Canım okurlarıma selamlar
Bir anda yüzüme vuran güneşle mızmızlanarak arkamı döndüm.
Neden sabah olmuştu ki.
"Lauara hemen kalkıyorsun ilk günden okula geç kalma."
Abimin sesiyle yatakta doğruldum.
Bazen okullardan nefret ediyordum. Sabah yerine gece gidebilirdik mesela çok iyi olurdu öyle bir şey olsaydı.
Üniversiteliler için sıkıntı yoktu tabi. Onlar istedikleri vakit gidebiliyorlardı. Hayat onlara güzeldi yaaaa.Abim benden önce kalkıp kahvaltı hazırlamıştı. Böyle abiyi öpüp başının üstüne koyacaksın aslında da işte bizim ki sadece kahvaltı da bana karşı iyiydi.
Güzel görünen masaya oturup abimin karşıma geçmesini bekledim.
"İlk gün diye ben hazırladım ama bundan sonra sen hazırlayacaksın" abimin söylediği cümle kafamın içinde yankılanıp durdu. Ben hiç bir şey bilmiyordum ki. Ömrümde hiç mutfağa girmemiştim. Arada su içmek için veya annemin orada olduğunu bildiğim de giriyordum. Şimdi ise abim ne diyordu."Ben hiç bir şey yapmayı bilmiyorum ki hazırlayamam ben kusura bakma artık sen hazırlayacaksın" bana tek kaşını kaldırıp baktı. Ne var yani daha yaşım çok küçüktü. Küçül de cebime gir Lauara diyen iç sesime hak vermek istemesem de bu sefer haklı gibiydi. Abim tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Öğreneceksin küçük hanım, ileride ne yapacaksın sen kocana ben yapmayı bilmiyorum sen yapmı? diyeceksin. İkinci günden seni göndermesin eve kurtulmuşken bir daha başımıza bela alamayız"Gözlerimi kısıp ona baktım. Bu bana ne diyordu yaa.
"Yemek yapmayı bilmiyorum diye beni evden gönderecek adamla evlenmem ben. Hem Katre yemek yapmasa sen onu evden gönderecek misin?" Söylediğim şeyle aklına gelen nişanlısı sayesinde hafif gülümseyerek konuştu.
"O yemek yapmasa ben yaparım"
Bu çocuk aşıktı şu sırıtışa bak yaaa
"Benim evlendiğim adam da bana yemek yapar beni evden göndermez. Hem bana biraz önce dediğin şeyi unutmayacağım." dedikten sonra tabağımda ki salatalıkları yemeğe başladım.Sessiz geçen kahvaltıdan sonra odama çıkıp gece abimin zoruyla dolaba yerleştirdiğim kıyafetlere baktım. Fırlatılmış gibi duran kıyafetlerimi okuldan çıktıktan sonra düzeltsem iyi olacaktı.
Siyah gömlekle siyah şortumu elime aldım. İç çamaşırı takımımı da alıp yatağın üzerine koydum.
Sıcak bir duş bana iyi gelebilirdi.
Odamda ki banyoya girdim.Rutin işlerimi halledip kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı kurutmak biraz zamanımı alsada bunu pek önemsemedim. At kuyruğu yaptığım siyah saçlarım her zaman yaptığı gibi bu günde uyum sağlamıştı.
Karnım da ki hafif belirginleşmiş kasları ilk günden göstermek pek hoş olmasa da gömleğimin uçlarından tutup göğsümün altından bağladım.
Siyah çantamı ve telefonumu alıp spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Makyaja zaten gerek yoktu. Ben doğal olmayı seviyordum.Odadan çıkıp beni bahçede bekleyen abimin yanına gittim. Aramız da konuşma geçmeden arabaya bindik. Konuşucak hiç bir şeyimiz yoktu ki zaten. Biz hep böyleydik.
Yol boyu da sessizlik duvarları örülmüştü aramız da. Taki lisenin önüne gelinceye kadar.
"Bir sorun çıkarsa hemen ara. Ben üniversite de olucam. Okul çıkışı da seni almaya geleceğim. Birlikte eğitim alanına gideceğiz."
Başımla onaylayıp arabadan indim. Abim de gaza yüklenip hızla gözden kayboldu.Okulun bahçesinden içeri girince meraklı gözler beni buldu.
Bu durum her yeni gelen insanın başına geldiği için normal buluyordum. Öyle değil miydi zaten okula yeni birisi gelirdi. İnsanlar hakkında konuşurlar bütün okula saçma sapan şeyler söylerlerdi.
Okulun kapısından içeri girerken esmer bir kıza hitaben "Müdürün odası nerede" dedim.
Beni baştan aşşağı süzen kız kibirli bir tavırla "Üst katta koridorun sonunda ki sol kapı" dedi.
Bu kibri de neydi. Kesin şu okulun popüler kızının arkadaşı filandı.
O kız olamazdı çünkü o kız olsaydı bana kesinlikle cevap vermezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTLARIN SAVAŞI
Science Fictionİki aşık kurt... İki kanlı krallık... Yaşamaya mahkum olduğunuz bir hayat... Hiç bitmesin dediğiniz şeyler bitip, hiç başlamsın dediğiniz şeylerin başladığı yer...