Eski Sevgili • 15

24K 1.4K 449
                                    

Ya bence çok güzel bölüm oldu. Bu bölümden sonra biraz daha anlarsınız belki. Anlamazsanız sorun. Bir önceki bölümü okumayı unutmayın, iyi okumalar :))

.

"Sen kafayı mı yedin, buzcuk?"

Koca arazide yankılanan sesi duyup ani bir irkilme ile arkama dönmek isterken kıpırdanmam yüzünden kayan toprak beni öne itti. Ayaklarımı sarkıtarak oturduğum uçurumda dengemizi sağlayamayıp daha da kayarken tutunamadığımı fark ettim. Toprak altımda kayıyordu.

Pekala, uçurumdan yuvarlanarak öleceğimi tahmin etmemiştim.

Uçurumun dibinde sallanan bedenimi düşmekten son anda kurtaran şey, kolumu yakalayan el ile oldu. Ani gelen şokla onun yüzüne bakakaldığımda ilk defa sinirli göründüğünü fark ettim.

"Sen gerçekten kafayı yemişsin, kendini öldürmek mi istiyorsun?"

"Asıl sen nasıl bir aptalsın? Uçurumun dibinde oturan birine iki metre öteden hayvan gibi bağırıp korkutursan dengem şaşar tabii."

Tek kolumdan tuttuğu eli beni yukarı çekti ve hemen yanına attı. Korkmuş ve sinirlenmişti. Demek ki Kaan'ın da müsait yerleri tutuşabiliyordu.

"Ben nereden bileyim kendini aşağı atacaksın?"

"Bırak şimdi onu, burada ne işin var?"

Üstünü başını düzeltti ve tozları silkeledi. Cebinden sigara paketini ve çakmağını çıkarıp önüne koyduğunda kafasını kaldırıp manzaraya baktı. Gözleri açılırken mırıldandı memnun bir ifadeyle:

"Hakkını vermek gerek, tam intihar etmelik manzara."

Hâlâ ondan cevap beklerken sigarasını yaktı ama kendi dudaklarına yerleştirmeden bana uzattı. Elindeki sigarayı kendime aldığımda yeniden bir sigara daha yaktı.

"Hatice evden kaçtığını ve iyi olmadığını söyledi. Yiğit'in evini işgal etmiştik, Hatice senin yerini öğrenip gelmek isteyince bu saatte dışarı bırakmayalım dedik ve kurtarıcın ben seçildim."

Sırıtarak bana döndü ve ima ile daha da güldü. "Malum saat gecenin üçü, bu saatte dışarı çıkmaya ben bile korkuyorum. Sen nasıl çıkıp buralara gelebildin? Uzaylı mısın?"

O an halimi unutup abartı ile göz devirirken telefonum titredi. Ekran panelinde baktığımda Hatice olduğunu gördüm.

güzelgözlühatçe: Kaan yanına geldi değil mi?

güzelgözlühatçe: Kıymetimi bil, herkes benim gibi mavi-yeşil-sarı karışımı gözleri olan bir arkadaşa  sahip değil ;)

"Orta parmak göstersene iki dakika." Kaan kaşlarını çatarak bana döndüğünde beklentiyle ona baktım.

"Ne?"

Telefonumun kamerasını ve flaşı açtım. Ön kamerayı açıp telefonu ikimizi de alacak şekilde ayarlayarak açtığımda aynı anda orta parmağımızı kaldırdık. Flaş patlayıp ikimizi de çektiğinde bir an bu kafa ile yaptığıma inanamadım. Kaan'la orta  parmaklarımızı göstererek fotoğraf çekilmiştik.

"Kime atacaksın?"

"Hatice'ye." Keyifli bir kahkaha attı ve gece siyahında daha çok parlayan mavileri kısıldı.

"Hatice'ye atacağını bilseydim iki elimle küfür çekerdim." Dedi.

Bu sefer dayanamayarak ben de güldüm. Bir süre ikimiz de sessiz kaldık. Kapkaranlıktı ve önümüzde uzanan deniz manzarası ile dolunay vardı. Bir de sigaralarımız...

ESKİ SEVGİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin