Eski Sevgili • 06

44.5K 2.2K 982
                                    

İyi okumalar :) Şey, bu arada Siyahın Kızı'nın her dediğine inanmayın. Bu bölüm hiç içime sinmedi.
.
.

Siyahın Kızı

Hava olduğundan daha beter duruma gelmişken üstümdeki deri ceketin kollarını çekiştirdim. Etraf insan kaynıyordu ve belli bir kitle okul binasına girerken bazıları çıkmaya çalışıyordu. Acele ettikleri şey neydi?

Son anda bedenime vuran rüzgarla bir adım geri atarken dengemi zorlukla sağladım. Bok vardı da çıkmıştık bu havada dışarıya. Okulun tatil olmaması aşırı derecede saçmaydı.

"Üşüdün mü?"

Gözlerim kalabalıktan sıyrılıp sağ yanıma döndüğünde, esen rüzgara inat sigarasını yakmaya çalışan salak arkadaşım ile karşılaştım.

"Dur şurada, geri zekalı." Kolundan tutup önüme çektim, iki elimi de yanan ateşin üstüne siper ederken çabucak sigarasını yaktı ve göz devirdi. Yanan sigarasını içine çekerken siyah şapkasının ardından çapkın bir tavırla göz kırptı.

Ona gülerek göz devirdim. "Nesin sen, Angelina Jolie falan mı?"

"Hadi ama en az onun kadar ateşli olduğumu inkar edemezsin."

Sırıtarak kafasına vurdum, gelen darbe ile iki kere öne gidip geldi kafası. Daha çok güldüm.

"Hadi ama senin adın Hatice, insanlar sana Hatçe diye sesleniyor. Ne kadar seksi olabilirsin ki?"

Yüzüne vurulan gerçekle hormudandı ve kafasını daha çok yaklaştırırken bir yandan da eliyle gözünü işaret etmeye çalışıyordu. Tabi bunu yapmaya çalışırken parmağını gözüne sokması ikimizinde beklemediği bir şeydi.

"Siktir! Mavi yeşil karışımı mükemmel gözlerim çıkacaktı yerinden, nelere sebep olduğunun farkında mısın? Böyle göz arasan bulamazsın."

Ona daha çok gülmek istesem de gözüme çarpan kişilerle duraksadım. Kalabalığın nedenini daha iyi anlıyordum. Bay Ukala iş başındaydı.

"Ne yapıyor dersin?" Hatice gözüne yelpaze yapmayı bırakıp benim baktığım yere odaklandı. Okula girmeden önce herkesin görebileceği boş bir duvar vardı. Okulun içine dahil olmadığı için üstüne her türlü grafiti yapılırdı. Duvar haftalık olmak üzere dönüşümlü kullanılıyordu ve bu hafta sıra Kaan ve Yiğit'e geçmiş gibiydi.

"Ona kim olduğunu söyledin?"

Hatice'nin elinden sigarayı kaparken dudaklarıma tutturdum. Kafasındaki şapkayı da aldığımda homurdandı.

"Gel donumu da al amına koyim."

Homurdanmasını sallamadan "Beni Rüzgar sanıyor."

"Hassiktir ciddi misin?" Büyük bir kahkaha attı ve keyfi aniden yerine geldi.

"Bu çok hoşuma gitti, bok çuvalı herif."

Ona bakarak söylenirken güldüm. Aslı yanlarında değildi grubun, ama Anıl ve Yiğit Kaan'ın yanındaki yerini korumuşlardı. Yiğit elindeki sprey boyaların birkaçını yere bırakırken Hatice ile göz göze geldi. Gözleri büyüyerek Anıl'ı dürttüğünde bir yandan da parmağı Hatice'nin olduğu yeri gösteriyordu.

"Benim gördüğümü sende görüyor musun?"

Anıl yüzüne büyük gelen gözlükleri çıkarıp beş karış ağzıyla olduğumuz yöne baktığında açıkçası anırarak herkesin içinde bağırdı.

"Oha buz kütlesi mi o gelen?"

Yiğit sert bir darbe ile onu sarsarak uyardı, buz kütlesi diyerek hitap ettiği kişi bendim. Ve Kaan'ın bakışları Anıl'dan sonra bana dönmüştü. Hatice koşarak onlara sarılırken Yiğit ve Anıl'ın iri bedenleri arasında bir süre görünmedi. Daha sonra boğuk bir şekilde homurdanışı duyuldu.
"Gidin duş alın pasaklı herifler, leş gibi ter kokuyorsunuz."

ESKİ SEVGİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin