YENİDEN SEN (TAMAMLANDI)

27_

  Hızla odasına geçtiği gibi kapıyı ardından kapattı ve sırtını kapıya dayadı.

Az önce yaşanan olayların şokunu üzerinden atamazken, merdivenleri koşar adım çıktığı için hala nefes nefeseydi. Ellerinin titreyişine engel olamıyordu ve hızla nefes alıp vermekten ağzınının kuruduğunu bile hissedebiliyordu.

Ne yapmıştı öyle?

Bunu nasıl yapardı? O adam ne kadar eski aşığı olsa da, Dük Charles Wynter'dı.
Ve bu görmezden gelinmeyecek bir gerçekti. Böyle bir şeye nasıl cesaret edebilmişti, hala aklı almıyordu. O odaya girmekle büyük bir hata yapmıştı.
O Lanet olası odaya girmemeliydi, bunu düşünmüş olması bile ahmaklıktan başka bir şey değildi.

Yavaşça, yaslandığı kapıdan uzaklaşarak, yatağına doğru yürüdü.
Biraz daha sakin olduğu bir gerçekti, fakat ellerinin titreyişini hala zaptedemiyordu.

Yüce Tanrım, sen aklımı koru.

Her ihtimali düşünmesi gerekiyordu, böylesine pervasız bir davranışta bulunmasının nasıl sonuçlar doğuracağını düşünmeliydi.
Zira evden biri her an odaya girebilirdi, bir hizmetli veyahutta bir uşak.

En kötüsünü düşünürken, nefesinin kesildiğini hissetti.

Belki de Leydi Weber...

Ulu İsa!

Düşüncesi bile fazlasıyla korku veriyordu genç kadına.
İşvereninden ziyade, en yakın dostu olan Leydi Weber'ın bu manzaraya şahit olması, kesinlikle Lucinda'ya olan güveninin derinden sarsılmasına neden olmasıyla kalmayıp, onun hakkında büyük bir yanlışı düşünmesine neden olacaktı.

Yine mi... diye sorabilecek derecede hem de..

Bu kadar eziyet çekmesine, hatta ailesi tarafından reddedilmesine sebep olan, toplum tarafından kesinlikle ayıp ve hor görülen bu davranışları, sergilemekten hala vazgeçmediğini yüzüne vurmaktan asla geri kalmazdı.
Zira Leydi Weber, Lucinda'ya güvenerek iki kızını ona emanet etmişti.
İki kız.
Yetiştirilmesi Lucinda'ya ait olan iki kız.

Ve Genç kadın, Leydi Weber'a öylesine ahlaksız bir şekilde yakalansaydı, onun malikaneden ve çocuklardan sorgusuz sualsiz uzaklaştırılmasını isteyebilme hakkına gayet sahipti.
Sonuçta o bir anneydi ve onların düzgün, ahlaklı ve toplum tarafından her zaman saygınlıkla bahsedilen kızlar olarak, yetişmeleri için her şeyi göze almaya hazırdı.
Leydi Weber genç kadının, kızlarına örnek teşkil etmesi gereken yerde onu öyle bir durumda görünce, büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağı oldukça kesin bir mevzuydu.

Ve Lucinda böyle bir şeyin asla ve asla gerçekleşmesini istemezdi.

Bunu yerine ölmeyi bile yeğlerdi.

Genç kadın bunları düşünürken, yatağının kenarında oturmuştu.
Bir anda elini yavaşça dudaklarına doğru götürdü.

O anlar gözlerinin önüne gelince, bir anda yoğun bir sıcaklığın bedenine yayıldığını hissetti.

Her şeyiyle aynıydı.
Charles Wynter.
Gözlerinin dolmasına, engel olamazken

Ah Charles, neden hala bana karşı bu kadar şefkatlisin... diye geçirdi aklından.

Bu öpücüğü asla hak etmemişti Lucinda. Hele ki bugün çalışma odasında, Charles'a karşı o acı veren sözleri sarfettikten sonra...

Lucinda, ona hakaretler yağdırmasını, aşağılamasını, bağırıp çağırmasını, hatta tokat atmasını bile bekliyordu. Ancak Charles Wynter bunların hiçbirini yapmamış, onu öldüresiye öpmeyi tercih etmişti.
Lucinda'nın kahrolmasına sebebiyet veren şeylerden biri de buydu.