10

2.8K 417 310
                                    

bu kitabın final bölümüne 11 bölüm kaldı...

...

Jisung bacaklarının uyuştuğu hissiyle uyandı.

Aşağı baktı ve hala bacaklarında uyuyan Minho'yu gördü.

Sırtından ve omuzlarından rahatsız bir şekilde kıpırdandı. Uykuya dalmak muhtemelen iyi bir fikir değildi.

Minho aniden inledi. "Neden bu kadar çok kıpırdanıyorsun bebeğim?" Mırıldandı.

Jisung'un kalbi bir saniyeliğine atmayı bıraktı ve yüzü kırmızıya döndü.

Minho tamamen ayıldığında söylediklerini fark etti.

"Ah uh bunun için üzgünüm, tam ayılmamıştım, sana bir daha böyle seslenmeyeceği-"

"S-sorun değil, bana böyle seslenebilirsin, b-bunun yanlış olduğunu söylemedim." Jisung sessizce söyledi, ama yine de diğerinin duyması için yeterince yüksekti.

Minho kucağından kalktı, ellerini Jisung'un yüzünün her iki tarafına yerleştirdi ve dudaklarını çabucak buluşturdu.

"Bu ne içindi?" Genç olan kızarmaya devam ederken söyledi.

"Ne? En son beni öptün ve kaçtın, bu bir geri ödemeydi." Minho sırıtarak cevapladı.

"O-oh evet." Daha da kızardı.

"Tanrım, Jisung çok tatlısın." Dedi Minho sonra yatağa girdi ve onu öpücük yağmuruna tuttu.

"Millet, Chan hyung pizza sipariş ediyor- oh, bir şeyi mi bölüyorum?"

Minho nefesinin ardında küfretti ve Jisung'dan uzaklaşarak kapıda sırıtan Changbin'e döndü.

"Kapıya vurmayı hâlâ öğrenemedin mi?"

Jisung, Changbin'e bakmaktan çok utanmıştı, bu yüzden bir yastık aldı ve yüzünü kapattı.

"Üzgünüm, ama sizin böyle bir şey yapacağınızı bilmiyordum." Dedi Changbin, kapı pervazına yaslanarak eğildi.

"Eh, şimdi biliyorsun," Minho cevapladı. "Ne istiyorsun?"

"Oh evet, Chan hyung akşam yemeği için pizza sipariş ediyor, siz de istiyor musunuz?"

"Evet lütfen." Jisung yastığı yavaşça yüzünden uzaklaştırırken söyledi.

"Evet." Dedi Minho. "Hepsi bu mu?"

"Hayır, bir şey daha var, çocuklar zengin CEO Han'ın evini soymak ve bize ödemediği tüm parayı geri almak istediklerini söylediler. Bunu sana şimdi söylemek istedim, yoksa unuturum." Dedi Changbin ve odadan çıktı.

Jisung'un kalbi tekledi, ama bu sefer iyi bir şekilde değil.

"Evimi soymak mı istiyorlar? Nerede yaşadığımı nereden bilebilirler ki..? Ama doğru, muhtemelen hemen bulabilecek Chan hyung'ları var."

"İyi misin? Çok ciddi görünüyorsun." Minho sordu.

"Evet, iyiyim." Jisung, Minho'yu ona yaklaşması için çekti ve göğsüne sokulurken söyledi.

Jisung 21:00 civarında eve döndü ve ebeveynlerinin hâlâ uyanık ve mutfakta olduklarını görünce gözlerini devirdi.

"Jisung nihayet gel- aman tanrım." Annesi neredeyse kahvesini yüzünden boğulacakken söyledi.

"Evet. İşte buradayım."

"Jisung, kendine ne yaptın."

"Hiçbir şey."

"Jisung, aptalca davranmayı bırak. Neden saçlarını boyadın ve kulaklarını deldin." Dedi sertçe.

"Çünkü güzel görünüyor."

Babası hiçbir şey söylemedi, sadece dizüstü bilgisayarına bakıyordu. Kızgın olduğunu ve içinde 'hayal kırıklığına uğradığını' söyleyebilirdi ama umrunda değildi.

"Ve baba bence çocuklara ödediğin eksik parayı pişman olmadan önce ver."

"Hangi çocuklar?" Babası, gözlerini bilgisayar ekranından çekerek cevap verdi.

"Biliyor musun, bütün bu şeyleri senin için çalan çocuklar." Dedi Jisung. "Sadece söylüyorum, kötü bir şey olmasını istemiyoruz, değil mi?"

"Bu seni ilgilendirmez."

"Sadece söylüyorum~" dedi ve iki kızgın ebeveynini aşağıda bırakarak odasına gitti.

bad, minsung [çeviri.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin