Eski Sevgili • 27

21.6K 1.5K 530
                                    

ne demek son bölüm 237 okunma 53 oy?

NE DEMEK SON BÖLÜM 237 OKUNMA 53 OY??

Yok size bir daha ballı sucuk falan küstüm gidiyorum bb 

.

.

Yiğit

"Başım çatlıyor Yiğit."

Kaan masaya yasladığı başını kaldırmadan boğuk bir sesle mırıldandı. Sabahtan beri yaptığı tek şey buydu, şikayet etmek.

"İçki şişelerini kaçırıp kenar köşelerde içmeye çalışan senken, ben niye bu kadar baş ağrısı çekiyorum?"

Ters bir bakış atsam da görmediği için önüme döndüm tekrardan. Elimdeki kahve hariç her şeye benzeyen içeceği tekrardan dudaklarıma götürürken okulun ön camından etrafı izlemeye devam ettim.

"O şişeleri tek başıma mı içtim lan? Sen ne halt ediyordun o sırada?"

"Sen daha fazla içtin anasını satayım."

Alayla sırıtarak kaşlarımı kaldırdım ona dönmeden. Muzip bir sesle, "O zaman sen aşk sarhoşu oluyorsun." dedim.

Kafasını koyduğu masadan kaldırmadı ama nefesini dışarı verebilecek şekilde yüzünü çevirdi. Tek görünen gözü açıktı ve içi tamamen kızarmıştı. Koyu mavi gözleri, kızarmış o damarlarla pek de iyi görünmüyordu. Kısa bir süre onda oyalanan gözlerim tekrar aradığım kişiyi bulmak için cama döndü. Boş sınıflardan birinde Kaan masada uyuklarken ben gözcülük yapıyordum.

"Anlamıyorum," diye mırıldandı. "Tüm gece düşündüm, aklımı kaybedecektim. Sude ve Asya'nın alakası neydi, Asya ve Rüzgar'ı nasıl bu kadar iyi tanıyordu, yarın buraya gelecek olan Rüzgar'ın bu olaylarla alakası var mı?"

Kafamı açık pencereden çıkartıp aşağı sarkarken Anıl'ın hala yerinde olduğunu fark ettim. Sırf oradan ayrılmasın ve tüm planı bozmasın diye kantini satın almıştık. "Anıl!" diye bağırdım sesli bir şekilde. Birinci katta olduğum için sesimi kolaylıkla duyabiliyordu. Sıçrayarak elindeki cips paketini yere düşürdü. Kaşlarını çatarak kafasını kaldırdığında  'Ne var' der gibi başını salladı.

"Aşağıda durumlar nasıl?"

Ağzına bir avuç patates cipsi tıkarken sırıttı. Boğuk çıkan sesiyle konuşmaya çalıştı.

"İyiyim kanka ama cipslerim bitmek üzere, Nutella da bitti. Yenilerini getirsen fena olmaz."

Göz devirme isteğime karşı gelerek Kaan'ın sırasındaki kalem ve silgilerden birini aldığım gibi Anıl'a fırlattım. Silgi tam da istediğim gibi Anıl'ı alnının ortasından vurdu. O kafasını ovalarken gözüme çarpan kapüşonlu kişiyle dikkatim dağıldı.

"Lan! Anıl koş!"

"Ne var be Anıl, Anıl. Küstüm oynamıyorum bana ne."

"Sıçarım oyununa kaldır kıçını koş gidiyor kız."

Sonunda anlamış olmalı ki başını çevirip uzun bir bakışmadan sonra onu gördü ve o yöne koşmaya başladı.  

Elimle Kaan'ı dürttüm hızlıca, kapalı gözleri aniden açıldı ve konuşmasına fırsat vermeden boş sınıfın kapısına sürükledim onu.

"Koş hadi koş, yetiş çabuk aşağıdalar. Anıl Hatice'yi oyalıyor."

Arkasına bakmadan koşarak sınıftan çıktığında yarım ağız sırıtarak pencereye döndüm tekrardan. Bu eğlenceli olacaktı.

ESKİ SEVGİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin