13

2.7K 378 124
                                    

bölüm geciktiği için üzgünüm :c

...

Jisung, Minho'nun kolları arasında uyandı. "Her gün böyle uyanmak istiyorum..."

"Hmm? Jisung uyanık mısın?" Minho mırıldandı, uyanmaya başlıyordu.

"Üzgünüm hyung, seni uyandırdım mı?"

"Hayır, sen uyandırmadın."

Bir süreliğine aralarında bir sessizlik oldu, ama Jisung konuşma kararı aldı.

"Babam dün gece beni reddetti." İç çekti.

"Ne?"

"Evet, 'onlarla çok fazla olmak istiyorsan, o zaman git, o zaman bizden ayrıl' gibiydi."

"Jisung..." Minho ellerini Jisung'un yüzünün iki tarafına yerleştirdi ve yanağını başparmağıyla hafifçe okşadı.

"Ben de kendi evime girdim ve parayı çaldım..."

"Bebeğim, neden-"

"Ne demek istiyorsun? Parayı size geri getirdiğim için mutlu değil misin?" Jisung kaşlarını çattı.

"H-hayır, hayır öyle değil, sadece-"

"Sadece?"

"Yardım edemem ama mahvolduğun için üzüldüm, sadece bizim için ailenle olan ilişkini..."

Jisung gülümsedi ve onu güven verici bir şekilde öpmeye başladı.

"Sorun değil. Zaten hiçbir şey değişmeyecek," Jisung iç çekti.
"Babam beni hiç umursamadı, umursadığı tek zaman, biraz daha büyüdüğümde, yapmak istemediğim halde şirketi devralmaktan bahsetmekti."

Minho sessiz kaldı ve küçük olanın açıklamasını devam ettirmesini bekledi.

"Ve annem, o her zaman bana değer verdiyormuş gibi davranıyor, incindiğimde, umurundaymış gibi davranıyor, ama sonra arkadaşlarımdan birini benimle başa çıkmak için çağırıyor. Dudağım patladığında beni rahatlatmak için Seungmin'i aradı!" Jisung, Minho'nun tamamen sevimli bulduğu sinirli halini araya karıştırdı.

"Bunları uzun zamandır içinden çıkarmak istiyor gibiydin." Minho gülümsedi.

"Evet, daha önce hiçkimseye ailem hakkındaki fikirlerimden bahsetmemiştim."

Sessizlik oluştu, ama Jisung tekrar bu sessizliği kırmaya karar verdi.

"Hyung, ailen nasıldı?"

"Ailem senin ailen gibiydi, benimle ilgili hiçbir bok yapmadılar." Minho iç çekti. "Beni hiç umursamadıkları için, lisedeyken oldukça kötü şeyler yaptım, bu yüzden benden daha fazla nefret ettiler."

"Sonra ne yaptılar? Seni dışarı mı attılar?"

"Evet, sonunda benden sıkıldılar, sonra Chan ve Woojin hyung ile tanıştım."

Jisung anlayışla başını salladı.

"Oh Jisung burada mı? Ne zaman geldi?" Changbin, çift mutfağa girerken sordu.

"Dün gece geldi. CEO Han'dan 5.000 dolar aldı." Dedi Minho. "Oh ve bundan sonra bizimle birlikte yaşayacak."

"Jisung gerçekten parayı aldın mı?!" Hyunjin şaşkınlıkla sordu.

"Evet." Dedi ve parayı Chan'a verdi. "Hadi bakalım."

Kahvaltıdan sonra Minho ve Jisung odalarına geri döndüler.

"Bugün randevuya çıkmak ister misin?" Minho sordu.

"G-gerçekten mi?"

"Evet. Sinemaya falan gidelim."

Jisung randevu düşüncesiyle kızardı.

"Duşa girip hazırlanacağım, ve senin kıyafetlerini giyeceğim, tamam mı?" Dedi Jisung ve lavaboya girdi.

"Tamam, bugün senin için kıyafet alışverişi yapacağız." Dedi Minho ve yatağının üzerine atladı. Telefonunu eline alıp oyun oynamaya başladı.

İkisi de çok hızlı bir şekilde hazırlandı. Jisung, yırtık kot pantolon ve düz beyaz bir tişört giydi. Minho ise, siyah yırtık kot pantolon ve kırmızı bir kapüşonlu giymişti.

Jisung kendi kendine sırıtıyordu. "Kapüşonlu giymemem iyi bir şey, hava soğuduğunda Minho bana kendininkini verebilir."

"Gitmeye hazır mısın?" Minho sordu.

"Evet ama bir saniye, telefonumu almalıyım."

Jisung'un telefonu tüm gün açıktı ama kontrol etme zahmetine girmemişti, bu yüzden ilk kez kontrol ediyordu.

(grup konuşması) felix: yo jisung nereye gittin?
(grup konuşması) seungmin: evet?? ebeveynlerin bize evden gittiğini söyledi
(grup konuşması) jeongin: minho'ya gittin, değil mi? ;)

Jisung telefonunu cebine attı. "Tabii ki ailemden bir mesaj yok."

Gülümsedi ve Minho'nun elini tuttu.

"Hadi gidelim!"

...
kontrol etmeden atıyorum, hatlarım varsa özür dilerim :>

bad, minsung [çeviri.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin