8.#BAR#

58 11 1
                                    








Ben geldim




Yazım hataları için özür dilerim





"Bundan sonra eğitmenin ben olacağım"  söylediği cümleyle küçük çaplı bir şoka girerken bir şey diyemedim. Zaten söylesem de hiçbir şeye yaramazdı.
Yanlış duyma olasılığım kaçtı acaba?  Benim gibi iyi duyan bir kurdun yanlış duyma olasılığı bile olamazdı değil mi?




"Yürümeyle yada koşmayla başlamayacağız" dedi. Bana arkasını dönüp duvar da asılı olan sopalara doğru ilerlerken.
"Görünüşünden belli önceden sporla uğraştığın. Şimdi ise daha farklı şeyler yapacağız"
Elinde tuttuğu sopayı biran da  bana doğru atınca reflekslerim kuvvetli olduğu için kolay bir şekilde tuttum. Reflekslerim kuvvetli olmasaydı sopayı kafama yerdim büyük ihtimalle.




"Reflekslerinin kuvvetli olması iyi"
Ses tonu hep aynı şekilde sert çıkıyordu. Gururundan taviz vermiyordu beyfendi.
"Hmm" dedim. Susup sadece onu dinlemek sıkıcı gelecekti. Zaten herşeyi biliyordum. Bir daha dinlemek istemiyordum.
"Karşıma geçersen başlayabiliriz küçük hanım"  yavaş yavaş adımlarla onun karşısına geçecekken bir anda durdum. O bana küçük hanım mı demişti. Bir dakika yaaa bana nasıl küçük hanım derdi.




"Sen bana küçük hanım mı dedin?"
Sorumu sorarken karşısına geçtim. Tek kaşını kaldırdı. "Evet sana küçük hanım dedim bir problem mi var?"  Ayyyy ben bunu boğardım. Biz böyle nasıl anlaşıcaktık. Doğrusu anlaşmam gerekmiyordu. Bu sebeple hiç sorun yoktu ona her şeyi söyleyebilirdim.



"Problemin en büyüğü sensin de bunu es geçiyorum. Evet rahatsız oluyorum. Hem küçük bir kız çocuğu gibi mi gözüküyorum"
Biraz hızlı konuşmuş olsam da o beni anlamıştı. Ve anlamasına rağmen hiçbir şey söylememişti.
Biraz şaşırtıcı bir durumdu. Ben olsam kesinlikle bir şey söylerdim.
Başını yerden kaldırıp gözlerime baktı. Grinin en koyu haliyle bana bakarken konuşmasını bekledim ama sustu.





Bana asırlar gibi gelen halbuki sadece bir kaç saniye süren bakışmamızın ardından konuştu.
Gözlerim konuşurken istemsizce dudaklarına gitmişti. Dolgun ve kırmızı olan dudaklarına.
"Şimdi biz bir savaş çıkarsa kendimizi korumayı bilelim diyerek kendimizi eğitiyoruz. Bu biraz uzun sürüyor. Çünkü insanlarla birlikte yaşadığımız için dikkat çekmememiz gerekiyor. Normal bir hayat sürmemiz gerekiyor."
Sözünü devam ettirmesini beklemeden konuştum. Ben zaten bunları biliyordum bir daha dinleyerek vakit kaybedemezdim. Zaten onunla aynı ortamda tek kalmak hiç de iyi değildi.



"Bunları bana abim söyledi. Eğitime başlayabiliriz"
Hafif kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Öyle mi"  derkenle birlikte sopayı hızla bacağıma doğru savurdu.
Canım yaaa karşısında yeni yetme var zannediyordu. Ben kaç yıldır eğitim alan bir kişiydim.
Havaya zıplayınca sopa bana denk gelmemişti. Şaşkınlığını belli eden yüz ifadesine gülmemek için kendimi tutarken eski sert bakışlarına geri döndü.


KURTLARIN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin