5.bölüm

165 76 17
                                    


İyi okumalar :)

Parka geldiğimde kızları serbest bıraktım onlarda arkadaşlarının yanına koşup oyun oynamaya başladılar ben köşeden onları izlerken boş bir banka oturdum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Parka geldiğimde kızları serbest bıraktım onlarda arkadaşlarının yanına koşup oyun oynamaya başladılar ben köşeden onları izlerken boş bir banka oturdum. Kızlardan bir an bile gözümü ayırmıyordum. Sanki ayırırsam her an başlarına bir şey gelecekmiş gibi hissediyorum. Keşke böyle hissetmesem. Bana seslenildiğini fark ettiğimde kızlardan başımı çevirip bana seslenen beyefendiye baktım.

-merhaba

-merhaba

-eğer rahatsız olmazsanız oturabilir miyim?

-buyurun, rahatsız olmam

Boş yanım dolduktan sonra kızlara bakmaya devam ettim.

-hangisi sizin ?

Beyefendiye dönüp anlamamış gözlerle ona baktım.

-anlamadım

-hangi çocuk sizin?

-ikizler, Alya ve Ayla

İsmini bilmediğim beyefendi parka bakıp gülümsedi

-çok güzel ve tatlı kızlarmış

-öylelerdir.

Bir süre sonra Ayla koşturarak yanıma geldi.

-ne oldu Ayla?

-abla susadım

-tamam

Çantamdan bir şişe su çıkarıp Ayla'ya verdim. Bir kaç yudum içtikten sonra şişeyi bana uzattı ve koşar adımlarla arkadaşlarının yanına gitti

-ablası mısın?

-hayır, bakıcılarıyım

-neden sana abla diye sesleniyorlar

-iki yaşlarından beri onlara ben bakıyorum onlarda beni ablaları olarak görüyor

-ilginç

-ilginç olan ne?

-bilmem ama ilginç

-siz de değişiksiniz

-neden ?

-bilmem ama değişiksiniz

Beyefendi bir kahkaha patlattıktan sonra istemsiz olarak bende güldüm. Aramızda geçen diyalog çok saçmaydı.

-ben Berke bu arada

-Aydilek

-tanıştığıma memnun oldum

-bende bu arada siz kiminle geldiniz?

-ben Nur'un abisiyim. Yani doğum günü kızının abisiyim.

-anladım.

Berke ile konuşmaya devam ettim. Gerçekten çok iyi ve sıcak kanlı biriydi. Sohbeti sarıyordu ve hiç gülmediğim kadar güldüğümü kabul edebilirim. Bir anda bağırma sesi ile kafamı parka döndüm. Gözlerim korku ile açıldı hemen çantamı alıp Alya'nın yanına gittim.

-Alya ne oldu.

-abla düştüm dizim çok acıyor

Dizine baktım pantolon siyah olduğundan hiçbir şey gözükmüyordu.

-tamam bak şimdi seni oradaki banka götüreceğim sonrada dizine bakacağım acısı dinene kadar benim yanımda oturursun olur mu ?

-olur abla

Alya'yı kucağıma alıp bankın yanına götürdüm. Onu oturttuktan sonra pantolonunu dizine kadar açtım. Dizinde çok bir şey yoktu sadece bir çizik olmuş ve o da biraz kanamış.

-dizine bir şey olmamış Alya'cm sadece ufak bir yara şimdi ben bu yarayı temizleyip yara bandını yapıştıralım hiç bir şeyin kalmaz

-yara bandı kedicikli mi?

Küçük bir kahkaha patlatıp Alya'nın sorusuna cevap verdim.

-hayır ama eve gidince kedili sini takarız tamam mı?

-tamam

Çantama uzanıp içinden ıslak mendil aldım ve yarayı yavaş bir şekilde silmeye başladım. Silme işlemi de bitince yara bandını yapıştırdım.

-bitti

- bu kadar mı ama hiç acımadı

-acıdı ama sen çok güçlü bir prenses olduğun için hissetmedin.

-gerçekten mi ?

-gerçekten

-o zaman geri oyun oynamaya gidebilir miyim?

-gidebilirsin ama dikkatli olmak şartıyla

-dikkatli olacağım

-hadi git bakalım.

Alya gittikten sonra bir süre arkasından baktım. Ona odaklanmış bir şekilde geçmişin denizinde boğuluyordum. Taki onun sesini işitene kadar.

-ilginç

-yine ilginç olan ne

-sanki daha önce çok ama çok fazla çocuğa bakmış gibi tecrübelisin. Kardeşin filan var mı?

Yüzüm bir anda sorduğu soru ile solmuştu. Evet bir kardeşim vardı. İsmi Aymira'ydı. O benim bu hayatta değer verdiklerimin başındaydı. Onu o kadar çok seviyordum ki ama sevgim onu kurtarmaya yetmedi. Kurtaramadım onu o adamın elinden. Güçsüzdüm daha, korkmuştum o gece, kaçmıştım. Arkamda Aymira yardım isteyen gözlerle bana bakıyordu ama ona yardım edemiyordum. En son acı dolu bakışlarını görmüştüm. Kaybetmiştim onu bir daha bulamamak üzere. Kaybetmiştim o gün dünyada ki tek ailemi...

-yanlış bir şey sordum sanırım anlatmak zorunda değilsin

Berke'nin sözlerini duyuyordum ama anlayamıyordum. Gözlerim yavaştan doluyordu o denizde boğulurken. Sanki ayağımdan birisi beni tutup denizin dibine çekiyordu sırf öleyim diye , sırf o günleri daha çok hatırlayayım diye...

-evet bir kardeşim var

Berke bu konu üzerinde daha fazla durmazken Berke'nin annesi herkese seslendi

-pasta zamanı hadi gelin çocuklar.

Çocuklar pasta vaktini duyunca masanın etrafına toplanıp pasta pasta diye bağırmaya başladılar. Sonra da Nur'u başa alıp doğum günü şarkısını söylemeye başladılar. Şarkı bittiğinde Alya ve Ayla elinde pastalar ile yanıma geldiler ve yemeye başladılar.

🦋

Yorgun KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin