus herhalde elli yaşında filanmış. Böyle bir gerçek vardı.
Benimle ilgilenirmiş çoğu zaman. Ben hatırlamıyorum bunları. Çünkü ben dört yaşındayken Marcus eğitim için başka bir ülkeye gitmiş.Elimi onun yanağına koyup kucağında dikleştim.
Çenesine minik bir buse kondurup gözlerine baktım.
Mavi gözleri beni benden alıyordu.
"Kollarının arasında uyumak istiyor kadının" dudaklarına doğru söylediğim cümleyle eli yanağıma yerleşti.
"Benim kadınım benim kollarımın arasında uyumak istiyor haa"
Dudaklarıma dudaklarını bastırdı.
Bir kaç saniye o şekilde kaldık.
O bir kaç saniye sanki yavaşlatılmış gibiydi. Ömrümde yaşadığım en uzun bir kaç saniyeydi.Güzel ve anlamlı bir kaç saniye
Kucağından kalkıp yanına yerleştim. Beni kollarının arasına alıp saçlarımın arasını öptü.
Onunla hem huzuru hemde heyecanı yaşıyordum.
Onunla birlikte olduğumuzdan hiç pişman olmayacağım bir adamdı.
Gözlerim uykunun ağırlığıyla yavaşca kapanırken kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTLARIN SAVAŞI
Science Fictionİki aşık kurt... İki kanlı krallık... Yaşamaya mahkum olduğunuz bir hayat... Hiç bitmesin dediğiniz şeyler bitip, hiç başlamsın dediğiniz şeylerin başladığı yer...