Jungkook Taehyung'a ihtiyacı olan şeyleri paketlemesini söyledi.
Taehyung odasında etrafa bakındı.
Battaniyeleri.
Onlara ihtiyacı yoktu.
Yine de rüzgarın esintisini zar zor da olsa engelliyorlardı.
Dolabına baktı.
Birkaç tişört, bir sweat, bir çift pantolon.
Sweatini ve pantolonunu aldı.
Evin geri kalanına baktı.
Götürülecek bir şey yoktu.
Kıyafetleri sırt çantasına koydu, telefonunu ve defteri de içine attı.
Az kalsın evden çıkıyordu ki bir şey hatırladı.
Çabucak odasına geri koştu ve dolabını açtı. İyice arkalara elini uzattı ve yumuşak bir şeye dokununcaya dek hareket ettirdi. Bulunca da yakalayıp çekti.
Berry.
Üç yaşındayken annesi bunu ona vermişti. "Ben senin yanında değilken o seni izleyecek," demişti. Taehyung bu ayıcığı her yere götürüyordu, evden asla onsuz çıkmazdı. Ama anne babası öldüğünden beri, o ayıya bakmamıştı bile. Çok canını acıtıyordu. Yine de hep etrafında tutmuştu. Bu onu güvende ve korunmalı hissettiriyordu;
Onu seven biri gibi.
Taehyung tozlu, eski ayıyı kolları arasında tuttuğunda gülümsedi. Küçük bir sarılmanın ardından başını okşadı.
Oyuncağa fısıldadı, "Haydi gidelim,"
Onu da çantasındaki diğer şeylerin yanına koydu.
Jungkook kapının dışında onu bekliyordu.
Araç yolunda park edilmiş bir araba vardı.
Jungkook anahtarları parmağında döndürdü,
"Gitmeye hazır mısın?"
Taehyung omzunu silkti.
"Sanırım."
Jungkook gülümsedi,
"Endişelenme, eğlenceli olacak. Öyle olacağını göstereceğim."
Göz kırptığı zaman, Taehyung'un kalbinde küçük bir ateş alev aldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
helpless; taekook
Conto"yatak odanın kapısını nasıl kilitleyeceğini gerçekten öğrenmelisin." the owner is @cupofmilktae angst