Bölüm 17"Luther"

938 51 4
                                    

Multimedyadaki meşhur Luther'ımız var.

Esther karanlıkta duvarın arasından bir taş çıkardı ve elindeki büyüleri burda açılan boşluğa koyup taşı yerini geri koydu.Arkasından gelen ses ile irkildi bir anda.

"Anne!Ne var orda?"

Konuşan Elijahdı.Daha 10 yaşındaydı.Yanında da hiçbir şey anlamamış küçük Niklaus vardı.Esther iki çocuğun önüne çökerek ellerini tuttu.

"Elijah ve Niklaus...Benden sonra büyülerime siz sahip çıkacaksınız.Şu an tehlikesini pek anlayamayacağınız bir büyü var içinde.Ölü büyüsü...Eğer o kötü kişilerin eline geçerse size zarar vermeye kalkacaktır."

Niklaus 'un göz bebekleri heyecanla büyüdü. "Uyurken anlattığın hikayelerdeki kötüler gibi mi anne?"

Esther Niklus 'un yüzünü okşadı şefkatle.

"Daha kötü oğlum.Ona insan bile denemez.Lanetli bir canavardır.İnsanların yaşam enerjisini yiyerek beslenir, kötülükten başka bir şey düşünmez.Sakın buna izin vermeyin olur mu?" İki çocuk başlarını salladılar hızlıca.

Elijah irkilerek gözlerini açtı.Vücudu gördüğü şeylerin etkisi ile hala titriyordu.

"Vampirlerin rüya görmediğini zannediyordum.Köken olmanın ayrıcalığı mı bu yoksa?"

Kafasını çevirdi Elijah ,bu solda oturup ona gülümseyerek bakan Hayley'di.Onunla uzun zamandır konuşmamıştı.Özlemişti hatta.

"Görmezler." Kesin ve net...Ayağa kalkıp kapidan çıkacağı sırada Hayley onu durdurdu.Elijah 'in bu panik olmuş hali onu endişelendiriyordu.

"Bir sorun mu var Elijah?"

Elijah Hayley'e uzun uzun baktı.Gerçekten onunla mutlu bir hayatı olsun istiyordu.Ama nedense sürekli buna engeller ortaya çıkıyordu.Sanırım bu evde kendini Hayleyden başka düşünen yoktu.Özellikle bir kaç gündür sürekli gördüğü şeyler yüzünden kafayı yemeye başlayacaktı.Ama biliyordu annesi ölmemişti ve beyninde yaratılan tüm bu oyunlar onun eseriydi.

"Klaus nerde?Onunla konuşmalıyım."

Hayley işaret parmağını yukarı doğru kaldırdı.

"Yukarıda Marcel ile konuşuyor. "

Elijah ,odaya girdiğinde sinirle Klaus'un yakasını tuttu.

"Sana yemin olsun kardeşim.Bir daha beni devre dışında bırakmaya kalkışırsan ,sonunu getirmek için elimden geleni ardıma koymam." Klaus hızlıca iteledi Elijahı.Onun boynuna kırmak istemezdi ama mecbur kalmıştı buna.

"Bundan daha önemli problemlerimiz var abi.Sanırım annem ölü büyüsüyle ilgili zihnimi kurcalıyor."

Elijah bir an donup kaldı.

________________________________________________________________________

Victoria New Orleans sokaklarında yürürken kahvesinden bir yudum aldı. Nedense takip ediliyormuş gibi hissediyordu.Arkasına döndü uzun süre bakındı ama tehdit olacak kimseye göremedi.Tekrardan önüne döndüğünde kendisini bayıltıp Klaus 'la antlaşma isteyen Serena'yı buldu.

"Merhaba Victoria"dedi en sevimli haliyle ama Victoria hiç konuşmadan yanından geçti Serena 'nın. Hızlı adımlarla ilerlerken arkasında Serenanın geldiğini hissedebiliyordu.Bir süre sonra Serena Victoria'nın hızına yetişip yanına geldi.

"Sadece konuşmak istiyorum" Victoria bir an durdu.

"Ne söyleyeceksen hemen söyle Serena!"

"Seninle buluşmak isteyen biri var"

Serena ,Victoria'nın eline bir kağıt sıkıştırdı ve arkasına bile bakmadan gitti.Victoria kağıda baktı bu bir adresti.Uzun süre tereddüt etti aslında gidip gitmemeyle ilgili.Ama gitmezse de hiç bir zaman bilemeyecekti ne olduğunu.Ve...gitti.

Büyük bir evin içine girdi.Her yer klasik tarzda dekore edilmişti.Tıpkı üzerinde bir akşam yemeği hazırlanmış masa gibi.

Victoria yemekleri incelerken merdivenden esmer bir adam indi.

"Hoşgeldin Victoria."

"Beni nerden tanıyorsun!"

"Asıl soru bu değil güzel cadı Victoria.Önemli olan senin nasıl beni tanımamış olman."

Victoria evet bir cadıydı.Hatta en güçlü cadılardandı.Ama cadılığın kökenine dair hiçbir şey bilmezdi.Öğrenememişti ki hiç bunları.Vakti olmamıştı ailesinden öğrenmeye.Tıpkı Hayley gibi uzaktı soyundan.Fakat Bildiği çok değerli bir şey vardı o da karşısındaki her kimse zihnini zorluyordu.Güçlü biri olmalıydı.

"Ben Luther.Serena 'nin aldığı büyü beni tekrardan canlandırmak içindi.Cadıların efendiliği için çağırdılar beni.Senin gibi hainler yok edilecek."

"Beni mi öldüreceksin?(!)"dedi Victoria alaylı tavırla.Artık o da emindi ne kadar güçlü olduğundan.

"Seni öldürmek..Yoo hayır...Buna gerek yok.Sen kendini yavaş yavaş yok edeceksin zaten."

Arkadaşlar size diğer kitabım ökseyi tanıtmak istiyorum.Ökse benim uzun süredir yazdığım kitabım.Belki bir gün gibi fanfiction değil tamamen kurgu bana ait.Çok zeki saygılı dışarıdan katile hiç benzemeyen bir katili anlatıyorum kitabımda ve onun gitgide içine giriyoruz kitapla beraber gizemlerini, cinayetlerini,olaylara bakışını inceliyoruz.Katilimizi Jensen Ackles canlandırıyor.Umarim okur ve yorumlarınızi bana aktarırsınız.

Not:Ökse 'nin anlamı kuşlar için hazırlanan hain bir tuzaktır.

Belki bir günHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin