Akşam yemeği vaktiydi ve Charles Wynter kahya Thomas 'ın avladığı yabani domuz için oldukça sabırsızlanıyordu.
Yabani domuzları avlamak fazlaca meşakatli bir olaydı, bu yüzden Thomas her zamanki gibi Dük hazretlerinin en iyi adamlarını, beraberinde götürmeyi ihmal etmemişti.
Bu iki günlük avlanmanın hasılatı olarak, bir yabani domuz ve üç tane geyik avlayıp geri dönmüş görünüyorlardı.Ve şimdi de eline kadeh tutuşturmuş şöminenin yanına doğru yürüyen Charles'ı izlemekteydi Leydi Elizabeth.
Genç adamın keyfinin yerinde olduğunu görmek, onu da mutlu etmiş gibiydi.Oturduğu koltukta kıpırdandı ve
" Akşam yemeği için sabırsızlanıyorum." dedi.
Charles, ona doğru döndü.
" Emin olun ben de. Uzun süredir av hasılatı olan etlerden, yemediğimi itiraf etmem gerek."
Leydi Elizabeth gülümseyerek
" Ben de öyle... Zaten pek mümkün de değil. Şehirde pek tercih edilmiyor, bu biraz daha egzotik bir tat gibi." deyince, Charles kafasını salladı
" Elbette öyle. Ben taşrada doğup, hayatımın çoğunu burada geçirdiğim için alışığım."
Genç kadın, elindeki kadehten bir yudum aldıktan sonra yutkundu ve
" Amcam Lord Cameron'un da garip bir taşra hevesi vardır. Her ay bir haftalık olmak üzere, tatil için mutlaka buraya geliyoruz.. "dedi.
Genç adam, şöminenin yanında duran Koltuğa kendini bırakırken keyifli bir ses tonuyla konuştu.
" Evet bilirim. Amcanızı, misafir etme zevkini çoğu kez tattım diyebilirim. "
Elizabeth gülümsedi yeniden.
" Benim buraya son gelişimi hatırlıyor musunuz ekselansları?"
Genç adam bu soru karşısında, hatırlamaya çalışır gibi gözlerini kıstı ve ağzından küçük bir hımm sesi çıkardı.
Ardından kafasını yavaşça sallamaya başladı
"Hatırlıyor gibiyim. Geçen yıl bir yaz mevsimiydi, değil mi?"
Genç kadının adeta gözleri parlamıştı.
Zira Charles Wynter tam olarak doğru bilmişti.
Geçrekfen hatırlıyor görünüyordu.
Bu durum genç kadını oldukça memnun etmişti.Kafasını sallarken, içkisinden bir yudum aldı.
Daha sonra,
" Evet, oldukça keyifli bir haftaydı. Hatta sizinle ava bile gitme şansı yakalamıştım, ama sadece atın üzerinde durma şartıyla. " dedi.
Genç adam gülümseyerek omuz silkti.
" Neyse ki sadece atın üzerindeymişsiniz. Demek ki böyle bir şart koymamız, oldukça iyi bir fikirmiş.."
Genç kadın da ona gülümsedi ve
"Sanırım öyle..." dedi.
Ardından gözlerini şu an içinde olduğu koca salonda gezdirdi.
" Bu kocaman salonda verdiğiniz daveti de, hatırlıyorum."
Genç adam özlem duyarcasına gülümsedi yeniden.
" Ben de hatırlıyorum. Hatırlamamak elde mi ? O gece epey eğlenmiştim."
Leydi Elizabeth heyecanla devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN SEN (TAMAMLANDI)
Ficción histórica" ... Ancak unutmaman gereken tek bir şey var, seni her daim seveceğime ve kalbimdeki yerinin hiçbir zaman dolmayacağına eminim. Sen benim hayatımın tek aşkı olarak kalacaksın. Hoşçakal... Luci...