ESKİ SEVGİLİ

Eski Sevgili • 37

Herkese Merhaba! Deli is online. Multi, Draco'yu sevdiren tiplerden...

Özel bölüm nasıldı? Allah aşkına yazar, adam akıllı bölümünü yaz bizi oyalama diyen var mı shhslcwjxlakxls

1. Özel bölümdeki zaman ve olayların gerçek konuyla ilgisi yoktu. Yani Rüzgar, Oktay'la olacak diye bir şey yok ama olabilir de bilemeyiz. Hem dürüst olalım Anıl'dan çok iyi kanka olur ama sevgili olmaz bence shxlsnxlsmxld Veya Asya ve Kaan. Onların da hâlâ arası bozuk, bu bölümle özel bölümü karıştırmayın.

2. Özel bölüm benim tarafımdan anlatıldı.

3. Bana bir iyilik yapıp bu kitaba uyacak bir isim düşünür müsünüz? Eski Sevgili ismini beğenmiyorum pek :(  Düşüncelerinizi bölüm sonunda soracağım :))

4. Bölüm 3000 okunma alıyor ama 500 oy olmuyor.... PEKİİ

İyi okumalar!

★

Kaan Emre Esin

Uyuyamıyordum. Daha doğrusu bilerek uyumuyor, o göğsümde sızmış bir halde uyurken ben nefes bile almadan onu dinliyordum. Arada bir gözlerim onun uyuyan suratına kayıyor, daha sonra sanki ona baktığımı hissedecekmiş gibi gözlerimi kaçırıp tekrar tavana bakıyordum.

Sonunda kafayı yemiştim.

Kumral saçları seyrek de olsa siyah saçların üstünde kendini oldukça iyi belli ediyordu. Bana garip bir manzarayı canlandırıyordu. Güneş, ayın arkasına sığamamıştı ve gittikçe büyüyerek birkaç parça ışığını gecenin üstünden dünyaya yansıtmıştı. Bu yüzden simsiyah gökyüzüne dökülen güneş, sadece kumral bir izi olan hatıra bırakmıştı.

Onun saçlarına bakınca bunu görüyordum. Ben onun her zerresinde asla kağıda dökülemeyecek bir manzaranın izlerini görüyordum. O, hiçbir ressamın renkleriyle tabloya dökemeyeceği benzersiz bir manzaraydı. Bu gerçek, biz küçükken de geçerliydi. Asya'yı görüp tanıdıktan sonra onu sevmeyen bir kişiyi dahi görmezdim. Onunla bir kere konuşan ikinci kez tekrar konuşmak isterdi. Çok güzel ve zekiydi. Bir o kadar da büyük kalpli.

Gece 05:00 civarıydı. Saatlerdir bu pozisyondaydım ve kesinlikle mahvolmuştum. Her yerim tutulmuş gibiydi. Aklımı sadece o meşgul etmese asla bu kadar saat aynı yerde kalmazdım. Birdenbire gözümün önüne düşen anıyla duraksadım. Film şeridi gibi o gün yaşananlar gözümün önünden geçerken içimden koca bir siktir çektim. 

Onu öpmüştüm. Tanrım... Ben onu öpmüştüm.

'Mantıklı olursak Asya'yı değil, Sude Karayel'i öptün.'

Normal insanlar kendi iç sesleriyle tartışma içinde olurken bende durum aynı değildi. Kafamın içinde Yiğit'in cümleleri yankılanırken o an sesini bile duyar gibi olmuştum. "Baş belası herif, çık kafamın içinden."

'Senden daha zeki olduğumu biliyorsun.'

Aniden dalıp sesli söylenmemle kendi sesim odada yankılandı. Göğsümdeki sıcak nefesler kısa bir süre duraksadı. Ardından devam etti. Hareket imkanım var gibi hafifçe kıpırdandım.  Sağ bacağımı yere sarkıtarak kalçamı hafifçe kaldırdım. Üstümde yayılmış saçları yavaş yavaş geri çekilmemle yatağa düşerken nefesimi tutmaya devam ettim. Sonunda sol bacağımı da yataktan çıkarıp onu tamamen yatağa bırakmamla huzursuz bir mırıldanma oldu. Bana doğru dönük olan yüzünü arkasına dönerek sakladı ve uyumaya devam etti. Çok içmişti, uyanması biraz zordu.

Parmak ucunda odadan çıkarken  kapıyı kapatmak için hareket ettirmemle ve çıkan sesle surat buruşturmam bir  oldu. Kapı gıcırtısı. Kapıyı aralık bıraktım ve o koridordan kolayca sıyrıldım. Salona ulaşıp dağılan ortalığa bakarak yüz buruşturdum. Anıl iti sıçıp bırakmıştı.